Çeşitli ülkelerden gelen paralı askerlerin İsrail ordusunda görev yaptığı ve bunların ölümlerinin gizli tutulduğu bildirildi.
YDH- El-Kenadig haber portalı İsrail ordusundaki paralı askerlerle ilgili bir haber yayımladı. Habere göre, çeşitli ülkelerden paralı askerler İsrail askeri birliklerinin çoğunda görev yapıyorlar ve para karşılığında özel İsrail güvenlik şirketleri aracılığıyla işe alınıyorlar.
Paralı askerlerin şu anda düzenli güçlerle birlikte Gazze'deki savaşa katıldıklarını söyleyen el-Kenadig, İsrail ordusundaki bu askerleri “işgal ordusu tarafından ön saflara sürülen Gazze savaşının yakıtı” olarak tanımladı.
El-Kenadig’e göre, “İsrail sokağının öfkesinden ve ordudaki İsrailli Yahudi gençlerin öldürülmesine karşı duyarlılığından kaçınmak için, bu askerler ordunun ölü sayısına dahil edilmiyor.”
Bu gizlilik sayesinde “İsrail’in gerçek ölü sayısını örtbas ettiğini” söyleyen site, askerlerin rütbelerinin ve öldürülen paralı askerlerin sayısının ise tamamen gizli olduğunu kaydetti.
"İsrail Ordusunda Paralı Askerler" başlıklı bir çalışma yayımlayan askeri uzman ve öğretim görevlisi olan Eliezer Yitzhak'a göre, İsrail rejiminde paralı asker kullanımının tarihi 1948'e kadar uzanıyor. İshak, bu paralı askerlerle ilgili birçok olumlu yönü ve İsrail devletinin onlardan birçok güvenlik ve askeri düzeyde elde edebildiği büyük faydayı, neden oldukları olumsuz yönlere ek olarak ortaya koyuyor.
Haberde, İsrail’deki paralı askerlerin tarihiyle ilgili şu bilgilere yer veriliyor: “Daha önce, Ben-Gurion'un siyasi danışmanı Yitzhak Ben-Baul, bu paralı askerlerin çalışmalarının sorumluluğunu üstlendi. Ordunun çalışmalarını sürekli geliştirmek ve Yahudiler arasındaki zayiat yüzdesini azaltmak için askeri çatışmalarda Yahudi olmayanlara güvenmek amacıyla ordu ve diğer askeri kurumların geri kalanı içindeki sayılarını artırdı.”
Gazze savaşında paralı askerler
El-Kenadig Rusya, Ukrayna, Amerika, Fransa, İngiltere ve Güney Afrika vatandaşlarının İsrail ordusunun saflarına katılan ülkeler listesinin başında geldiğini bildirdi.
Söz konusu site, İsrail'in devlet televizyonu Kan’ı kaynak göstererek, İsrail ve Rus "çifte vatandaşlığına" sahip on binlerce Rus göçmenin hâlâ İsrail ordusunda kamu hizmeti ve yedek kuvvetler bağlamında hizmet ettiğini ve Gazze'deki savaşa katıldığını bildirdi.
Ukraynalı kişilerin de İsrail ordusunda savaştıkları hatta Şucaiye Mahallesi’ndeki çatışmalarda bunlardan 7'sinin öldürüldüğü belirtildi.
El-Kenadig, Fransız vatandaşlığının, Amerikan vatandaşlığından sonra İsrail askerlerinin sahip olduğu en fazla milliyetten biri olduğunu iddia etti.
Site, Fransa paralı askerlerinin Gazze savaşına katılımlarını belgeleyen birkaç klibin yayımlandığını ve "Boyun Eğmeyen Fransa" partisinden Fransız milletvekili Thomas Portes’in, "X" platformundaki hesabı aracılığıyla, Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'da savaş suçu işlemekle suçlanan, ordu işgücünün %2'sinden fazlasını temsil eden Fransız kökenli 4.000'den fazla İsrail askeri hakkında Fransız Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu hatırlattı.
Basında çıkan haberlere göre, Gazze'de İsrail ordusunun yanında savaşan Amerikan paralı askerleri, Filistin topraklarında çekilmiş fotoğrafları yayımlayan “İleri Gözlem Grubu”ndan (FOG) geliyor.
El-Kenadig, İsrail ordusunun bu yola başvurmasının nedeni olarak da şunları söyledi: “İsrail her zaman ordusunun askeri ve teknolojik gücüyle, askerlerinin ve kadrolarının eğitimiyle övünse de her gün kayıplar veren savaşçı güçlerin Gazze'deki varlıklarını sürdürmek ve Filistin direnişinin cesaretine karşı koymak için bu paralı askerlere başvurdukları görülüyor. Sayılarındaki kıtlığı telafi etmenin yanı sıra (son zamanlarda "Haredilerin orduya alımı" krizi şeklinde kendini gösterdi), çeşitli Avrupa ve Amerika ülkelerinden yabancı unsurlar kullandı.”
Site, uluslararası hukukla ilgili şu hususa yer vererek haberini sonlandırdı: “Uluslararası kamu hukukunun silahlı çatışmalarda paralı askerlerin kullanılmasını açıkça yasakladığı ve 20 Ekim 2001'de yürürlüğe giren 1989 tarihli Paralı Askerlerin İşe Alınması, Kullanılması, Finansmanı ve Eğitimine Karşı Uluslararası Sözleşme uyarınca uluslararası bir suç olarak kabul ettiği belirtilmelidir.”
