Belgelerde yumuşak gücün denizaşırı ülkelerdeki İngiliz ulusal çıkarlarına nasıl hizmet ettiği açıkça tartışılmıyordu ancak Afrika'da, özellikle de Mısır ile ticaretin ve uzun vadeli ilişkilerin önemi vurgulanıyordu.
YDH- Müslüman Kardeşler'in yayın organı Middle East Monitor yakın zamanda ortaya çıkarılan İngiliz belgelerini incelemeye tabi tuttu.
Bu belgeler, Hüsnü Mübarek'in cumhurbaşkanlığının ilk yıllarında Mısır'ın Ortadoğu'daki İngiliz propaganda kampanyasının ana odağı olduğu gerçeğine ışık tutuyor.
Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası yoluyla elde edilen bu belgeler, BBC ve diğer propaganda araçlarına büyük ölçüde dayanan İngiliz enformasyon stratejisinin belirli hedeflerini de özetliyor.
İngiliz Hükümeti'nin 2023 Entegre Güvenlik, Savunma, Kalkınma ve Dış Politika İncelemesi, gelecekte İngiltere'nin yumuşak gücünü artırma planlarını ortaya koydu.
İncelemede BBC Arapça da dahil olmak üzere BBC Dünya Servisi'nin İngiliz yumuşak gücünün kilit bir bileşeni olduğu vurgulandı. Sonuç olarak Hükümet, önümüzdeki iki yıl içinde BBC Dünya Servisi'ne 20 milyon Sterlin ek fon sağlamayı taahhüt etti. İngiliz yetkililer yumuşak gücün ayrıntılarına ya da yurtdışındaki çıkarlarını ilerletmedeki rolüne hiç girmemiş.
Belgelere göre, ticari avantajlar diğer altı hedeften daha öncelikliydi. Temmuz 1985'te Kahire'deki İngiliz Büyükelçiliği'nde yapılan bir toplantıda diplomatlara öncelikli yerel hedeflerinin ticareti geliştirme çabalarımızı artırmak olması gerektiği tavsiye edildi.
1984'teki toplantıda Mısır'daki yerel medyanın İngiltere'ye karşı olumlu bir bakış açısına sahip olduğu sonucuna varıldı. Tartışmada da görüldüğü gibi Büyükelçiliğin Mısır medyasına ulaşma yaklaşımı etkili oldu.
Yıllık enformasyon raporunda Londra tarafından gönderilen pek çok materyalin gazeteler, radyolar ve televizyonlar da dahil olmak üzere Mısırlı medya kuruluşları tarafından kullanıldığından övgüyle bahsediliyordu. Raporda Mısır'ın ana akım medyasında yayınlanan endüstriyel, ticari ve kültürel konulardaki yazılara dikkat çekildi.
Ticari tanıtım açısından Büyükelçilik, ziyaret eden ticaret heyetlerini ve Kahire Uluslararası Ticaret Fuarı'ndaki (CITF) İngiliz katılımcıları desteklemek için materyal dağıttı.
Raporda ayrıca Büyükelçiliğin CITF sırasında Mısır'ın ve Arap dünyasının en etkili gazetelerinden biri olan el-Ahram'ın İngiltere ile ilgili ekinde İngiliz ürünlerini hiçbir ücret almadan nasıl başarılı bir şekilde tanıttığına da değinildi.
el-Ehram 'ın yaygın uygulamalarından biri, reklamverenleri çekerek para kazanmak için bu tür ekler yayınlamaktı.
İngiltere ile ilgili ek İngiliz reklamcıları çekmekte zorlansa da, tüm makaleler Büyükelçilik tarafından sağlanan materyalden alınmıştır. Erişiminin ve etkisinin bir göstergesi olarak Büyükelçilik, el-Ahram'a herhangi bir ücret ödemeden eke İngiliz ürünleriyle ilgili altyazılı fotoğraflar ve resimli özellikler yerleştirmeyi başardı.
Bununla birlikte Büyükelçilik, İngiliz şirketlerinin Mısırlı gazetelerin reklam yayınlama taleplerine yanıt vermemesi halinde başarısının tehlikeye gireceği konusunda uyarıda bulundu ve şu tavsiyede bulundu: "Daha fazla İngiliz şirketini ücretli reklam almaya teşvik edemezsek buradaki (Mısır'daki) sonuçlarımızın düşme tehlikesi var."
İngiliz bilgilendirme stratejisinin ikinci hedefi Mısırlıları etkileyerek İngiltere'nin politikalarını desteklemelerini sağlamaktı: "İngiltere'yi doğrudan ilgilendiren konularda İngiliz görüşlerinin Mısır Hükümeti ve kamuoyu tarafından bilinmesini sağlamak."
Büyükelçiliğin raporu, Büyükelçiliğin "mümkün olduğunca çok sayıda etkili Mısırlıyı İngiliz etkilerine maruz bırakmak" şeklindeki üçüncü hedefe ulaşmak için bir araç olan "sponsorlu ziyaretler (İngiltere'ye) programı" olduğunu ortaya koydu. İngilizler bu ziyaretçilere şu konularda güveniyordu: "Mısır medyasında çok çeşitli konularda İngiliz ve Mısır çıkarlarının benzerliğini vurgulamak."
Dördüncü hedef ise "İngiltere'nin Mısır'daki genel imajını iyileştirmekti."
Büyükelçiliğin değerlendirmesine göre, Mısır yerel medyası "İngiltere'ye karşı genel olarak iyi niyetli olmaya devam ediyor."
Buna ek olarak, Mısırlı gazeteciler "Kolayca erişilebilir ve Britanya'ya canlı bir ilgi gösteriyorlar."
Bu hedefe ulaşmadaki başarısının göstergelerinden biri, İngiltere'nin dünya sahnesindeki görüş ve eylemlerinin: "Diğer Avrupa ülkelerininkinden daha fazla ilgi uyandırmasıydı."
Bir başka gösterge de Margret Thatcher'ın İngiltere başbakanı olarak gösterdiği performanstı: "Her zaman eleştirilmese de özel bir ilgiyle izleniyor."
1980'lerde Mısır Hükümeti, ekonominin düşen petrol fiyatları ve yurtdışındaki, özellikle de Körfez petrol ülkelerindeki Mısırlılardan gelen işçi dövizlerindeki düşüş nedeniyle önemli ölçüde zarar görmesi üzerine büyük ölçüde dış ekonomik yardıma bel bağladı.
İngiliz yardımının Mısır'da istikrar ve refahı desteklemeyi amaçladığı söyleniyordu. Özel sektör, sağlık, eğitim, altyapı ve sosyal sektörleri destekleyen ekonomik reformların teşvik edilmesi hedefleniyordu.
Bilgilendirme ve medya faaliyetlerinin beşinci amacı ise "İngiltere'nin Mısır'a yönelik yardım programının bilinirliğini arttırmak" idi.
Büyükelçiliğin raporunda, bilgilendirme stratejisinin nihayet altıncı amaç olan "İngiltere'nin Mısır'daki genel imajının iyileştirilmesine" yardımcı olacağı öngörülüyordu.
Belge, Mısır'daki İngiliz diplomatların medya sahnesinde o kadar etkili olduklarını ortaya koydu: " Afganistan filmini yerleştirmeyi başardılar: Beşinci Yıl filmini Mısır televizyonuna yerleştirebildiler."
Film, Sovyet ordusunun Orta Asya ülkesini işgalinden beş yıl sonra Kabil'deki Sovyetler Birliği destekli Hükümet yönetimindeki Afgan halkının yaşamına ışık tutan bir propaganda eseriydi. Ayrıca rejime ve Sovyetlere karşı büyüyen direnişi de gösteriyordu.
Bu arada Büyükelçiliğin "hazır pazar" olarak tanımladığı Mısır gazeteleri Londra'da hazırlanan materyalleri memnuniyetle karşıladı: "Londra Basın Servisi'nin tüm çıktıları dağıtılıyor ve bunların çoğu basılıyor."
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana İngiliz propaganda stratejisinin çekirdeğini oluşturan Enformasyon Merkez Ofisi'nin bir parçası olan Denizaşırı Ziyaretler ve Enformasyon Çalışmaları Bölümü (OVIS) Mısır'da önemli bir rol oynadı.
OVIS'in ana görevi siyasetçilerin, iş adamlarının ve etkili medya figürlerinin İngiltere'ye ziyaretlerini organize etmek ve masraflarını karşılamaktı.
Büyükelçilik tarafından yapılan bir değerlendirmede 1984-1985 yılları arasında OVIS'in hizmetinin "en yüksek standartta olduğu" sonucuna varılmıştır. İsimleri açıklanmayan Mısırlı şahsiyetlerin İngiltere'ye yaptıkları ziyaretler: "Mısır'daki İngiliz çıkarlarına önemli bir katkı sağlamıştır."
Dışişleri ve Milletler Topluluğu Ofisi (FCO) Mısır'daki İngiliz propagandasının performansını övdü. FCO'nun Enformasyon Departmanı Kahire'deki Büyükelçiliğe gönderdiği geri bildirim yazısında, "Yerel medyanın İngiltere'ye karşı iyi bir tutum sergilemeye devam ettiğini ve size ulaşan materyallerin iyi bir bölümünü Mısır medyasına yerleştirebildiğinizi duymak ilgimizi çekti" dedi.
Gönderide BBC Dünya Servisi 'nin bu çıkarlar üzerindeki etkisinden ayrıntılı olarak bahsediliyordu. 1983 yılında, Arapça yayını da içeren servis, Mısır'ın orta eğitim seviyesindeki kentsel bölgelerinde ilk izleyici anketini gerçekleştirdi.
Sonuçlar, yüzde 25'inin haftada en az bir kez Arapça servisi dinlediğini ve bu servisin "Bölgede yayın yapan diğer istasyonların çoğundan çok ileride." Her ne kadar çok iyi eğitimli olmayanlar ve kırsal kesimde yaşayanlar arasında daha az dinleme olsa da: "İlk sonuçlar BBC'nin buralarda da önemli bir etki yarattığını gösteriyor."
ID ayrıca BBC 'nin doğrudan yayınlarının yanı sıra yayınladığı haftalık dergi Huna London'ın (This is London) etkisine de dikkat çekti. Gönderide derginin tirajının ayda 6 bin 500'e ulaştığı ve bunun 5 bin 600'ünün dinleyicilerin taleplerine yanıt olarak gönderildiği teyit edildi.
Büyükelçilik de FCO'nun değerlendirmesini yineledi. Büyükelçilik cevabında BBC World ve BBC Arapça servislerinin itibarının "Yüksek itibarını korumaktadır ve her iki servis de geniş ve etkili izleyici kitlelerinin ilgisini çekmektedir."
BBC' nin editoryal içeriğine yönelik eleştirilerin bazı durumlarda "kaçınılmaz" olduğu tavsiyesinde bulunurken, bu tür eleştirilerin Mısır'a özgü olamayacağına dikkat çekti: "Sadece Mısır'a ya da Orta Doğu'ya özgü olamaz."
BBC Yönetim Kurulu Başkanı Stuart Young'ın 1985 ortalarında Kahire'ye yaptığı ziyaretin: "Sadece BBC için değil, aynı zamanda İngiltere için de muazzam bir iyi niyet yarattığı görülüyor" sonucuna varmışlar.Büyükelçilik ayrıca Mısır'daki gelişmiş ve demokratik ülkeler arasındaki bilgi rekabetini de ortaya koymuştur. İngiltere, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın başlıca ülkelerini "büyük rakipler" olarak görmüştür. İngiliz diplomatlar, diğer büyükelçiliklere kıyasla kendilerine daha az kaynak sağlandığından şikayet etmelerine rağmen, bunu yinelediler: "Genel olarak Britanya hala çoğu gazetede ortalamadan daha iyi bir şekilde yer alıyor."İngiliz enformasyon memurları, Avrupa Topluluğu (şimdi Avrupa Birliği, Birleşik Krallık 2020 başından beri artık üye değil) üyelerinden mevkidaşlarının toplantılarına katılmaya alışkınken, İngilizler çok taraflı işbirliği konusunda isteksizdi. Onlar şöyle diyordu: "AB'deki meslektaşlarımızın çoğu bilgi işbirliğini, daha büyük Avrupa Büyükelçiliklerinden (İngiltere, Fransa ve Almanya) diğerlerine bilgi aktarma aracı olarak görüyor."
İngiliz Büyükelçiliği şu sonuca varmıştır: "Bilgi işbirliği amacını aktif bir şekilde sürdürmenin bu Büyükelçiliğe kazandıracağı çok az şey vardır."