CELAC üyesi devletler İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırımı kınadı ve Gazze Şeridi'nde hemen ateşkes ilan edilmesini talep etti.
YDH- El-Meyadin’in bildirdiğine göre, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu'nun (CELAC) sekizinci zirvesi, ortak ilgi alanlarına giren diğer konuların yanı sıra bölgesel işbirliği ve entegrasyon mekanizmalarını görüşmek üzere Karayipler'deki Saint Vincent ve Grenadinler'de başladı.
El-Meyadin ‘Zirve’ ile ilgi şu bilgileri paylaştı:
Zirve’nin dün yapılan açılışında Saint Vincent ve Grenadinler Başbakanı Ralph Gonsalves İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği soykırımı kınadı ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklediklerini açıkladı.
ABD ve Meksika arasındaki gerilimle ilgili olarak Gonsalves, "bölgesel barışı korumanın emperyalizm ve hegemonyaya karşı koyma misyonu olduğunu" belirterek, "Latin Amerika'da barışın, sınırı geçen çetelere ABD yapımı silahların kaçakçılığı nedeniyle sık sık baltalandığını" kaydetti.
CELAC, bunun üzerine Meksika'nın Amerikan silah üreticilerine karşı yasal dava açma girişimini desteklediğini açıkladı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de Latin Amerika ve Karayipler'in sergilediği birlik, dayanışma ve işbirliğinin altını çizerek, bu niteliklerin bölgede sürdürülebilir kalkınma ve barışın teşvik edilmesinde kilit rol oynadığını belirtti.
Bu çabaların yoksulluk, açlık, sosyal uyuma yönelik tehditler ve iklim kriziyle mücadeleye yardımcı olduğunu vurgulayan Guterres, silah ve uyuşturucu kaçakçılığının Latin Amerika'da önemli tehditler olduğunu ve Birleşmiş Milletlerin bunların sonuçlarını hafifletmeye yardımcı olacak girişimleri destekleyeceğini belirtti.
BM başkanı ayrıca, küresel finans sistemini de eleştirdi. Bu sistemin adaletsiz olduğunu ve gelişmekte olan ülkelerin taleplerine yardımcı olamadığını söyledi.
Latin Amerika: Savaştan arındırılmış bir bölge
El-Meyadin şöyle devam etti:
Honduras, CELAC'ın geçici başkanlığını üstlendi. Orta Amerika Entegrasyon Sistemi'nin başkanlığını da yürüten Honduras Devlet Başkanı Xiomara Castro, "2025 yılına kadar grubun başkanlığını üstlenmekten onur duyduğunu" söyledi.
"Honduras direnişinin gururlu bir temsilcisi olarak, Latin Amerika ve Karayipler'in büyük anavatanının asil halkına güçlü, dev ve cesur bir kucak gönderiyorum" diyen Castro, barışa olan "sarsılmaz bağlılığını" bir kez daha teyit etti.
"Karşılaştığımız tüm zorluklara rağmen, savaştan arındırılmış bir bölge olma yönündeki tarihi geleneğimizi sürdürmeyi başardık. Bugün Latin Amerika ve Karayipler'de yaşayan hiçbir halkın kardeş bir ülkeye karşı asla şiddet kullanmayacağına dair taahhüdümüzü bir kez daha teyit etmeliyiz" dedi.
Castro, "bu bloğun ülkeleri arasındaki sorunların ve farklılıkların, dış müdahale ya da baskı olmaksızın, diyaloğu bir araç olarak kullanarak ve her zaman bölgesel refahı ve halkların kendi kaderlerini tayin etmesini düşünerek kendi aramızda çözülmesi gerektiğini" vurguladı.
"Ben bir barış savunucusuyum. Latin Amerika sesini yükseltmelidir."
Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce Latin Amerika ve Karayipler'in yeni dünya düzeninin kurulmasında rol oynaması gerektiğini vurgulayarak bu hedef doğrultusunda proaktif olmanın hayati önemine işaret etti.
"Küresel çok kutupluluk ancak bölgemizin aktif ve etkin bir pozisyona sahip olması ve bu pozisyonu üstlenmesiyle mümkün olabilir. Siyasi-ideolojik çoğulculuğun bir alanı ve Latin Amerika'nın buluşma noktası olarak CELAC, bu yönde hareket etmek gibi tarihi bir sorumluluğa sahiptir."
Uluslararası adalet, emperyalistlerin çıkarlarını korumak için vardır
Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro, CELAC zirvesi sırasında Gazze'de devam eden soykırıma ilişkin uluslararası tutumu eleştirdi.
Maduro daha sonra "uluslararası adaletin sadece Amerikan, Avrupa ve Batı emperyalizminin çıkarlarını korumak ve Filistinli ailelere karşı işlenen katliamları gizlemek için var olduğuna" dikkat çekti.
Perşembe günü Gazze’nin batısındaki el-Raşid Caddesi’nde yardım paketlerini almak üzere toplanan binlerce sivilin üzerine İsrail tanklarının ateş açması sonucu, kamuoyunda ‘Un Katliamı’ olarak bilinen olayda 100'den fazla Filistinli öldürüldü ve onlarcası da yaralanmıştı.
Bu korkunç cinayeti yorumlayan Venezüella lideri, Gazze'de devam eden duruma tepki göstererek, "Buna ne denir? İnsan hakları mı? Uluslararası toplumun adaleti nerede?" dedi.
Venezüella Başkan Yardımcısı da Maduro'nun Gazze'deki Filistinlilerin uluslararası sessizlik nedeniyle maruz kaldıkları baskıya ilişkin görüşlerini yineledi.
Delcy Rodriguez, "Uluslararası Adalet Divanı Filistin'deki soykırımla yüzleşmede önyargılı ve ihmalkâr davranıyor" derken, "İsrail, uluslararası adaletle açıkça işbirliği yaparak binlerce çocuk ve kadını öldürdü" dedi.
'Haysiyetimiz ve insanlığımız tehlikede'
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva acil ateşkes taleplerini yineledi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesine aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakarak Gazze'deki soykırıma son vermeleri çağrısında bulundu.
Zirvede yaptığı konuşmada "Gazze'de insanlar yiyecek almak için kuyrukta beklerken ölüyor ve uluslararası toplumun umurunda değil" diyen Lula, "30,000 şehit verdik ve sivillerin hayatı risk altında, onurumuz ve insanlığımız tehlikede" dedi.
Lula şunları söyledi: "BM Genel Sekreteri António Guterres'in varlığından yararlanarak, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu'nun İsrail tarafından Gazze'de işlenen soykırımın derhal durdurulmasına ilişkin önerisini desteklemek istiyorum."
Brezilya Devlet Başkanı, "Gazze'de yaşanan insani trajedinin hepimizin İsrail'in Filistin halkına uyguladığı toplu cezalandırmaya 'yeter' diyebilmemizi gerektirdiğini" vurguladı.
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro da mevkidaşlarının "ABD ve Avrupa'nın Filistinlilere karşı soykırım işleyen İsrail'i desteklediği" yönündeki görüşlerini teyit etti.
Zirvede ayrıca Nikaragua, Gazze'ye yönelik saldırısında "İsrail'e" yardım ettiği gerekçesiyle Almanya'ya karşı adımlar atacağını duyurdu.
Almanya'nın İsrail’e silah satışı, geçtiğimiz ekim ayında Gazze'ye yönelik savaşın başlamasının ardından artarak, Berlin'i Gazze'de devam eden soykırımın ortasında İsrail’e en çok silah sağlayan ülkeler arasına yerleştirmişti.
Nikaragua, İsrail’e yaptığı askeri mali yardımlar nedeniyle Almanya aleyhine Uluslararası Adalet Divanı UAD'de dava açtığını ve mahkemenin acil bir önlem olarak Almanya'nın İsrail’e yaptığı yardımları durdurmasını talep ettiğini açıkladı.
