Peskov: ABD’den dayatma dilini kabul etmeyeceğiz

img
Peskov: ABD’den dayatma dilini kabul etmeyeceğiz YDH

Kremlin, Amerikalı yetkililerin dayatma diliyle konuşmalarını Rusya yönetiminden hiç kimsenin kabul etmeyeceğini vurguladı.




YDH (Rusya) - Argumentı i Faktı (AiF), Rusya’nın halihazırda en eski ve en prestijli haber dergisi. 1978’den beri yayımlanıyor. Bu nedenle, Rusya siyasetinde önemli isimlerin AiF’te yayımlanan mülakatları da çoğu zaman büyük önem taşıyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un, AiF’in 30 Mart tarihli sayısında yayımlanan uzun mülakatı da böyle. 

Mülakat, daha ziyade, “Putin’in en büyük hobisi okumak,” başlığıyla öne çıkartıldı; oysa bundan çok daha önemliydi. Bu, sadece kısa bir soruya verilen kısa bir cevaptan ibaretti; nitekim AiF redaksiyonu da başlığa bu hobi konusunu değil şu sözleri çıkarmıştı: “Rusya’nın dostları, düşmanlarından çok daha fazla”.

Doğal olarak başlığa çıkarılan konu, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. 

AiF redaksiyonunun, “Şu an kimlerle dostluk içindeyiz?” sorusuna Peskov, şu cevabı veriyor: 

“Gürcistan, Ukrayna ve Baltık ülkeleri dışında eski Sovyetler Birliği bölgesinin tamamı. BDT ülkeleriyle mükemmel bir ilişkimiz, Avrasya Ekonomik Birliği ülkeleriyle derinleşen bir entegrasyon var. Ayrıca eski Birlik bölgesinde önemli uluslararası bir süreç daha işliyor: Rusya ve Belarus’un birlik devleti. Rusya ile ilişkilerini geliştirmeye büyük önem gösteren Latin Amerika ülkeleri var. Bir dizi AB ülkesi var. Evet, Brüksel’le işler kötü gidiyor; ama AB üyesi ülkelerle ilişkiler ikili temelde devam ediyor. Afrika ülkeleri var. Bunlar, geçenlerdeki Rusya-Afrika zirvesinde görüldüğü gibi, ilişkilerin gelişmesine büyük ilgi gösteriyorlar. Herhalde dostlardan söz ederken Çin’den başlamak gerekti. Hindistan da var. Ayrıca fiilen Asya ve Okyanusya bölgesindeki herkesi sayabiliriz. Belki Avustralya dışında.”

Görüldüğü gibi, bu geniş listede Türkiye’nin adı geçmiyor. Bundan büyük anlamlar çıkarmak yersiz; ancak Peskov gibi son derece deneyimli bir sözcünün sözlerini önemsiz bir unutkanlık saymak da naiflik olacaktır. 

Biraz sonra, Rusya liderinin en rahat hangi yabancı liderlerle görüştüğü sorusuna karşılık da, “Herhalde mevcut siyasetçilerden kimseyle böyle yakın formatta ilişkisi yok,” cevabını veriyor; bununla birlikte “Hiç kuşkusuz, Putin’in uzun saatler geçirdiği liderler var,” diyor ve şöyle sıralıyor: “Mesela [Çin lideri] Si Tzinpin [Şi Cinping], mesela [Hindistan lideri] N. Modi, mesela A. Lukaşenko, vs. Epey güvenli ilişkiler kurulmuş bulunanlar çok.”

AiF redaksiyonunun sorularında Türkiye, son Karabağ savaşı vesilesiyle de geçiyor. Redaksiyon şöyle soruyor: 

“Karabağ’daki hadiselerden sonra Kafkaslardaki dost cumhuriyetleri kaybedeceğimiz endişeleri yok mu? Ermenistan’da iç kargaşa, Azerbaycan ise gitgide Türkiye’nin çekim alanına girmeye başlıyor...” 

Peskov şu cevabı veriyor: 

“Bizim, Azerbaycan ile, karşılıklı saygı üzerine kurulu mükemmel ve güvenilir ilişkilerimiz var. Bunların, karşılıklı çıkarları temsil eden çok, pek çok veçhesi olabilir. Ermenistan ile de tarihi iyi ilişkilerimiz var. Ermenistan’a cömert yarar sağlayacak çok miktarda entegrasyon süreci de işliyor. Siyasi olduğu gibi ekonomik. Yaşananlara gelince... Herhalde Putin’in savaşı durdurmaktaki kişisel rolünü herkes hatırlamalıdır.”

Türkiye, turizm için önemli

Peskov, Türkiye’yi sadece turizm vesilesiyle anıyor; ancak bu da, Rusya’nın kendi turizmini geliştirmeye çalıştığı başlığı altında. Redaksiyonun sorusundaki, Putin’in geçtiğimiz günlerde bütün Rusya vatandaşlarına tatillerini Rusya’da geçirmelerini tavsiye ettiği hatırlatması üzerine, Peskov, 1991’de genç bir diplomat olarak Türkiye’ye geldiğini söylüyor ve bu sırada “Türklerde turizmin kök salmamış olduğunu” ileri sürüyor. “Bu tam anlamıyla, 6 yıl boyunca benim gözlerimin önünde ortaya çıktı. Yeter ki arzu olsun, her şey çok hızlı yapılır.”

Bir başka deyişle, bu özel mülakatta Türkiye’yi doğrudan andığı tek yerde, aslında, Rusya’nın kendi turizm olanaklarını yaratması gerektiğini vurguluyor. 

Kremlin sözcüsü, ABD ile ilişkilerle ilgili olarak, diplomatik ilişkileri tamamen koparmaya niyetli olmadıklarını yeterince açık bir şekilde ifade ediyor. Bununla birlikte Amerikalı yetkililerin dayatma diliyle konuşmalarını Rusya yönetiminden hiç kimsenin kabul etmeyeceğini vurguluyor. 

Peskov’a göre ABD ile halen görüşülebilecek konular var; bunları stratejik istikrar, silahlanma kontrolü, bölgesel çatışmaların çözülmesi şeklinde sıralıyor. İran’ı özellikle hatırlatıyor: “Her halükârda, mesela İran Ortak Kapsamlı Eylem Planı’nı Amerikalılar ile görüşmek gerek.”

Donbas’ta yükselen gerginlikle ilgili olarak, Zelenskiy’in Minsk mutabakatlarını yerine getirmediğini belirttikten sonra, AiF redaksiyonunun “Moskova, buralarda pek çok Rusya vatandaşının yaşıyor olması itibariyle, Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerine yardımı reddedebilir mi?” şeklindeki sorusuna karşılık, gerilimin silahlı çatışmaya varmamasını dilediklerini vurgulamakla yetiniyor. 

Mülakatta ilgi çekici olan yerlerden biri, AiF redaksiyonunun, Putin ile toplantılarda olduğu gibi belli bir mesafeden değil yüz yüze görüşmek için iki haftalık bir karantinadan geçmek gerektiğini belirtmesi. Peskov, Putin’in aşı olmasıyla birlikte bu sınırlamaların azalacağını belirtiyor.