NATO'nun Ukrayna projesinde çatlaklar

img
NATO'nun Ukrayna projesinde çatlaklar YDH

"Bir gün Zelenskiy'in bitmek bilmeyen şovlarına ve ahkam kesen Arestoviçlere karşı Zalujnıy liderliğinde gerçekleştirilecek bir darbe Washington'dan destek bulabilir."




Çevirmenin notu: Son birkaç aydır sürdürdüğü karşı taarruzu başarısız olan Ukrayna yönetimi, NATO ülkeleri ve ABD Başkanı Joe Biden’ın yardımıyla tamamen yeni bir taktiğe koyuldu.

Söz konusu taktik, Rusya ile devam eden savaşa ivme kazandırmaya devam etme, kalan tüm asker ve teçhizatı feda etme ve kaçmadan önce kazanıyormuş gibi yapma üzerine kurulu. Berlin’deki sığınağında Adolf Hitler ve propaganda bakanı Goebbels’in başvurma şansı olmadığı bir tercih. Ne de olsa Nazi kurmaylarının Miami, Londra ya da New York gibi kaçabilecekleri herhangi bir istikamet yoktu.

Çatışmalarda Kiev’in karşı karşıya kaldığı kaybın seyrine bakılacak olursa, Ukrayna ordusu Noel’e kadar yüz bin ölü ve yaklaşık üç yüz bin yaralı daha vermiş olacak, seferberlik kapsamında silah altına alınmış tüm askerleri cepheye gönderilmiş ve tükenmiş olacak, ordunun ne cephane ikmali ne de NATO’dan yeni uzun menzili füze ya da obüs yenileme imkânı olacak.

Bu tablo karşısında Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ve Ukrayna genelkurmayı Batı’dan kullanmayı bilmedikleri F-16 uçakları talep ediyorlar; ellerinde kullanabilecekleri herhangi bir askeri hava üssü olmamasına ve Rusya’nın doğu cephesindeki mutlak hava üstünlüğüne rağmen.

Bu da Moskova nezdinde de facto olarak —halihazırda Almanya, Çek Cumhuriyeti, Polonya ya da Romanya’da bulunan— taktik B-61 nükleer bombalarının kullanılma riskinin doğduğu anlamına geliyor.

Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 12 Temmuz’da yaptığı açıklama şu oldu: “Nükleer güçlere —ABD, Britanya ve Fransa— Rusya’nın bu uçakların nükleer silah taşıma kabiliyetini görmezden gelemeyeceğini bildirdik. Burada hiçbir teminat işe yaramayacaktır. Savaş esnasında ordumuz, belirtilen tipteki her bir uçağın nükleer silah taşımak üzere donatılıp donatılmadığını anlamayacaktır. Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin bu tür sistemleri edinmesi, tarafımızdan nükleer alanda Batı’dan gelen bir tehdit olarak değerlendirilecektir.”

Lavrov, bunun Moskova’ya “nükleer ön müdahalede bulunma” hakkı tanıyacağı uyarısında bulundu: “Rus yetkililer, Ukrayna’daki çatışmayla ilgili olarak Rusya Federasyonu’na yönelik bu tür tehditlerin şu anda [muhtemel] görülmediğini defalarca ifade ettiler. Aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin nükleer silah kullanımının teorik olarak mümkün olduğunu vurgulamıştı: Nükleer silahlar, kelimenin en geniş anlamıyla güvenliğimizi ve Rus devletinin varlığını sağlama almak adına üretilmektedir. Ancak öncelikle bizim böyle bir ihtiyacımız yok. İkinci olarak, bu konudaki akıl yürütme pratiği, silah kullanımı için eşiği düşürme olasılığını halihazırda azaltıyor. Vladimir Putin, aynı zamanda taktik nükleer silahların nükleer caydırıcılığın bir unsuru olarak kullanılması fikrine karşı olumsuz bir tutuma sahip olduğunu belirtmişti.”

Kremlin tarafından dile getirilen ve görüldüğü kadarıyla makul olan kaygılar bu şekilde. Ki bunlar da Rusya’nın Aralık 2021’de, Şubat 2022’de Ukrayna’ya askeri müdahale başlatmadan bir yıldan fazla bir süre önce ABD ve NATO’ya bir saldırmazlık anlaşması teklif etmesinden beri bilinen şeyler.

Şu anda yeni olan şey ABD ve NATO’nun Rusya’ya karşı tetiklediği savaşı sahada kaybetmekte olduğu ve 1949’dan beri tasarlanan, inşa edilen ve para dökülen tüm caydırıcılığı kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu.

Rusların pek muteber görülmeyen Telegram kanalları ve Rusya Savunma Bakanlığı, Zaporijya’da Ukrayna’nın çok sayıda ufak çaplı sabotaj faaliyeti gerçekleştirdiğini, bu “sivrisinek” taktiğinin topçu ateşiyle karşı karşıya kaldığını ve Ukrayna ordusunun ağır kayıplar vermesiyle sonlandığını bildiriyor.

Belki New York Times gazetesinde 15 Temmuz’da yayımlanan, “Ağır kayıplar veren Ukraynalılar stratejilerini yeniden düşünmek üzere duraksadı” başlıklı haberinden de iyi olabilir. Times’ın haberinde görüşüne başvurulan bir İngiliz güvenlik analisti şu değerlendirmeyi yapıyor: “Ukrayna kuvvetlerinin bu seviyede kayıplar vermiş olması ihtimal dahilinde. Kayda değer düzeyde silah kaybı genelde Ukrayna’daki gibi yıpratma savaşlarının özelliklerinden biridir.”

Bununla beraber haberde, Amerikalı ve Avrupalı yetkililer referans alınarak Ukrayna’nın karşı taarruzunun ilk iki haftasında savaş alanına gönderilen teçhizatın yüzde 20’sinin ya hasar gördüğü ay da imha edildiği bilgisi aktarılıyor: “Bu kayıplar arasında Ukraynalıların Rusları geri püskürtmek için güvendikleri tanklar ve zırhlı personel taşıyıcıları gibi Batılı savaş araçları de bulunuyor. Yetkililer ürkütücü kayıp oranının takip eden haftalarda yaklaşık yüzde 10’a düştüğünü ve Ukraynalıların hala devam edeceğini söylediği büyük taarruz için gereken daha fazla asker ve teçhizatın korunduğunu söyledi. Toparlanmanın bir kısmı Ukrayna’nın taktik değiştirmesi ve düşman mayın tarlalarına girip ateş açmak yerine topçu ve uzun menzilli füzelerle Rus kuvvetlerini yıpratmaya odaklanmasından kaynaklandı. Fakat bu iyi haber, bazı acımasız hakikatleri gizliyor. Kayıplar yavaşladı, zira Ukraynalı askerler Rusya’nın zorlu savunmasına karşı mücadele ederken karşı taarruzun kendisi de yavaşladı ve hatta yer yer durdu. Kayıplara rağmen Ukraynalılar şu ana kadar güneyde denize ulaşmak ve Rus kuvvetlerini ikiye bölmek için kat etmeyi umdukları 60 milin sadece beşini alabildiler.”

Belki de en dikkat çekici olanı, hem Rus hem de Batı basının Ukrayna’nın durmayacağı konusunda hemfikir olması; Times şöyle devam ediyor: “Amerikalı yetkililer bu duraksamayı kabul etti ve Ukraynalıların yeniden harekete geçtiğini ama daha bilinçli, mayın tarlalarında gezinmekte daha usta ve kayıp risklerinin farkında olduklarını söyledi. ABD’den misket bombalarının gelmesiyle birlikte hızın artabileceğini söylediler. Ukrayna’nın en üst düzey askeri yetkilisi General Valeriy Zalıjnıy, ABD’nin kısa bir süre önce Ukraynalı pilotlara eğitim vermeyi kabul ettiği ancak Ukrayna’nın, en az birkaç ay teslim edilmesi beklenmeyen Batılı F-16 savaş uçakları olmadan savaşmasından duyduğu hüsranı dile getirdi. Bu durum Ukrayna birliklerini Rus helikopterleri ve topçularına karşı savunmasız bırakıyor. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nde savunma uzmanı ve NATO’nun eski genel sekreter yardımcılarından Camille Grand, ‘Bu başarısızlığa mahkûm oldukları anlamına gelmiyor,’ dedi.”

Aşağıda tercümesi verilen değerlendirme, Rusya ve Orta Asya’nın güvenlik konularında tecrübeli analistler arasında yer alan Gordon Hahn’ın kişisel blogunda yayımlandı. Hahn, Kaliforniya San Jose’deki Terörizm ve İstihbarat Çalışmaları Merkezi’nde (CETIS) görev yapıyor. Savaşların öyle ya da böyle her toplumda sivil-asker gerilimini artırdığına dikkat çeken Hahn, Rus paralı asker şirketi Vagner’in patronu Yevgeniy Prigojin’in başlattığı kalkışmanın bu hususun altını çizdiğini kaydederek, bu durumun Ukrayna’da savaşın başlarında ortaya çıktığını anımsatıyor.

Çeviren: Emre Köse 


NATO’nun Ukrayna projesinde çatlaklar

Gordon Hahn

13 Temmuz 2023

NATO’nun Ukrayna merkezli Rusya karşıtı ittifakında çatlaklar oluşuyor. NATO’nun Vilnius zirvesi, vekalet savaşında yenilgi riskinin artmasının bir sonucu olarak NATO üyeleri arasında ve NATO üyeleri ile Ukrayna’daki müvekkil devlet arasında artan gerilimleri gözler önüne serdi. Kiev’in cephedeki konumu kötüleşmeye devam ettikçe bu gerilimler de artacaktır. Kiev’de panik belirtileri ve sivil-asker geriliminin artması ihtimali, Batı’nın Rusya’yı stratejik bir yenilgiye uğratma ve Putin’in görevden alınmasını sağlama planları için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Batı’nın ve Ukrayna’nın umut ve beklentileri başından beri gerçekçi değildi.

Ukrayna’nın başarısız karşı taarruzu

Ukrayna kuvvetlerinin uzun zamandır planlanan ve çokça sözü edilen karşı taarruzda başarısız olmasıyla birlikte, Vilnius’taki kritik NATO zirvesi meselesi bir an için bir kenara bırakılsa bile, aradan geçen altı ayın ardından riskler çok daha yüksek.[1] Batı ve Ukrayna’nın karşı taarruzun potansiyeline ilişkin beklenti ve iddiaları Washington, Brüksel ve Kiev’deki pek çok şahsiyetin beklentilerinin korkunç derecede hayalci olduğunu ortaya koyuyor. Ukrayna’nın yüksek maliyetli karşı taarruzunun üzerinden geçen altı haftanın ardından Kiev güçleri toprak kazanımı yerine bozguna uğruyor, büyük kayıplar veriyor, Oskol nehrinde toprak kaybediyor, Ruslar Avdeyevka’yı operasyonel olarak kuşatıyor ve Kupyansk-Lıman cephe hatlarında başarılı ilerlemeler kaydediyor. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, 11 Temmuz’da yaptığı açıklamada karşı taarruzun başladığı 4 Haziran’dan bu yana Ukraynalıların 26 bin kayıp verdiğini ve 1244 tank ve savaş aracının yanı sıra zırhlı araçlar, toplar ve havan topları da dahil olmak üzere 3 bin teçhizat kaybettiğini iddia etti.[2] Bunu Ukrayna’nın silah talepleri ve NATO’nun bunları karşılama kapasitesi ve istekliliği (ya da isteksizliği) perspektifine yerleştirmek gerekirse, geçen yıl Aralık 2022’de Zalujnıy, The Economist’e “300 tank, 600 ila 700 zırhlı araç, 500 obüse” ihtiyacı olduğunu ifade etmişti. Böyle bir durumda “23 Şubat hatlarına ulaşmanın tamamen gerçekçi” olduğunu düşünüyordu. Fakat Ukraynalılar hiçbir zaman böyle bir şey elde edemedi ve Batı yine de Zelenskiy’e, yeniden canlanan Rus ordusuna karşı geniş çaplı bir karşı taarruz fikrini kabul etmesi için baskı yaptı. Ukraynalılar karşı taarruzun sadece altı haftasında Zalujnıy’ın talep ettiğinden daha fazla —üstelik Rus kuvvetlerinin güneydeki üç iyi kazılmış savunma hattının ilk hattına bile ulaşamadan ve doğuda daha da az ilerleme kaydederek— teçhizat kaybetti. Ukrayna kuvvetleri, Herson’dan Harkov’a uzanan tüm temas hattı boyunca tek bir küçük yerleşim yerini bile ele geçirip ellerinde tutamadılar. Büyük can ve teçhizat kaybıyla bir bölgeyi ele geçiriyorlar ama birkaç gün sonra aynı bölgeyi daha fazla kayıpla terk ediyorlar. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Ukrayna saflarında çatlaklar ortaya çıkıyor.[3]

Bunu göz önüne alarak Kiev ile Batılı hamileri arasındaki gerilimin yükselmesi ve her iki tarafın da bu askeri maskaralık için birbirini suçlaması şaşırtıcı değil. Hem Zalujnıy hem de Zelenskiy, Kiev’in askeri yardımın sürdürülmesini hak edip etmediğine dair bir tür test olarak Batı’nın kendisinin talep ettiği karşı taarruzda yeterli askeri teçhizat sağlamadığı için Batı ile anlaşmazlık içinde. Nitekim Zelenskiy hem zirve öncesinde hem de zirve sırasında NATO ve Batı’ya karşı duyduğu hayal kırıklığını dile getirmişti. 30 Haziran’da Washington Post’a verdiği mülakatta Zalujnıy hem karşı taarruzun yeterli ateş gücü olmadan yürütülmesine karşı olduğunu (Kiev’in F-16’ların sağlanması için taarruz öncesi yaptığı baskıları hatırlayın) hem de Kiev’in yetersiz silahlarla ilgili şikayetlerini dile getiriyor ve böylece Batı’yı karşı taarruzun başarısızlığının günah keçisi olarak gösteriyor gibiydi. Batı’nın Ukrayna ordusundan hiçbir Batı ya da Rus ordusunun yapmaya kalkışmayacağı bir şeyi yapmasını (hava ve topçu üstünlüğü olmadan büyük bir taarruz gerçekleştirmesini) beklemesinin kendisini “kızdırdığını” söylemişti. “Bu bir gösteri değil,” dedi Zalujnıy; bu, kendisi ve muadili Greta Thunberg gibi dezenformasyon çağı “süperstarlarımızın” ruhlarını gölgede bırakarak küresel ilgi odağı olurken ve zorladığı askerler ve hatta komutanlar kan ve çamur havuzlarında tam olarak ne için ölürken, kazanılamaz bir savaşı son derece kanlı bir yolla kazanmaya kararlı görünen şovmen başkana karşı bilinçaltındaki bir küçümseme olarak yorumlanabilecek bir laf. Zalujnıy, “Bu, tüm dünyanın izlediği ve üzerine bahis oynadığı bir gösteri falan değil. Her gün, her metre kanla veriliyor. Tam tedarik olmadan bu planların hiçbiri uygulanabilir değil,” diye yakındı.[4] Elbette bu uygulanamaz planlar tamamen ya da çoğunlukla Kiev’de yapılmadı. Victoria Nuland, mayıs ayı sonunda Kongre’de yaptığı açıklamada ABD hükümetinin ve muhtemelen ordusunun bu planlar üzerinde “aylardır” çalıştığını ifade etti. Dolayısıyla Biden yönetimi, diğer pek çok planla birlikte bu uygulanamaz plandan da mesul. Bunlar günümüz Amerika’sına hizmet etmenin bedelleri. Faturası NATO’nun Vilnius zirvesinde daha da netleşti.

Kandırılmış, hayal kırıklığına uğramış ve yenilmişlerin zirvesi

Zelenskiy en imkânsız, şişirilmiş beklentileri seslendirdi ve kamuoyu önünde destekledi. İster Ukrayna’yı NATO’ya şimdi ve burada kabul etmek, ister stokları tükenmiş ve savunma sanayiileri kapanmış NATO üyelerinden sürekli artan silah tedariki almak, isterse de birkaç tank ve eğitimli askerlerden oluşan bir yığın ve Kiev, Lvov ve Suma sokaklarından yaka paça getirilmiş daha büyük bir eğitimsiz asker grubuyla 35 mil derinliğinde üç takviyeli savunma hattını zorlamak olsun, insanları istediği şeyi yapmaya ve başarmaya cezbetme, razı etme ve ikna etme kabiliyetini çok yüksek görüyor. Elbette pek çok siyasetçi bu karizma ve tarihe hâkim olma yanılsamasından mustarip. Örneğin Putin, kendi deyimiyle “Batılı ortaklarını” Kremlin’in şu ya da bu konudaki düşüncelerinin doğruluğuna ikna etme becerisini zaman zaman abartmıştı. Batılı liderler, “tarihin sonunda” demokrasinin küresel kaderini yerine getirdiklerine inandıkları için aldanıyorlar.

Her halükârda, karşı taarruzun başarısızlığa uğramasının etkisi, NATO’nun halihazırda yapacağı ve yapmakta olduğu şeyi yapmasını sağlıyor: Rusya’da bir renkli devrimi kışkırtmak umuduyla Ukrayna’yı NATO’nun genişlemesinin sunağında “ne kadar sürerse sürsün” ölüme terk etmek. Yüzbinlerce Ukraynalı kayıp, yıkılan kent ve kasabalar, milyonlarca mülteci ve on milyonlarca mahvolmuş hayat NATO’nun oyun kitabını çöpe atmasına neden olmadı ve olmayacak. Boşlukları olan bir güvenlik garantisi, bir NATO-Ukrayna Komitesi, “zaferden sonra” var olmayacak bir Ukrayna için “üyelik eylem planından” vazgeçmek suretiyle bunu sadece azıcık değiştirecekler.

Yıllarca insanların gözünü boyamayı başarması ve Şubat 20222’den bu yana Batı’nın kendisine yaltaklanması Zelenskiy’in kişiliğinin ve iletişim becerilerinin gücünü abartmasına neden oldu. Vilnius’taki NATO zirvesinin Ukrayna’ya üyelik, üyelik eylem planı veya üyeliğe giden kestirme bir yol sunma ihtimali, Zelenskiy kendisini ne kadar karizmatik hayal ederse etsin, hiçbir zaman yoktu. Bu umutlar, Ukrayna’nın Maydan’dan önce ve sonra, Minsk’ten önce ve sonra, Putin’in yeni bir Avrupa güvenlik mimarisi önerisinden ve Ukrayna sınırlarına asker yığmasından önce ve sonra, Şubat 2022 işgalinden önce ve sonra ve Mart 2022’de Kiev’in NATO üyeliği hedefinden vazgeçip Minsk formatına dönerek savaşı sona erdirme anlaşmasından önce ve sonra NATO üyeliğinden vazgeçmeme yönünde tekrarlanan kararları gibi hayal ürünü. Ukrayna’nın NATO üyeliğine doğru ilerlemesini talep etmek, bunu başarmak için bir darbeyi desteklemek ve ardından Rusya karşıtı Maydan rejimini silahlandırmak ve yanı başındaki askeri ve nükleer gücün bu tür eylemleri ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit olarak gördüğüne dair onlarca yıllık protestoları karşısında Kiev’e NATO üyeliği teklif etmemek nasıl bir politikadır? Fakat durum bundan daha da kötü. Washington/Brüksel konsensüsü bize Putin’in her ne pahasına olursa olsun “tüm Ukrayna’yı” ele geçirmeye ve eski SSCB’yi yeniden kurmaya, yani tüm Baltık ve Transkafkasya ülkelerini de ele geçirmeye kararlı aç ve emperyal bir diktatör olduğunu söylüyor. Eğer konsensüsün analizini rehber alırsak, o zaman Washington ve Brüksel’in Ukrayna’yı kendi kızdırdıkları ve damarına bastıkları saldırgan, öfkeli ayının pençelerine ittikleri gibi kaçınılmaz bir sonuçla karşı karşıya kalırız. Ne olursa olsun. Birlikte, “tereddüt etmeyeceğiz”: Ukrayna, ABD ve ona boyun eğen müttefikleri adına ayıyı yenmek için “ne kadar sürerse sürsün” savaşacaktır.

Zelenskiy zirve öncesinde her zamanki taklidini yaptı, ardından Türk pazarında ticaret yaptı, hatta şantaj bile yaptı. Rusya tarafından planlandığı iddia edilen yaklaşmakta olan bir nükleer hadise uydurdu, ancak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun, Moskova’nın Zaporojiya nükleer santralinin çatısına patlayıcı yerleştirdiği iddiasını yalanlamasına neden oldu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Mariupol’de yakalanan ve Ruslar tarafından kendi gözetimine verilen neo-faşist Azov komutanlarının savaş süresince gözaltında kalacağına dair anlaşmayı bozmaya ikna etti. Bu iki hamlenin de PR amacı, karşı taarruzun vaat ettiği kazanımlardan ziyade kayıpları örtbas etmekti. Batı’nın (dünyanın değil) coşkulu karşılamalarından o kadar etkilendi ki, NATO’nun kendisine ihtiyacı olan ve hak ettiğini düşündüğü PR hediyesini sunmaması halinde zirveye katılmama tehdidinin —NATO üyeliği ve bunun sonucunda Ukraynalıların çoğunun (kendisini bu savaşa zorlayan neo-faşistlerden olmasa da) ulusal kahraman olarak övülmesinin— beraberinde geleceğini düşündü.

Ancak Zelenskiy Vilnius zirvesine katıldı. Vilnius’tan gelen haberler, çaresiz Zelenskiy’in NATO üyeliği konusunda taviz koparmak adına çılgınca arka oda kandırmacalarına başvurduğunu ortaya koydu. Bu, ittifakı savaşa girmeye ve giderek güçlenen Rus kuvvetlerini yenmek için yeterli düzeyde silahlanmaya daha da yaklaştırabilir ya da Kremlin’i, NATO’nun Kiev’in boynunu nihayet NATO’nun kendisinin soktuğu ilmikten çıkarması için ilham verecek eylemlere kışkırtabilirdi.[5] Fakat NATO’nun zirve bildirisi, 15 yıl önce ifade edilen ve artık bir bromür haline gelen “Ukrayna’nın geleceğinin NATO’da olduğu” ve daha fazla “demokratik reform ve güvenlik reformu” uygulandığında kabul edileceği sözünü yineledi. Elbette hiçbir ülke savaş zamanında demokratik liberalleşme uygulamadı. Amerika’nın kendi tarihi de dahil olmak üzere tarih, ülkelerin savaş zamanında otoriterleştiğini gösteriyor; örneğin İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonların cezaevlerine atılmaları ya da ABD iç savaşı sırasında habeus corpus’un askıya alınması gibi. Bu tür değişimler, “Ukrayna’nın zaferi” ya da savaşın başka bir şekilde sona ermesinin ardından muhtemel ve varsayımsal yeniden yapılanma döneminde gerçekleştirilebilir.

Uzlaşmaya varılamamasının, Ukrayna’nın şimdi ve gelecekte NATO’ya katılımına Almanya’nın yanı sıra Macaristan ve belki de Zelenskiy’in Sofya’ya yaptığı son ziyaret sırasında silah sevkiyatının artırılmasını reddeden Bulgaristan’dan gelen direncin bir sonucu olduğu bildirildi. Görünüşe göre Almanya, Ukrayna’nın katılımı konusunda açıklanmayan bazı muğlak ifadeler içeren bir taslağı imzalamayı reddetti. Almanya, NATO ile Rusya arasında olası bir doğrudan askeri çatışmadan kaçınma konusunda kararlı görünüyor ve savaşın nasıl sonuçlanacağına bağlı olarak savaştan sonra bile Ukrayna’nın üyeliğine karşı direnç gösterebilir. Almanya halihazırda resesyonda ve savaşın, karşılıklı yaptırımların, boru hattı patlamalarının vs. yarattığı iktisadi sarsıntının yakın zamanda azalacağına dair bir işaret yok. Komşu Fransa’daki sosyal patlama muhtemelen Alman yönetimindeki bazı şahsiyetler için de öğretici olmuştur.

Zelenskiy’in Ukrayna’nın NATO üyeliğine daha hızlı ilerlemesini sağlamaya dönük umutsuz ve nihayetinde başarısız teşebbüsü “müttefiklerini” yabancılaştırmakla sonuçlandı. Zelenskiy bir sosyal medya paylaşımında ABD Başkanı Joe Biden ve diğer NATO liderlerini, ittifakın savaşa girmesini gerektirecek bir tedbir olan Ukrayna’yı derhal üyeliğe kabul etmeyerek ülkeye saygısızlık etmekle suçladı.[6] NATO’nun zaman alan standart üyelik eylem planı sürecinden feragat etmeyi kabul etmesine ve Başkan Biden’ın zirve öncesindeki mülakatında NATO ile Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı sona erdikten sonra ülkenin NATO’ya girebileceğini söylemesine rağmen üyelik için bir zaman çizelgesi olmamasını “eşi benzeri görülmemiş ve saçma” olarak nitelendirdi. Dolayısıyla Washington ve Brüksel, Zelenskiy’in anlaşılabilir çaresizliği karşısında “öfkelendi.” Zelenskiy’in açıklamaları, Vilnius’taki ABD heyetini “ciddi şekilde kızdırdı” ve eylem planından vazgeçilmesini bir ilerleme sayan ve Ukrayna’nın ittifaka çabucak katılmasını savunan NATO üyesi ülkeleri şaşırttı ve hayal kırıklığına uğrattı. Amerikalılara göre bu “macera”, Ukrayna Devlet Başkanı tarafından bir pazarlık taktiği olarak kullanıldı. NATO üyesi ülke diplomatları durumu “son derece gergin” buldular. Daha sonra Zelenskiy, Ukrayna’ya yardım etme konusunda “yeni adımlar atmaya istekli oldukları için” NATO üyelerine “minnettar” olduğunu söyleyerek tonunu düşürdü.[7] Fakat üyelik hiçbir zaman Vilnius’ta ya da Kiev Moskova’yı yenmeden önce olmayacaktı ve bu durumda Batı’nın sanal ekonomileri göz önüne alındığında Batı silahları Ukrayna’yı kurtarmak için yıllarca verilseler de yeterli olmayacaktı. NATO’nun olası bir “güvenlik garantisi” de herhangi bir değişimi beraberinde getirmeyecektir, zira NATO yine de böyle bir belgenin garantisi nedeniyle savaşa girmeyecek ve NATO ülkelerinden Kiev’e silah akışını artıramayacaktır. NATO’nun kendisinin kışkırttığı bir savaşa girmek ittifakın planları arasında yer almıyor. Washington ve Brüksel, Kiev’in kendisinden çok daha üstün bir askeri güçle “ne kadar sürerse sürsün” savaşarak Batı’nın çıkarına olan şeyi yapmasını, yani Rusya’yı zayıflatmasını tercih ediyor. Silahlara, eğitime, istihbarata ve Zelenskiy’in sırtının sıvazlanmasına rağmen, sadece Moskova için değil Washington ve Brüksel için de aynı şey söylenebilir: “Ukrayna için ağladılar ama onu yok ettiler.[8]

Ukrayna’da sivil ve asker arasındaki ilişkilerde yükselen gerilim

Savaşlar her zaman şu ya da bu şekilde sivil-asker gerilimini artırır. Rusya’da Prigojin’in kalkışması bu hususun altını çiziyor. Ukrayna’da sivil ve asker arasındaki ilişkilerde gerilimler savaşın erken dönemlerinde —2022 baharında, Rusya’nın Mariupol’ü ele geçirmeye yönelik “özel askeri harekatının” başlamasından aylar sonra, özellikle de aşırı milliyetçiler ve neo-faşistler arasında— ortaya çıkmıştı. Mariupol’ün kaderini belirleyen Azovstal kuşatması sırasında, neo-faşist Azak Taburu milislerinin komutan yardımcısı, Azakççıkarı “kendi başlarının çaresine bakmaları” konusunda uyaran Arestoviç gibi siyasetçileri eleştirmişti. Ukrayna sosyal medyasında, sivil yetkililerin kuşatmayı askeri olarak ya da müzakereler yoluyla kırmak için yeterince çaba göstermediği yönünde yaygın bir endişe vardı.[9] Ukrayna Savunma Bakanlığı’nın Azovstal kuşatmasını kırmaya dönük bir askeri harekatın mümkün olmadığı yönündeki açıklaması, bazıları tarafından generallerin sivil baskı altında kalmasının bir sonucu olarak görülebilir.[10]

Sivil liderler ile üst düzey komuta kademesi arasındaki gerilim, mayıs ayında dönemin Ukrayna Devlet Başkanlığı Sözcüsü Aleksey Arestoviç’in askeri komutayı açıkça eleştirerek soruşturulması ve cezalandırılması gereken bir “suç” ve “ihanete” imza attığının söz edilmesiyle baharın sonlarına doğru açığa açıkmıştı. Orduyu temsil eden sesler Arestoviç’i ve diğer sivil eleştirmenleri eleştirerek karşılık verdi. Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy’a yakın olduğu belirtilen ordudan bir ses şu iddiada bulundu: “Her gün yüzlerce ölü ve yaralı erkek ve kadın güneşli Kiev’de (sizin) lezzetli kahvenizi güvence altına alıyor. Her gün. Ve bugün bunların arasında suçlanacak birilerini aramak en iyi fikir olmaktan çok uzak. Suçlular orduda değil, her ne kadar hesap verebilecek birileri olsa da, suçlular bütçe politikasını oluşturan ve kilit görevlerde kimlerin çalışacağını belirleyen yüksek makamlarda.” Ukraynalı bir gazeteci, Devlet Başkanlığı İdaresinin orduyu eleştirmeye devam etmesi halinde, bunların onlar adına sonuçlarının “yıkıcı” olacağını öngördü.[11]

Haziran başında Zelenskiy ve Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy, Severodonetsk’ten çekilmenin zamanlaması ve Rusların Lugansk ve Donetsk oblastlarındaki taarruzuna karşı yeni bir savunma hattının nerede oluşturulacağı konusunda görüş ayrılığına düştü. Zelenskiy ordunun mümkün olduğunca uzun süre dayanmasını ve binlerce askerin kuşatılması riskini göze alarak kente yakın bir savunma hattı oluşturmasını talep ederken Zalujnıy, Kramatorsk üzerinden kuzey-güney yönünde uzanan bir savunma hattı oluşturarak geri çekilme çağrısında bulundu.[12]

7 Eylül’de General Zalujnıy ve Ukrayna Rada’sının Ulusal Güvenlik, Savunma ve İstihbarat Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Korgeneral Mihail Zabrodskiy, UkrInform’da kaleme aldıkları makalede, Ukrayna askeri komutanlığının Devlet Başkanı Zelenskiy’in güneyde Herson yönünde ve kuzeyde İzyum yönünde taarruzlar gerçekleştirme kararına katılmadığını ortaya koyan en önemli hususlara yer verdiler.[13] Görevliler, bunun her iki cephede de kalıcı bir ilerleme sağlama ihtimali olmaksızın, Ukrayna’nın personel ve silah stoklarına büyük zararlar getirecek şekilde, büyük ölçüde siyasi gerekçelerle, uygun hazırlık yapılmadan ve yeterli insan gücü ve silah sağlanmadan gerçekleştirildiğini düşünüyorlardı. Bu kulağa tanıdık geliyor olmalı.

Zalujnıy’ın makalesi Zelenskiy’in eylül ayında güney ve kuzeyde gerçekleştirdiği karşı taarruz kararlarına yönelik şifreli bir eleştiri niteliği taşıyor. Zalujnıy, Kırım’ı almak için “2023’te” karşı taarruz düzenleyebilecek bir Ukrayna ordusunun oluşturulmasını savunurken şunları belirtiyor: “Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin 2023’te içinde bulunacağı duruma dönecek olursak, her şey daha az net görünüyor. Aslında Ukrayna Silahlı Kuvvetleri için durum, temas hattının gerçek konumu, kaynakların mevcudiyeti ve bir dizi savaşa hazır birlik ve tabii ki stratejik inisiyatifin düşmanın elinde bulunmasının karmaşık bir bileşimi olacaktır. Aynı zamanda, bu mantığı takip ederek, Ukrayna tarafının bakış açısından temas hattının ana hatları hakkında güçlü çekinceler ifade ediyoruz. Hattın dış hatları İzyum ve Bahmut yönlerinde yine son derece elverişsiz bir konfigürasyona sahip. Düşmanın ciddi müdahalesi, Ukrayna birliklerinin her türlü operasyonel manevrasını engelliyor ve aslında onu kontrol altına almak için çift kuvvet gerektiriyor.” Başka bir deyişle, Ukrayna ordusunun o sırada kuzeyde, Harkov’un biraz doğusundaki Izyum köprübaşı civarında devam etmekte olan karşı taarruzu yürütmek için gerekli kuvvetlerden yoksun olduğunu ileri sürüyorlardı.

Zalujnıy, “güneyde ve doğuda durum daha iyi değil,” diye devam etti: “Düşmanın Zaporijya yönünde ilerleme tehdidi daha önce de belirtilmişti. Buna ilave olarak, düşmanın Gulyaypol yönünde kısmi başarı elde etme tehlikesi de ortadan kalkmıyor; bu da belirli koşullar altında doğurdaki Ukrayna birliklerinin tamamının ele geçirilmeleri tehdidi oluşturabilir. Düşmanın Dinyeper Nehri’nin sağ yakasındaki operasyonel köprübaşının varlığı, genişlemesini önlemek için ek çabalar gerektiriyor.” Rus birliklerinin geçen yılın sonbaharında batı yakasına çekilmesiyle bu başarılmıştı. Zelenskiy o zaman haklı çıkmış gibi göründü ama bu “zafer” yanıltıcıydı zira Ruslar ne Harkov ne de Herson’da askeri olarak yenilmemişti, sadece kayıpları sınırlamak ve Rus geleneğine göre güçler arasındaki korelasyonun Rus kuvvetlerinin lehine daha net olduğu bir zamanda geri çekilen bölgeyi geri almak için daha uygun bir zamanı beklemek amacıyla savaşmadan geri çekilmişti.

Zalujnıy, orduya daha iyi tedarik sağlanmasına kadar beklenmesi ve daha sonra “2023 harekâtı sırasında birkaç ardışık ve ideal olarak eşzamanlı karşı taarruz” yapılması çağrısında bulundu. Mesela 20 yeni tugayın ve Rusya’yı 2 bin kilometre derinlikten vurabilecek silah sistemlerinin konuşlandırılması gibi bir dizi tedbirin, bu tür bir karşı taarruzdan, Kırım’ı almak için yapılacak herhangi bir taarruzdan ve 2023-24’te savaşı Rus topraklarına ve nüfusuna taşımak için yapılacak herhangi bir teşebbüsten önce alınması gerektiğini belirtti. Zalujnıy’ın ortak yazar olarak, Zelenskiy’in savcıları tarafından hakkında iddianame hazırlanan eski Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko liderliğindeki muhalif “Avrupa Dayanışması” partisinin liderini seçmesi şifreli bir işaretti.

Makale, Ukrayna ve Rus basınında, medyasında, özellikle de Telegram kanallarında Zalujnıy’ın Zelenskiy’in ikili karşı taarruz planına karşı çıktığı, Zalujnıy’ın kısa süre önce Zelenskiy’i Herson’daki güney karşı taarruzunu durdurmaya ve bunun yerine kaynakları İzyum’daki kuzey karşı taarruzuna yönlendirmeye ikna ettiği ve bunun da Rusları Harkov’dan geri çekilmeye ikna etmeye yardımcı olduğunu bildiren “gevezelikler” devam ederken ortaya çıktı. Dolayısıyla bu makale genel olarak Zalujnıy’ın Zelenskiy’in aceleci Herson ve İzyum taarruzlarıyla ilgili anlaşmazlığının şifreli bir ifadesiydi ve en az üç nedenden ötürü önemliydi. Birincisi, ülkedeki askeri ve siyasi liderlikler arasında —Ukrayna’nın içinde bulunduğu felakete yakın durumda anlaşılabilir bir durum— ve bir yandan Devlet Başkanlığı İdaresi ve Zelenskiy ile diğer yandan askeri komuta ve siyasi muhalefet içindeki unsurlar arasında savaşın yürütülmesi konusunda yaşanan gerginliklerin yeni kanıtıydı. İkincisi, bu tür gerilimler ordunun politize olması ve sivil ve asker arasındaki ilişkilerde ciddi bir bozulma riski taşır ki bu da ordu tarafından tertip edilen bir askeri darbe ya da saray darbesi için ön koşuldur. Üçüncüsü, Ukrayna muhalefetinin Poroşenko’yu destekleyen kesiminin herhangi bir askeri muhalefetle ittifak kurması —özellikle de toplumdaki ve ordudaki neo-faşist unsurların bir komploya katılması halinde— Zelenskiy rejimi için ciddi bir tehdit oluşturacaktır.

Zalujnıy ve Zelenskiy’in, eğer halihazırda değillerse, yeniden anlaşmazlığa düşmeleri çok muhtemel. Devlet Başkanlığı İdaresinden Ukraynalı bir kaynak, Biden yönetiminin karşı harekâtta herhangi bir ilerleme kaydedilmesinden umudunu kestiğini, Zelenskiy’in Batı’nın desteğine ilişkin dış politikasında “mutlak bir çöküş” yaşandığını ve bu desteğin artık keskin bir şekilde azalmasının beklendiğini iddia ediyor. Zelenskiy’in karşı harekatın sonuçlarına ilişkin vaatlerinin abartıldığı ve bunun da siyasi başarısızlığa yol açtığı belirtildi. Zalujnıy, “Ben demiştim,” diyor olabilir. Zalujnıy’ın savaşın bir “gösteri” olmadığını ve bedelinin kanla ödendiğini ima etmesi, sadece profesyonel ordu etiği ile ister memur ister yurttaş olsun sıradan siviller arasındaki çelişkinin altını çizmekle kalmıyor. Subay ve astsubayların dünyaya ve özellikle de çatışmalar başladıktan sonra savaşa bakışları farklı olur. Kan ve fedakârlık ölümcül derecede ciddi meselelerdir ve askerleri sivillerden ayıran romantik bir yurtseverlik, eşsiz bir fedakârlık, yoldaşça bir kardeşlik duygusu ve kurumsal bir öz kimlik duygusu verir. Asker ve yurttaş arasındaki bu ahlaki uçurum, askeri liderlerin savaş çabası ve fedakârlık yapanlarla ilgili benzer bir ciddiyeti benimsemesiyle daraltılabilir. Sivil liderler kendilerine, kamusal şöhretlerine ve yabancılara aşırı düşkün göründüklerinde ya da savaş çabasını siyasi amaçlar için kullandıklarında veya bu çabayı siyasi çıkarlara tabi kıldıklarında bu ahlaki uçurum büyür. Eğer sivil liderlik Zelenskiy hükümetinde olduğu gibi “gösteriler”, sahtelikler, gösteriş ve benzerleriyle meşgulse bu uçurum daha da büyüyebilir.[14]

Bu tür bir yabancılaşma, geniş bir asker-sivil ahlaki uçurumunun yanı sıra savaş çabalarının kötü gitmesi ve askerler tarafından savaşla ilgili olarak sivil ahlakın çökmüş olduğunun görülmesi durumunda bardağı taşıran damla olabilir. Zelenskiy’in ilgi odağı olma sevdası, kendisi ve kabiliyetleri hakkındaki abartılı fikirleri, askeri tecrübesinin olmaması, kendisinin, eşinin, yakın çevresinin ve sivil elitin bilinen yolsuzlukları Ukraynalı subayların yanı sıra Ukrayna’nın çok sayıdaki ve iyi silahlanmış aşırı milliyetçilerini ve neo-faşistlerini de rahatsız ediyor. Cepheden gelen haberler ne kadar kötüyse Zelenskiy’in imajı da o kadar kötüleşecek, orduyla ilişkileri ve ordunun kendi liderliğine olan bağlılığı o kadar artacaktır. Bu sürecin bir noktasında, eğer tutuklanmazlarsa, askeri darbe gelecektir. Zalyujnıy’ın Washington Post’a verdiği mülaktt ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley ile yakın temas halinde olduğunu ve Milley’in Batı’dan gelen teçhizatın karşı taarruzun hedeflerine ulaşması için yetersiz olduğu konusunda kendisiyle hemfikir olduğunu belirtmesi ilginç. Milley emekliye ayrılıyor olsa da Zalujnıy’a sempati duyan ve Batılı destekçilerinin “Ukrayna demokrasisi” kurgusunu sürdürmelerine sağlamak için ülkesinde asgari düzeyde bile özgürlük sağlamayan bir Zelenskiy’den bıkabilecek ABD’li şahinler olduğu kesin. Kısacası, bir gün Zelenskiy’in bitmek bilmeyen şovlarına ve ahkam kesen Arestoviçlere karşı Zalujnıy liderliğinde gerçekleştirilecek bir darbe Washington’dan destek bulabilir.

Sonuç

Bir yanda Zelenskiy ve Batılı destekçileri, diğer yanda Zelenskiy ve Ukrayna’nın askeri yüksek komuta kademesi arasındaki gerilim, Rusya’nın karşı taarruzunun Odessa, Harkov ve/veya Kiev’in sol yakasında Moskova’ya daha fazla toprak kazandırması bir yana, cephedeki başarısızlığın devam etmesi halinde NATO-Ukrayna savaş çabalarında istikrarın sürdürülmesi açısından savunulamaz hale gelecektir. Zelenskiy ya ikincisini hoşnut edip dolayısıyla birincisini kızdırarak taarruzu durdurmalı ya da destekçilerini memnun etmek ve askeri teçhizatın akışını sürdürmek ve dolayısıyla Ukrayna ordusunu yabancılaştırmak için taarruzu ilerletmeli. Bu muammadan çıkmanın bir yolu da savaş alanında zafer kazanmaktır ki bu da pek mümkün görünmüyor. Diğer çıkış yolu ise NATO’nun Ukrayna’ya genişlemekten vazgeçmesi ve Kremlin ile barış müzakerelerinin başlamasıdır ki bu da aynı derecede mantıksız görünüyor. Önümüzdeki aylarda Kiev’de karar anı yaklaşıyor olabilir. Bu bağlamda, bazı haberlere göre Zelenskiy’in önerilen Polonya-Ukrayna Birliği’nin hayata geçirilmesi ve belki de daha sonra Letonya ve Estonya birlikleriyle desteklenecek bir Polonya-Litvanya tugayının veya kolordusunun bu yıl Batı Ukrayna’ya konuşlandırılması için NATO’dan destek (görünüşe göre sadece manevi destek) istemesi şaşırtıcı değil. Söylenenlere göre NATO, bu konuyu görüşmeyi reddetti ve bu nedenle Zelenskiy şimdilik bu fikirden vazgeçti.[15] Bir sıkışmada projenin yine de ilerleyebileceği beklentisindeyim. Eğer gerçekleşirse, tüm Avrupa için karar anı yaklaşıyor demektir. Eğer gerçekleşmezse, savaş gelecek yılın başlarında sona erer ve NATO genişlemesi doğu Ukrayna bozkırlarında ölür.


 

[1] Ancak Ukrayna belki de farklı bir anlamda kazanıyor. Ukrayna’nın düşünce tarzı ve hatta yönetim biçimi Batı’yı ele geçiriyor gibi görünüyor. ABD Kongre temsilcileri ve diğer hükümet yetkilileri Maydan’dan bu yana Ukrayna’nın neo-faşistleriyle ittifak halindeydi. Son olarak NATO Vilnius zirvesini, Ukrayna Milliyetçileri Örgütü tarafından 1943-45’te Volin ve Doğu Galiçya’da yüz binlerce Yahudi ve 50 ila 60 bin Polonyalının katledildiği Temmuz-Ağustos 1943 katliamlarının 80. yıldönümünün anılmasından bir gün sonra gerçekleştirdi. Örgütün lideri Stepan Bandera, Zelenskiy’in Maydan rejiminin kahramanı ve “demokratik Ukrayna’nın” her yerinde onun adını taşıyan merkezi caddeler ve meydanlar var. Zelenskiy, Polonyalı kurbanların anıtına çelenk koyarken, katillerin haleflerini madalya ve devlet ödülleriyle onurlandırıyor. Minsk barış anlaşmalarının altını oyan ve Zelenskiy’in Moskova ile normal ilişkiler geliştirmesini engelleyenler Batı ve Ukrayna’nın aşırı milliyetçileri ve neo-faşistleriydi. “Yönetişim” açısından, yakın önce Zelenskiy’in gizli polisi SBU’nun, ABD Temsilciler Meclisi raporunda ortaya çıktığı üzere, FBI’ın Twitter, Facebook ve diğer sosyal medya hesaplarına yönelik sansürünün bir parçası olarak FBI’a hangi ABD vatandaşlarının sosyal medya sayfalarının kapatılması gerektiğini tavsiye ettiğini öğrenmiştik. Bkz. https://judiciary.house.gov/sites/evo-subsites/republicans-judiciary.house.gov/files/evo-media-document/fbi-sbu-staff-report-7.10.23-sm.pdf; https://news.yahoo.com/fbi-ukraine-sbu-told-social-102100906.html?fr=sycsrp_catchall

[2] Bkz. https://smotrim.ru/video/2647033.

[3] https://t.me/stranaua/113777; https://t.me/RusologyAnd/1214). Bir kaynağa göre 1 Haziran’dan 30 Haziran’a kadar Ukraynalılar 313 tank, 815 piyade savaş aracı ve diğer zırhlı araçlar ile 313 obüs ve diğer uzun menzilli topçu sistemlerini kaybetti. Ukrayna ayrıca günde ortalama 730 olmak üzere yaklaşık 21 bin 900 askerini kaybetti. Rus hava savunması 15 Ukrayna uçağı, 5 helikopter, 200 HIMARS ve 20 Storm Shadow füzesi düşürdüğünü iddia etti. Bu rakamlara “Rusya’nın sürekli uzun menzilli füze saldırılarıyla Ukrayna’nın dört bir yanındaki savunma tamir atölyelerine, silah ve mühimmat depolarına verdiği önemli zararlar” dahil değil: “Toplamda Ukrayna, Zalujnıy’ın aralık ayında talep ettiğinden ve o zamandan bu yana geçen süre zarfında aldığından daha fazlasını bir ay içinde kaybetti.” Bkz. https://www.moonofalabama.org/2023/06/ukraines-zaluzhny-is-back-and-asking-for-more-weapons.html

[4] http://www.washingtonpost.com/world/2023/06/30/valery-zaluzhny-ukraine-general-interview.

[5] https://t.me/rezident_ua/18694;%20https://t.me/rezident_ua/18695.

[6]http://www.theguardian.com/world/2023/jul/11/zelenskiy-accuses-nato-of-lack-of-respect-over-ukraine-membership;http://www.washingtonpost.com/politics/2023/07/11/zelensky-nato-ukraine-membership-timeline/

[7] https://www.washingtonpost.com/politics/2023/07/11/zelensky-nato-ukraine-membership-timeline/;%20http://www.washingtonpost.com/politics/2023/07/09/biden-nato-ukraine-russia/

[8] Simone Weil, Venice Saved (Londra: Bloomsbury Academic, 2022), s. 69’da yer alan “Romalılar Kartaca için ağladılar, ama onu yok ettiler,” cümlesini atıf.

[9] https://strana.news/articles/390297-ukrainskaja-oppozitsija-obvinjaet-ofis-prezidenta-v-dopushchenii-okkupatsii-territorij-ukrainy.html

[10] https://strana.news/news/390472-v-minoborony-schitajut-chto-azovstal-nevozmozhno-deblokirovat-voennym-putem.html   

[11] https://strana.news/articles/390297-ukrainskaja-oppozitsija-obvinjaet-ofis-prezidenta-v-dopushchenii-okkupatsii-territorij-ukrainy.html

[12] https://strana.news/news/394302-zelenskij-prokommentiroval-situatsiju-v-severodonetske.html?fbclid=IwAR0aJ4UE07ep1mLoeV1tsI48kqicxIX_uvcLFnPnnC7cWFsObmyHh28RF9w

[13] Bkz. http://www.ukrinform.ua/rubric-ato/3566162-ak-zabezpeciti-voennu-kampaniu-u-2023-roci-ukrainskij-poglad.html?fbclid=IwAR2d2UiTdJgfvyhYvB1snnMCqYEjYjch0VvtxKTcNrfUZO3fFRGdMEdVfh0. Makale başka nedenlerle de dikkat çekici. Makale, Ukrayna askeri komutanlığının şu andaki stratejik düşüncesini, Ukrayna’nın askeri kapasitesinin Batı’nın askeri ve mali desteğine tamamen bağımlı olduğunu ve ülkenin iyi desteklenmesi halinde savaşı tırmandırma, Kırım’ı Rusya’dan geri alma ve Rus topraklarına yoğun topçu ve diğer hava saldırılarında bulunma niyetlerini yansıtıyor. Bkz. https://gordonhahn.com/2022/09/08/zelenskiy-and-zaluzhnyi/

[14] Bkz. https://gordonhahn.com/2022/04/15/kvartal-22-zelenskiys-simulacra/; https://gordonhahn.com/2021/12/21/zelenskiys-theater-of-simulacra-update/; https://gordonhahn.com/2022/01/02/zelenskiys-theater-of-simulacra-update-2/; https://gordonhahn.com/2023/07/04/the-zaporozhiya-nuclear-plant-zelenskiys-next-simulacra/; ve https://gordonhahn.com/2021/12/03/zelenskiys-theater-of-simulacra-as-coup-hoax-and-the-activation-of-bad-actors-in-and-around-ukraine/.

[15] https://t.me/rezident_ua/18706; https://t.me/rezident_ua/18520; ve https://t.me/rezident_ua/18715



Makaleler

Güncel