SAAF- Irak İslam Devrimi Yüksek Meclisi (IİDYM), Irak’ta taşıdıkları isimden dolayı insanların öldürülmesini, iç savaş çıkarmaya dönük vahşi terör eylemleri olarak niteledi.
SAAF- Irak İslam Devrimi Yüksek Meclisi (IİDYM), Irak’ta taşıdıkları isimden dolayı insanların öldürülmesini, iç savaş çıkarmaya dönük vahşi terör eylemleri olarak niteledi.
SAAF’a açıklamada bulunan Irak İslam Devrimi Yüksek Meclisi Türkiye Temsilcisi Abdullah Tütüncü, taşıdıkları isimden dolayı insanların öldürülmesini, iç savaş çıkarmaya dönük vahşi terör eylemleri olarak niteleyerek “Biz yeryüzündeki hiçbir insanın inancı yahut kimliği dolayısıyla öldürülmesinin caiz olmadığına inanıyoruz. Bizim açımızdan ancak ve ancak bize karşı savaş açıldığında kendimizi savunma amaçlı bir savaş söz konusu olabilir” dedi.
Irak’ta yalnızca Şii oldukları; Peygamber Ehlibeytini sevdikleri için birçok insanın öldürüldüğünü söyleyen Tütüncü, “Özellikle “Luteyfiyye” bölgesinde, Bağdat ve Kerbela yollarında birçok insanımız katledildi. Yalnızca isimleri Ali, Hasan ve Hüseyin olduğu için Saddam kalıntıları tarafından şehit edildi. Ama bu kinin Irak’taki masum Sünnilerle bir alakası yoktur” dedi.
Bazı bölgelerde de Ömer ve Osman isimli şahısların teröristler tarafından öldürüldüğünü belirten Tütüncü, “Bu terör olaylarının amacı Şiilerle Sünniler arasında fitne yaratmaktır. Ayetullah Sistani Şiilerin yarısı öldürülse de Sünni kardeşlerimizle savaşacak değiliz demiştir; bu sözün anlamı Şiilere karşı gerçekleştirilen eylemlerin Sünni kardeşlerimizin eylemleri olmadığıdır” dedi.
Bu tür olaylara ilişkin haberleri kışkırtıcı bir şekilde yansıtan bazı çevrelerin bulunduğunu belirten Tütüncü, Iraklı Sünniler tarafından “Müslüman Âlimler Birliği” değil “Terör Âlimleri Birliği” olarak nitelendirilen bir oluşumun söz konusu olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu oluşum içerisindeki şahıslar Irak işgali öncesi Irak halkının yanında durmak yerine Saddam ve yönetiminin yanında yer almışlar; onu desteklemişlerdir. Saddam yönetimi devrildi ve bugün de bu kimseler yine aynı çizgilerini sürdürmekte; bu doğrultudaki terör eylemlerine destek vermektedirler. Ancak kullanılan İslamî söylemler kamuoyunu yanıltıcı bir fonksiyon icra etmektedir.”
Geçtiğimiz günlerde Türkiye basınında yer alan bir habere de değinen Tütüncü, “Söz konusu iftiralar malum şahısların ortaya attığı yalanlardır. Irak’ta kesinlikle Ömer adında 14 kişi öldürülmemiştir. Bugün Irak’ta öldürülenler Şiilerdir. Birkaç gün önce Necef’teki patlamayı gördük. 7 Nisan’da cuma namazı çıkışı gerçekleştirilen patlamaya şahit olduk. Teröristler kadın elbisesiyle mescide girdiler ve namaz kılan Şiileri öldürdüler. Bu terör saldırısı sonrası 79 kişi şehit edildi ve 300’e yakın kişi de yaralandı” dedi.
Medya kuruluşlarının, yalan haberleri araştırıp soruşturması gerektiğini belirten Abdullah Tütüncü, “Şiileri hiç tanımayanlar gidip Ayetullah Muhammed Bakır Es-Sadr’ın kitaplarını okusunlar! Onun ayrım yapmaksızın Şii, Sünni; Arap, Kürt, Türkmen herkese nasıl seslendiğine şahit olsunlar” diyerek şunları ifade etti:
“Bugün Saddam kalıntıları, tekfirciler ve onların arkasında duranlar bu ülkenin evlatları arasında bir iç savaş çıkarmak istiyorlar. O kadar uğraşmalarına rağmen bunu başaramadılar. Bu noktada onurlu kalem sahipleri ve temiz bir geçmişe sahip olan gazeteler bu kimseleri desteklememelidir. Bu günlerin hesabını elbet Irak halkı bir gün soracaktır. Terörist eylemlerde masum insanların dökülen kanında payları olmaması için adil davranmalılar. Neden Irak’ın içerisinde göçlerin başladığını, Bağdat’ta neden teröristlerin Şiileri göçe zorladığını, on binlerce Şii’nin neden öldürüldüğünü bir araştırsınlar.”
