Ekonomist ve yazar olan Philip Pilkington, yayımladığı son makalesinde, ABD ve İngiltere’nin tüm imkanlara rağmen, Yemen Silahlı Kuvvetleri’ni neden caydıramadığını ayrıntılı bir şekilde ele aldı.
YDH- Kızıldeniz’deki gelişmeler hakkında Unherd dergisinde bir yazı kaleme alan Ekonomist Philip Pilkington, ABD ve İngiltere'nin Yemen Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik son hava saldırılarının, bölgedeki krizin daha da kötüleştiği bir zamanda meydana geldiğini belirtti.
ABD ve İngiltere’ye ait savaş uçakları, cumartesi günü başkent Sana da dahil Yemen topraklarına 22 ortak hava saldırısı düzenlemişti.
Philip Pilkington, Yemen ordusunun hafta başında İngiliz yük gemisi Rubymar'ı füzelerle vurduğunu hatırlatarak, bunun Ensarullah güçleri tarafından imha edilen ilk gemi olduğunu belirtti.
Yazar ayrıca, Yemen ordusunun artık denizaltı dronları olarak da adlandırılan insansız su altı araçlarını kullanma gücüne sahip olduğunu vurguladı.
Philip Pilkington, bu silahları, “İran tarafından sağlanan ve tespit edilmesi inanılmaz derecede zor olan ucuz güdümlü torpidolar” olarak nitelendirdi.
Pilkington, “Kızıldeniz, İran'ın yeni silahlarını test etmek için kullandığı bir deneme alanı haline geliyor” yorumunda bulundu.
Yazar, ocak ayından bu yana nakliye hacimlerinin %80'e düşmesiyle Yemen ordusunun, bölgede etkili bir deniz ablukası kurma hedefine ulaştığını kaydetti.
Çin ve İran'a ait gemilerin bölgedeki gelişmeleri izlediğini iddia eden Pilkington, bunların, Basra Körfezi veya Güney Çin Denizi'nde gelecekte yaşanacak bir çatışmada kullanılabilecek Batı savunma sistemleri hakkında şüphesiz hayati bilgiler topladıklarını savundu.
Yazının devamında, ABD ve İngiltere’nin 12 Ocak'ta Yemen'deki operasyonlarına başlamasından bu yana saldırı sayısını önemli ölçüde artırdığını vurgulayan Pilkington, bu saldırıların, nafile olduğunu, durumu daha da kötüleştirdiğini ve Yemen'den gelen düşmanlığı artırdığını belirtti.
Ayrıca “Batılı liderler, tamamen zıt bir etki yarattığını gösteren tüm kanıtlara rağmen neden bu saldırıları gerçekleştirmeye devam ediyor?” sorusu ile eleştirilerini sürdüren Pilkington, değerlendirmesini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Zayıf liderler, kanıta ve mantığa dayalı zor kararlar alamazlar ve bunun yerine, etkisiz de olsa, bir soruna çözüm buluyormuş gibi görünecek şekilde saldırıda bulunurlar. Balıklar bu gibi durumlarda baştan aşağı çürüyor ve çürümüş kafa şu anda Washington DC'deki Oval Ofis'te duruyor.”