Gazze'deki Amerikan koridorunun şaibesi

img
Gazze'deki Amerikan koridorunun şaibesi YDH

Uzmanlara göre Siyonist rejim, ABD'nin Gazze'ye yardım ulaştırmayı amaçladığı iddia edilen bir iskele inşa etme planını, yardım sevkiyatları üzerindeki kontrolü elinde tutmak ve Filistinlileri Akdeniz üzerinden abluka altındaki bölgeden tehcir etmenin bir yolu olarak görüyor.




YDH - ABD Başkanı Joe Biden, mart ayında iskelenin inşa edilmesi talimatını verdi. Kısa bir süre sonra ABD, Kıbrıs'tan gelen yardımları alıp Gazze'ye göndereceği bildirilen 'yüzer iskeleyi' inşa etmek üzere Doğu Akdeniz'e donanma gemileri konuşlandırdı.

Washington yönetiminin açıklaması, BM ve diğer yardım kuruluşlarının İsrail'in Gazze'ye hayat kurtarıcı yardımların karadan ulaştırılmasını engellemesi nedeniyle kıtlık yaşanabileceği uyarısında bulunduğu dönemde, işgal rejiminin Gazze'ye yardım ulaştırmasına izin vermesi yönünde baskıların arttığı bir ortamda geldi.

BAE'de yaşayan Filistinli siyasi analist Talal Ukal, Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, "Gazze'deki insanlar açlıktan ölüyor, bu nedenle herhangi bir yerden gelen yardım onları cesaretlendirecektir," dedi.

Ukal, İsrail'in Gazze açıklarında fütüristik bir yapay ada inşa etme planını yansıttığı için iskeleyi desteklemekte elini çabuk tuttuğunu, bunun da Gazze'ye daha fazla yardım getirmek için değil, rejimin kontrolünü pekiştirmek için tasarlandığını belirtti.

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, ocak ayında Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarıyla yaptığı toplantıda Gazze'ye yardım dağıtmak için yapay bir ada önermişti. O dönemde çıkan haberlere göre bu öneri Brüksel'de dehşete yol açmıştı.

İsrail Politika Forumu Araştırma Direktörü Shira Efron, ABD'nin açıkladığı iskele ile Katz'ın planının benzer olduğunu yineledi. Efron, MEE'ye yaptığı açıklamada "İki fikir arasında benzerlikler var," diye konuştu.

Aynı zamanda Kudüs'teki BM görevlilerine Gazze konusunda danışmanlık yapan Efron, deniz koridorunun İsrail için cazip olduğunu, zira 'Gazze'nin genel güvenlik kontrolünü elinde tutmak istediğini' belirtti.

Efron, "Kıbrıs, denetim rejimini İsrail'in belirlemesi ve güvenlik açısından İsrail'in dediklerini yapmayı taahhüt etmesi konusunda sorun yaşamıyor. İsrail açısından bu harika bir anlaşma," ifadesini kullandı.

Öte yandan ABD'nin Batı Şeria ve Gazze'deki eski yardım misyonu direktörü David Harden, deniz koridorunun daha fazla kara geçişinin açılmasını engellemek için bir bahane olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

Harden, "İnsani açıdan bakıldığında, mümkün olduğunca çok sayıda erişim noktası istersiniz, ancak kara geçişleri her şeydir. İsrail'in Gazze'de bir kıtlığı önleme imkânı ve yükümlülüğü var," değerlendirmesini yaptı.

Ukal ise "Limanın İsrail'in Gazze'ye kara sınırlarını kapalı tutmasını kolaylaştıracağını düşünüyorum. Gazze'de tüm yardımlar siyasidir," diye ekledi.

Ukal ayrıca İsrail'in iskeleyi, Gazze'nin 2,4 milyonluk nüfusunun neredeyse yarısından fazlasının İsrail saldırılarından kaçarak sığındığı güneydeki Refah kentine düzenlemesi beklenen işgal öncesinde, Filistinlileri Akdeniz üzerinden Gazze'den çıkarmanın bir yolu olarak kabul ettiğine dikkat çekti.

Uzman, "Kara yoluyla daha iyi, daha hızlı ve daha ucuz koridorlar var. Bu [liman], İsraillilerin Filistinlileri Sina'ya itmedeki başarısızlıklarının ardından onları tehcir etme hedeflerini gerçekleştirmelerine yardımcı olmanın bir yolu," yorumunda bulundu.

Bu arada iskele, İsrail'e Gazze'ye karadan yardım girmesine izin vermesi için baskı yapamayan Biden yönetimi tarafından erdem sinyallemesi olarak eleştirildi.

World Central Kitchen (WCK) adlı STK'nın ünlü şefi Jose Andres de ABD'nin önerisini eleştirenler arasındaydı ve ABD yönetiminin İsrail'den 'çocukları öldürmeyi, insani yardım gönüllülerini ve basını hedef almayı bırakmasını talep etmeye başlaması gerektiğini' söyleyerek "[Ve] Gazze'ye karayoluyla daha fazla rota açın," çağrısı yaptı.

Geçtiğimiz hafta WCK için çalışan ve aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu yedi yardım görevlisi İsrail'in Gazze'nin merkezine düzenlediği bir hava saldırısında hayatını kaybetti. Saldırının ardından STK ve diğer bazı yardım kuruluşları güvenlik kaygıları nedeniyle Gazze'deki tüm faaliyetlerini askıya aldı.