İsrailli askerler Hannibal direktifini uyguladıklarını itiraf etti

img
İsrailli askerler Hannibal direktifini uyguladıklarını itiraf etti YDH

İsrail rejiminin, direnişçilerin eline esir düşmemesi için kendi vatandaşlarına ateş açma emri verdiği İsrailli askerler tarafından da itiraf edildi.




YDH- Lübnan’dan yayın yapan The Cradle, İsrail medyasında 7 Ekim’de olaylara müdahale eden rejimin askerleriyle yaptığı röportajdan bölümler yayımladı. 

Yayımlanan röportajda İsrail askerleri ‘Hannibal Direktifi’ni uygulayarak direnişçiler tarafından esir alınan İsraillilere ateş açtıklarını itiraf ediyor.

“İsrail ordusu tarafından İsrail askerlerinin düşman kuvvetleri tarafından yakalanmasını önlemek için kullanılan tartışmalı bir prosedürün adı olan Hannibal Direktifi, İsrail rejimi tarafından 1986’da Lübnan işgali sırasında uygulamaya konmuş; ancak eleştiriler üzerine 2016 yılında yürürlükten kaldırıldığı açıklanmıştı.

İsrail rejimi 7 Ekim’de Hamas’ın 1200 İsrailli sivili öldürdüğünü açıklamış; ancak daha sonra ortaya çıkan görüntüler, sivillerin ya İsrail ordusuna ait helikopterlerden ve tanklardan açılan ateş sonucu veya yaşanan çatışmalarda iki ateş arasında kaldığı için öldüğünü göstermişti.

İsrail helikopterlerinin ve tanklarının içlerinde Filistinli direnişçilerin olduğu gerekçesiyle İsraillilere ait evleri ve araçları bombalaması 2016’da yürürlükten kaldırıldığı iddia edilen Hannibal Direktifinin 7 Ekim’de de uygulanıp uygulanmadığı tartışmasına neden olmuştu.      

İsrail Kanal-13 televizyonu tarafından yayımlanan röportajda şu ifadeler yer alıyor: 

Asker 1: Ve sonra hareket halindeki iki kamyoneti tespit ediyoruz.

Muhabir: Toyota mı?

Asker 1: Evet Toyota. Üzerlerinde çok sayıda insan var, kamyonetin kasasında ayakta duruyorlar…ve bir yığın insan da var.

Muhabir: Bir yığın insan kasada mı duruyor? Ölü bedenler mi?

Asker 1: Bilmiyorum.

Muhabir: Bilmiyoruz, belki de yaşıyorlardı.

Asker 1: Evet. Sonra, bu araçlara saldırmaya karar verdim.

Muhabir: Yani bunun bir kaçırma olduğunu mu sandın?

Asker 1: Evet

Muhabir: Ateş etme emrini ondan mı aldın?

Asker 2: Evet. Sonra ateş ettik

Asker 1: İlk araca ateş ettik sonra ikincisine de ateş ettik. Bence ilk aracı vurduk da. Ani bir parlama oldu. Hedef zaten bayağı uzaktaydı, yaklaşık 2 kilometre  mesafe vardı. İkinci aracı ise elimizden kaçırdık.

Muhabir: Araçları vurmayı becerebildin mi?

Asker 2: Hiçbiri isabet etmedi. Çok kısa bir süreydi. Gerçekten de arabaları sadece bir milisaniyeliğine gördük. Anlatamam bile.

Muhabir: O zaman neden araçları vurmaya karar verdin?

Asker 1: İçgüdülerim bana aracın üstündekilerin askerlerimiz olabileceğini söyledi. 

Muhabir: Yani onları vuracaktın öyle mi? Kendi askerlerini mi vuracaktın?

Asker 1: Evet. Ama doğru olan da buydu. Kaçırılmalarının önüne böyle geçecektim ve iç güdülerim böyle yaparsam askerlerimin alınmayacağını söyledi. 

Muhabir: Geriye dönüp baktığımızda doğru olanı yaptığını mı düşünüyorsun?

Asker 1: Geriye dönüp baktığımızda, yaptığım şeyin doğru olduğunu hissediyorum. 

Asker 2: Anlık alınan bir karardı ve bilmiyorum yani başka türlü yapabilir miydim diye de düşünmek doğru değil. Farz edelim, geçmişe taktım hep bunu düşünüyorum. Bana ne faydası olacaktı? Biliyorum ki o an yapabileceğim en iyi şeyi yaptım. 

Muhabir: Bu direktif miydi? Yoksa kendi kafana göre mi karar verdin…Şu Hannibal Direktifi denilen şey…

Asker 1: Direktif bu şekilde. Aşamalı olarak yapmanız gerekenler var, blokaj noktalarına ve kontrol noktalarına ateş etmeniz gerekiyor ve pozitif bir kimlik tespiti durumunda emri yerine getirmeniz gerekir.

Muhabir: Bu sana bugün yük oluyor mu? (Elini göğsüne yerleştirerek)

Asker 1: Şimdilik bende kalsın ama onlara zarar vermediğimizi biliyorum. Bu bana yük olmuyor çünkü onları esir tutan ve işkence eden katilleri tarafından çekilen fotoğraflar aklıma geliyor. Benim açımdan bu çok daha zor bir düşünce.

Dış ses: Tehlike geçmiş değil, tam tersine, ekibin yakın arkadaşlarını ve bundan sonra ne olacağını düşünecek vakti yok.