Filistinli direniş grupları, İsrail'in Suriye'de Devrim Muhafızları'nın üst düzey komutanlarına suikast düzenlemesinin İran'ın Filistin Direnişi karşısındaki sağlam duruşunu etkilemeyeceğini söyledi.
YDH- Filistin İslami Cihad Hareketi yaptığı bir açıklamayla İsrail'in Şam'daki İran konsolosluk binasına düzenlediği ve Devrim Muhafızları'nın Lübnan ve Suriye'deki Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi ile birlikte bazı üst düzey mensubunun hayatını kaybetmesine neden olan saldırıyı kınadı.
İslami Cihad, "İran Konsolosluğu’na yönelik korkak Siyonist saldırıyı, İsrail düşmanının saldırganlığını genişletme ve Gazze'deki başarısızlıktan kaçma girişimi" olarak değerlendirdi.
Hamas da İsrail'in bariz tırmanışını kınayarak, bu saldırının uluslararası hukukun açık bir ihlali ve Suriye ile İran'ın egemenliğine yönelik bir saldırı olduğunu teyit etti.
Hamas’ın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Bu iğrenç Nazi saldırganlığı karşısında İran ve Suriye ile tam dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyor ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni işgali ve onun suçlu liderlerini caydırmak ve uluslararası istikrar ve güvenliği baltalayan Gazze'ye ve bölgeye yönelik saldırganlıklarını durdurmak için etkili adımlar atmaya çağırıyoruz."
Hamas ayrıca "şehitlerin ailelerine ve saygıdeğer İran liderliği ile halkına en derin taziyelerini" iletti.
Benzer şekilde Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) de saldırıyı "en güçlü ifadelerle" kınayarak İsrail'in işlediği suçu "büyük bir tırmanma" olarak değerlendirdi ve "devlet terörü" olarak nitelendirdi.
FHKC, İslam Cumhuriyeti'ne en derin taziyelerini sunarak, "bu iğrenç suçun İran'ı Filistin direnişini destekleme ve bölgedeki adil davaları destekleme görevini sürdürmekten alıkoymadığını ve alıkoymayacağını" teyit etti.
Direniş grubu ayrıca, İsrail’in "tüm uluslararası sözleşmeleri ve anlaşmaları ayaklar altına alan haydut çeteler devleti gibi" hareket ettiğine dikkat çekerek, "bu suçların bedelini ağır ödeyeceğinin, yerleşimcilerini kaldıramayacakları bir kan gölüne ve felaketlere sürükleyeceğinin ve bölgeyi büyük bir tırmanışa ve patlamaya sürükleyeceğinin tamamen farkında olarak" bölgesel gerilimleri kışkırtmaya kararlı olduğunu vurguladı.
FHKC sözlerini "başarısız suikast politikasının" her zaman "Siyonist varlığa karşı acı verici saldırıları tırmandırmak" için bir teşvik olduğunu belirterek bitirdi.
İşgal altındaki Batı Şeria'da faaliyet gösteren İntifada Fetih Hareketi Devrim Konseyi üyesi Abdülmecid Şadid ise İsrail'in İran konsolosluğuna yönelik saldırısını kınayarak, bunun İran'ın Filistin davasına yönelik kararlı tutumunu değiştirmeyeceğinden emin olduğunu ifade etti.
"Korkakça suikast operasyonunun Tahran'ın ve Direniş Ekseni ülkelerinin rolünü etkilemeyeceğini" belirten Şadid, "Filistin'in, Siyonist düşmanın pençesinden kurtuluşuna kadar Filistin halkını ve direnişini desteklemeye devam edeceklerini" vurguladı.
Şadid, İsrail'in işlediği suçun "Siyonist-Amerikan saldırganlık gündemine karşı Direniş Ekseni cephesinin birliğini" teyit ettiğini ve saldırının, "Direniş gruplarının ve hareketlerinin kararlılığını zayıflatmayacağını" belirtti.