Nasrullah: Direnişin şartlarına boyun eğeceksiniz

img
Nasrullah: Direnişin şartlarına boyun eğeceksiniz YDH

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Amerika ve diğer Batılı rejimlerin tüm baskılarına rağmen Lübnan, Yemen ve Irak’taki direniş güçlerinin Gazze savaşına müdahalesini durdurmayı başaramadığını söyledi.




YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İsrail rejiminin terörüyle hayatını kaybeden Hizbullah komutanlarından Visam Hasan Tavil’i anma programı çerçevesinde bir konuşma yaptı. 

Visam Hasan Tavil’in Hizbullah saflarına 15 yaşındayken katıldığını belirten Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, onun Suriye’de IŞİD’le savaşta da yer aldığını hatırlattı.

Hizbullah’ın Suriye’de teröre karşı savaşa katılmakla ne kadar doğru bir karar aldığının her geçen gün daha açık şekilde ortaya çıktığını belirten Seyyid Hasan Nasrullah, Hac Cevad adıyla tanınan Visam Hasan Tavil’in Suriye’de IŞİD’e karşı savaşta direnişin komutanlarından biri olduğunu belirtti ve “Biz bu savaşın bir parçası olmakla onur duyuyoruz. Her geçen gün bu tavrımızın ne kadar doğru olduğundan daha da emin oluyoruz” dedi.

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, konuşmasında daha sonra Gazze savaşıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. 

Gazze halkının yenilmediğini ve teslim olmadığını belirten Seyyid Hasan Nasrullah, direniş gruplarının da kahramanca savaştığını söyledi. Birçok analistin Gazze savaşıyla birlikte İsrail’in bir çukura düştüğüne ve oradan nasıl çıkacağını bilemediğine dair yorumlarını aktaran Nasrullah, sözlerine şöyle devam etti:

“Düşman, geçen 100 gün boyunca kadın ve çocuk öldürmekten başka hangi kazanımları elde etti? İsrail hedeflerini gerçekleştirmede başarısız oldu. Bunu Siyonistler de itiraf ediyor. İsrail esirlerini kurtaramadı, Gazze halkını tehcir edemedi, burayı yeniden işgal edip bu bölgeye Siyonistleri yerleştirmeyi başaramadı.”

İsrail rejiminin öngördüğü askeri hedefler bakımından hiçbir kazanım elde edemediğine dikkat çeken Nasrullah şunları söyledi:

“Geçen 100 günün sonunda Siyonistler, Gazze’den çekilmeyi de kapsayan üçüncü aşamaya geçtiklerini söylüyorlar. Siyonistlerin çekildiği yerlerde Hamas ve İslami Cihat mücahitleri kontrolü ele aldı. Peki Siyonistlerin bunda kazanımı nedir? İsrail, direnişi yok edemedi. Şu an Hamas hükümeti tüm kuzeyde kontrolü elinde bulunduruyor.

İsrail, Gazze’den Tel Aviv’e füze atışlarını bile durduramadı ve tek bir esiri bile kurtaramadı. İsrail ordusu 100 günün sonunda hiçbir kazanım elde etmiş değildir.”      

 İsrail rejiminin savaştaki kayıplarını sansür ettiğine dikkat çeken Nasrullah şunları söyledi:

“İsrail medyası, 4 bin sakat askerden söz ediyor. 100 gün içinde bu hale düştüler. Bu sayı belki de 30 bindir. Çünkü eğer sakat sayısı bu kadarsa yaralı sayısı ne kadardır? Bu kişiler artık savaşabilecek durumda değil. O halde şu soru gündeme geliyor: Gerçek ölü sayısı ne kadardır? İsrail için en büyük felaket, savaş bitip de alınan hasar ortaya çıktığı zaman olacaktır.

Siyonistlerin yarıdan fazlası psikolojik açıdan zarar gördü ve tedaviye muhtaç. İsrail ekonomisi de büyük zarar gördü. Kızıldeniz’de olanlar İsrail, İsrail ekonomisi için öldürücü darbedir. İsrail’in Lahey’de mahkeme edilmesi, bu rejimin imajını yok etti. Bu rejimin destekçisi olarak Batı’nın ve Amerika’nın ahlaki çöküntüsünü ortaya koydu.”

İsrailliler savaşın sürmesini değil Netanyahu’nun istifasını istiyor

Seyyid Hasan Nasrullah, İsrail kamuoyunun savaştan sonra değiştiğini ve artık savaşı kazanacaklarından ve esirleri kurtarabileceklerinden umutlarının kalmadığını belirtti ve şunları söyledi:

“Artık kimsenin İsrailli esirlerin kurtarılabileceğinden umudu yok. Onlar ya müzakereyle veya tabutta geri dönebilecek. Kamuoyunun savaş konusundaki görüşünün daha fazla değişmesi bekleniyor. Kimse savaşın sürmesini istemiyor. Kamuoyu araştırmaları, artık Netanyahu’nun hiçbir yerinin olmadığını gösteriyor. Bütün bunlar savaşın sonuçlarıdır. Dolayısıyla Siyonistler, Netanyahu kabinesinin düşmesini ve savaşın tamamen durması ve direnişin şartlarına boyun eğilşmesi pahasına dahi olsa esirlerin serbest bırakılması için müzakerelerin başlamasını istiyor.”

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, İsrail rejiminin direnişin şartlarına boyun eğmekten başka bir seçeneğinin bulunmadığını belirtti ve şunları söyledi:

“Bunun anlamı bizim vaat ettiğimiz zaferdir. Amerika ve diğer ülkeler 100 gün boyunca Gazze’ye destek veren diğer cephelerin Yemen’in, Lübnan’ın ve Irak’ın sessiz kalmasını sağlamaya çalıştı. Onlar iç kamuoyuna baskı yaparak bu eksenlerin savaşa katılmasını önlemeye çalıştı. Ancak onların tüm çabası boşa gitti.

Tabi Amerikalılar son dönemde tehditlere de başvurdu. İran’ı, Irak’ı, Suriye’yi, Lübnan’ı ve Yemen’i tehdit etti; ama bunların da bir faydası olmayacak.

Yemen saldırısı Amerika ve İngiltere’nin aptallığıdır. Amerika savaşın yayılmasını istemediğini söylüyor; ama bu işli yapıyor. Bu bir aptallıktır. Biden ve etrafındakiler, Yemenlileri Kızıldeniz’de durdurabileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Onlar, Yemen’in tarihini, halkını ve liderlerini iyi tanımıyorlar. Bunlar Amerika’nın başkalarını zayıf ve küçük gören kibirli psikolojisinden kaynaklanıyor. Onlar, deniz taşımacılığının güvenliğini sağlama iddiasındalar. Halbuki Yemenliler yalnızca İsrail’e giden gemileri hedef alıyor. 

Amerika, Yemen’den dolayı İran’a tehdit mesajları gönderdi; ancak bu operasyonların Yemenlilerin kararıyla olduğu cevabını duydu. Biden, yakında Yemen’e saldırarak aptallık ettiğini anlayacak. Bugün özgür olan herkesin Yemen hükümetine ve Ensarullah Hareketi’ne desteğini açıklaması gerekir. 

Hak cephesini desteklemenin ölçütü, Yemen’i, Filistin’i ve tüm mazlumları desteklemektir. Bu konuda sessiz kalanlar ise kıyamet gününde hesap verecekler.”

İsrail’in sansürü çok şiddetli

İsrail rejiminin sadece kayıplarını gizleme bakımından değil, videoya alınıp yayımlanan operasyonları gizleme bakımından da çok açık ve şiddetli bir sansür uyguladığını belirten Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, şunları söyledi:

“Düşman Meron hava üssünün vurulmasını bile kabul etmedi. Hizbullah burayı vurduğuna dair videoları yayımladıktan sonra itiraf etmek zorunda kaldı. Hizbullah burayı 62 füzeyle vurdu. Düşman medyası daha geçen gün Meron hava üssünün tamamen tahrip olduğunu bildirdi.

Biz 99 gündür savaşa hazırız, bundan korkumuz ve tereddüdümüz yok. Amerika da güya Lübnan için kaygı duyduğunu söylemeye çalışıyor. İsrail’deki kendi üsleri için kaygı duysa daha iyi olur. Bizim tavrımız açık. Biz Gazze’yi destekliyoruz ve buna devam edeceğiz. Bunun durması için Gazze saldırılarının durdurulması gerekiyor.”