Iraklı Analist Fatıma Avad el-Cuburi, ırkçı İsrail rejiminin Suriye ordusuna askeri danışmanlık yapan Albay Hasan Hodayi’ye düzenlediği suikastın sonuçlarını değerlendirdi.
YDH- Londra’dan yayın yapan Rey el-Youm sitesinde yayımlanan yazıda ırkçı İsrail rejiminin dünyadaki tüm elçiliklerinin suikast sonrasında alarm durumuna geçirildiği bildirildi.
Yazıda şu ifadelere yer verildi. “İsrail'in İranlı Albay Hasan Hodayi'yi hedef alana suikastın ardından İran ile İsrail arasındaki gölge savaşları yeniden gündeme geldi. Siyonist düşman, bu operasyonun Tahran'a karşı büyük bir güvenlik ihlali olduğunu iddia ederken, İran İslam Cumhuriyeti'nde bu korkak saldırıya sert ve güçlü bir şekilde yanıt verilmesi gerektiği konusunda bir fikir birliği var.
Her şeyden önce, korkak Siyonist rejimin saldırıları İranlı bilim adamlarıyla ve askeri yetkililerle sınırlı değildi. Irak ve Filistin'de birçok bilim adamını da öldürdüler. İsrail ayrıca işgal altındaki Filistin topraklarında direniş liderlerine karşı korkakça suikastlar düzenledi. Filistinli şehit Şirin Abu Akle'ye karşı işledikleri korkakça cinayeti de unutmadık.”
Albay Hasan Hodayi’ye yönelik saldırının yaklaşık 20 milyon nüfusa sahip Tahran'ın en kalabalık bölgesinde gerçekleştirildiğinin belirtildiği yazıda hayatını kaybeden albayın fakir ve yoğun nüfuslu bir mahallede yaşadığına ve herhangi bir eskort veya koruma olmadan evinin önünde ucuz arabasının içinde suikaste uğradığı hatırlatıldı.
Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Bilim adamı Muhsin Fahrizade gibi birçok İranlı üst düzey güvenlik yetkilisinin yahut bilim adamının eskort veya koruma ekibini yahut kurşun geçirmez araba kullanmayı reddettiğini belirten yazar, 20 milyonluk bir şehirde herhangi bir kiralık katil aracılığıyla bu tür saldırıların yapılabileceğine dikkat çekti.
İsrail’le Rusya ilişkilerinde yaşanan gerilime, İsrail uçaklarına S-300 füzeleriyle ateş açıldığına dair haberlere ve İsrail’in İran'ın Erbil'deki Mossad karargahına gerçekleştirdiği saldırıda verdiği ağır kayıplara dikkat çeken yazar, İsrail’in bu suikastla karşı cevap vermeye çalıştığını ifade etti.
İran’ın ayrıca hem Birleşik Arap Emirlikleri'ne hem de Azerbaycan'a herhangi bir İsrail askeri veya istihbarat varlığına müsamaha göstermeyeceğine dair net mesajlar gönderdiğini belirten yazar, “İsrail'in bu suikastlardan elde etmeyi amaçladığı hedeflerden biri, Tahran ile Batılı güçler arasında nükleer dosya üzerinde bir anlaşmaya varma sürecini engellemeye çalışmaktır, çünkü bu tür operasyonlar müzakere sürecini aksatabilir” dedi.
İsrail rejiminin, kendi iç krizlerini dışarıya ihraç eden geleneksel politikasına işaret eden yazar, İsrail’in bu tür kolayca yapılabilecek suikastlarla İran'ın bölgesel ve uluslararası ilişkilerini istikrarsızlaştırmaya çalıştığını öne sürdü.
İran’ın Amerikan üslerini doğrudan ve açık bir şekilde bombalayan dünyadaki tek ülke olduğunu ve bu saldırının da intikamının alınacağını belirten yazar, İsrail'in dünyanın tüm ülkelerindeki büyükelçiliklerinde olağanüstü güvenlik önlemleri aldığını ve alarm durumuna geçtiğini ifade etti.
