Nasrullah: Yahudiler, Siyonistlerden safını ayırsın

img
Nasrullah: Yahudiler, Siyonistlerden safını ayırsın YDH

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Aşura törenleri dolayısıyla Beyrut’un güneyinde bir konuşma yaptı.




YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın el-Menar, el-Meyadin ve el-Alem televizyonları tarafından canlı yayımlanan konuşmasının güncel gelişmelerle ilgili kısmında önce IŞİD’e değindi ve şunları söyledi:

Bedeli de olsa birçokları rahatsız da olsa bizler gerçekleri söylemeliyiz. IŞİD, İslam dünyasında ortaya çıkmış en tehlikeli tehditlerden biridir. IŞİD’in bölge ülkelerinde meydana getirdiği yıkıma bakın. İslam’ın ve Peygamber’in imajına verdiği zarara bakın. Amerika ve İsrail planlarına ne kadar büyük hizmet ettiğine bakın.

IŞİD’i yok etmek ve onun meydana getirdiği zulüm ve fesadı ortadan kaldırmak için her yerde savaşı sürdürüyoruz. IŞİD tekfirci düşüncenin bir tezahürüdür ve onun benzerleri her zaman ve her yerde ortaya çıkabilir. Öncelikle onu kimin meydana getirdiğini, para ve silah açısından kimlerin desteklemekte olduğunu görmek gerekiyor.

Binlerce insan öldürüldü, İslam’ın çehresi tahrip edildi. Bunlar yüzünden Peygamber’le ilgili yanlış bir algı oluşturuldu. Bunlara sebep olanların ortaya konması, insanların bunları tanıması gerekiyor.

IŞİD’i ortaya çıkarıp destekleyenleri cezalandırmak gerekiyor. İslam dünyası, tekfircilik ve vehabbilik konusundaki tutumunu belirlemelidir. Müslümanların alimleri, aydınları, düşünürleri vs. konferanslar ve seminerlerle bunları ortaya çıkaran faktörleri ve tekfirciliği tanıtmalı ve açıklamalıdır. Bütün bu cinayetlere kimlerin sebep olduğu aydınlatılmalıdır.

Yahudiler, Siyonistler ile safını ayırsın

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İsrail’in son dönemde Lübnan’a ve Suriye’ye yönelik tehditleriyle ilgili olarak Yahudilerin kaderlerini Siyonist rejimin eline terk etmemesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

İsrail Lübnan’a yönelik hiçbir tehdidi esirgemiyor. Kuzey tugayı tatbikatından önce ve ondan sonra bir yandan Lübnan direnişine silah gönderilmesini engelleme bahanesiyle Suriye’ye saldırılarını sürdürürken bir yandan da Lübnan sahasını ihlal etti ve savaşı yeni bir savaş yönüne sevk etti.

İsraillilere şunu söylüyorum: Biz Direniş olarak en başından beri söyledik. Bizim savaşımız işgalci Siyonistlerledir; semavi bir dinin takipçisi olan Yahudilerle değil. Siyonizm hareketi, Filistin’i yerleşim merkezleriyle işgal etme planını yürütmek için Yahudiliği istismar etmiştir.

Yahudiler, Amerika’nın bu bölgedeki Arap halkına yönelik savaşının yakıtıdır. Bizim halklarımız ayağa kalkıp kendini ve topraklarını savunduğunda bunlar Yahudi karşıtıdır diye yalan söylüyorlar. Ben Yahudi alimlerine sesleniyorum. Sizleri buraya getirenler, nihayetinde sizleri yok etmeye çalışıyorlar.

Netanyahu hükümeti sizi yok oluşa sürüklüyor. O, bölgeyi savaşa sürüklüyor. Bu savaş sizin zararınızadır ve siz bundan dolayı ağır bedeller ödeyeceksiniz.  

Netanyahu; bölgeyi, Lübnan’ı ve Suriye’yi sözlü savaşa, önleyici savaşa sürüklüyor; ancak ne kendisi ne de hükümeti, gelecekteki savaşa ve o savaşın sonuçlarına dair değerlendirme yapabilecek durumda değil. Eğer savaşı başlatırlarsa bunun nasıl sonuçlanacağını bilmiyorlar. Onlar böyle bir aptallık ederlerse bu savaşla ilgili doğru bir kestirimde bulunamıyorlar.

Siyonist olmayan Yahudileri Filistin’i terk etmeye çağırıyorum

Siyonist olmayan tüm Yahudileri kendilerini kesin bir felakete götüren Siyonistlerle saflarını ayırmaya davet ediyorum. Onları Filistin’i terk etmeye, geldikleri yerlere dönmeye davet ediyorum.

Netanyahu, eğer bölgede yeni bir savaş başlatırsa bu Yahudiler Filistin’i terk etme fırsatı bulamayacak. Düşman hükümet şunu bilsin ki zaman değişti, ittifak yaptığınız kimseler (Arap ülkeleri) üzerine yaptığınız hesaplar, size bir vebal olarak kalacaktır.

İsraillilere sesleniyorum. Liderlerinizin gelecekteki savaşı hemen kazanacaklarına dair söylediklerinin birer yalan ve kuruntudan ibaret olduğunu biliyorsunuz.  Dolayısıyla aptal liderlerinizin sizi maceraya sürüklemelerine izin vermeyin; çünkü bu maceracılık her şeyin sonu olacak. Lübnan’a yönelik bir savaş başlatılması halinde işgal altında tuttuğunuz Filistin topraklarının hiçbir yeri sizin için güvende olmayacak.   

Amerika’ya güvenilirse bölge ülkeleri bölünür

Konuşmasında IŞİD’le mücadele ve Irak’ın bölünmesi konularına da değinen Hizbullah genel Sekreteri Nasrullah, şunları söyledi:

Eğer Iraklılar, Suriyeliler, İranlılar Amerika liderliğindeki uluslararası koalisyonu bekleseydi, IŞİD, yerli yerinde duruyor olacaktı. IŞİD’in sloganı, ‘kalacağız ve yayılacağız’ şeklindeydi. Biz şu an bölgenin bölünmesi planıyla karşı karşıyayız. Bu plana karşı mücadele etmeliyiz. Eğer Amerikalılara güvenirsek bölünme gerçekleşir.

Bugün Irak ve bölge halkları dostunu ve düşmanlarını iyi tanımalıdır. Amerika’ya güvenmemelisiniz, kendinize güvenmelisiniz. Gerçek dostlarınızdan yardım alın. Amerika bu bölgenin tüm musibetlerinin ve sorunlarının gerçek sorumlusudur.

Amerika’nın yeni hükümeti, Kore’den Venezüella ve Küba’ya kadar yeni savaşlara hazırlanıyor. Biz şu an bu bölgedeki sorunların sebebi olan bir hükümetle karı karşıyayız, onlara güvenilemez; çünkü onlar için göz açıp kapayıncaya kadar anlaşmasını bozup sözünden dönmek kolaydır.

Nihai zafer Yemen halkının

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, konuşmasının Yemen, Bahreyn ve diğer bölge ülkeleriyle ilgili bölümünde de şunları söyledi:

Suudi liderlerin kendi hedeflerini gerçekleştirmek için başlattıkları zalimce savaş durdurulmalıdır. Biz bu Suudi Amerika savaşını bir kez daha mahkum ediyoruz.

Suudi liderlerinin yaptıkları savaşın hiçbir ufkunun olmadığını görme zamanı gelmedi mi? Gösterileriyle meydanları dolduran Yemen halkı, direnişlerini göstermek için savaş meydanlarını da doldurdu. Bu bilinç ve yiğitlik sebebiyle nihai zafer bu halkın olacaktır. Onlar açısından bu savaşın bedelinin ne olacağının bir önemi yok; çünkü direnmenin bedeli, teslim olmanın bedelinden daha azdır.

Bugün Mazlum Bahreyn halkını da yad ediyoruz. Onurları kırılıyor, evlatları zindanlara atılıyor, alimlerine bakı yapılıyor ta ki böylece Bahreyn rejimi İsrail’le ilişkilerini normalleştirebilsin diye.

Meydana gelen yeni faciadan dolayı Myanmar Müslümanları ile da dayanışmamızı ilan ediyoruz. Myanmar’da işlenen cinayetler en küçük bir sorumluluk bile üstlenemeyen İslam İşbirliği Örgütü’nün başarısızlığının bir göstergesidir. İslam ülkelerinin çok geç olmadan üstlenmesi gereken sorumlulukları var. Hepimiz bilmeliyiz ki bu sorunun sebebi ırkçı ve faşist Myanmar hükümetidir.