Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, savaşın Güney Lübnan'a yayılmasının ne Hizbullah'ın ne de Siyonist rejimin çıkarına olduğunu ifade etti.
YDH - 2006 savaşında İsrail'in başbakanı olarak görev yapan Ehud Olmert, Haaretz gazetesinde kaleme aldığı köşe yazısında savaş kabinesine bir dizi 'tavsiyede' bulundu.
Olmert, "İsrail'deki resmi adıyla İkinci Lübnan Savaşı, o dönemde ülkede hararetli tartışmalara yol açmıştı. Çok sayıda İsrailli, muhtemelen çoğunluk, o dönemde savaşın bir başarısızlık olduğuna ve askeri caydırıcılığımızı ciddi şekilde zayıflattığına ikna olmuştu," dedi.
Bugün 2006 savaşının kayda değer bir başarsızlık olduğu gerçeğine karşı çıkan Olmert, bunun stratejik bir başarı olarak görüldüğünü iddia ederek "Yıllarca ateş hattında kaldıktan sonra Hizbullah'ın yakın tehdidinden kurtulan ve uzun yıllar boyunca sessizliğin, güvenliğin ve caydırıcılığın tadını çıkaran kuzey İsrail sakinleri, kuzeyin refah içinde olduğu sakin günleri kesinlikle özlüyor," ifadesini kullandı.
Olmert, işgal rejiminin şimdi stratejik öneme sahip bir kararla karşı karşıya olduğunu kaydederek "Hizbullah'la topyekûn bir çatışmaya sürüklenmek mi, yoksa kuzeyde yayılan askeri sürtüşmeyi durduracak ve bölgeye 17 yılı aşkın bir süredir hâkim olan sükûneti geri getirecek bir anlaşmayı müzakere etmeye çalışmak mı? 2006 yılında İsrail'i İkinci Lübnan Savaşı'na sürükledim. Bugün, 2024 yılında, önlenebilecek topyekûn bir askeri çatışmaya sürüklenmememizi tavsiye ediyorum," yorumunu yaptı.
Siyonist rejim liderlerine Lübnan direnişine dönük tehdit içeren açıklamalara sona vermeleri çağrısı yapan Olmert, şöyle devam etti:
"Öncelikle İsrail liderlerine - başbakan, savunma bakanı ve ordunun yüksek komuta kademesine - Hizbullah'a yönelik sert tehditlerine son vermelerini tavsiye ediyorum. Kendilerine güvenmiyorlar ve tahliye edilen tek bir kişiyi bile evlerine geri döndürme ihtimalleri yok. Bu tehdit ve uyarıların ve sert konuşan hükümet sözcülerinin medyada sık sık boy göstermesinin Hizbullah'ı kuzeydeki sayısız hedefe roket atmaya devam etmesi için cesaretlendirmesi ihtimali yüksek. Karşılıklı ateşler bizi tamamen önlenebilir bir topyekûn operasyona sürükleyebilir. Savaş alanının genişlemesini engellemek Hizbullah'ın - ve İsrail'in - çıkarınadır."
Savaşı engellemenin, hararetli tehdit teatisinin sona ermesinin ardından sınır belirleme görüşmelerini yeniden gündeme getirmek olduğunu öne süren Olmert, "Sınır bölgesinde yaşayanların evlerinden uzakta kaldıkları her gün İsrail için askeri ve siyasi bir yenilgi günüdür. İsrail bu durumun devam etmesine izin veremez ve vermemelidir. Asıl mesele, bunu değiştirmenin yolunun topyekûn bir savaş olup olmadığıdır," diye ekledi.
Bununla birlikte Netanyahu'ya kabinedeki saldırgan isimleri tasfiye etmesi çağrısı yapan Olmert, şunları dile getirdi:
"Bugün hükümeti kontrol eden kabine bakanları İtamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotriç ve destekçilerinden oluşan saldırgan zorba çetesinin, sınır konusunda bir uzlaşı görüntüsü nedeniyle bunu İsrail'in yenilgisi olarak görecekleri aşikar. Bunu destekleyen herkesi ihanet ve teslimiyetçilikle suçlayacaklardır. Unutulmamalıdır ki Güney Lübnan, Netanyahu hükümetinin sonsuza kadar kontrolümüz altında tutma sözü verdiği tarihsel İsrail topraklarının bir parçası değil. Bu, İsrail için de çok acı verici olacak ve tamamen anlamsız ve gereksiz bir başka savaşa sürüklenmekten kaçınmak için oynayabileceğimiz bir karttır."
