Başkan Biden iki hafta boyunca üniversite kampüslerini çalkalayan Filistin yanlısı protestolara mesafeli durdu ve İsrail-Hamas rehine görüşmelerine kendi ülkesindeki huzursuzluktan çok daha fazla zaman ayırdı.
YDH- Amerikan haber sitesi Axios'a göre, Perşembe günü ABD Başkanı Joe Biden'ın kampüsteki şiddeti eleştirirken öğrencilerin protesto hakkını destekleyen spontane açıklamaları, bu çelişkili taktiğin artık savunulabilir olmadığının sinyalini verdi.
İsrail'de Başbakan Benjamin Netanyahu, “rehine anlaşması olsun ya da olmasın” 1 milyondan fazla Filistinlinin sığındığı Refah'a kara harekatı başlatma sözü verdi.
ABD'de ise üniversiteler bir yandan protestocuların konuşma haklarını dengelemeye çalışırken bir yandan da Biden'ın 19 Mayıs'ta mezuniyet konuşmasını yapacağı Morehouse College da dahil olmak üzere mezuniyet törenlerinde yüksek profilli aksaklıklardan kaçınmaya çalışıyor.
Beyaz Saray hala Gazze'deki savaşı sona erdirmenin Biden'ın dış politika ve iç krizlerine karşı en iyi -belki de tek- panzehir olduğuna inanıyor. Ancak kampüslerde tırmanan protestoların yarattığı siyasi tehdit artık görmezden gelinemiyor.
Habere göre Biden'ın dış politika ve iç kriz keşmekeşinin bir sonraki aşaması daha da zor olabilir. Biden, Perşembe günü Beyaz Saray'da yaptığı konuşmada bu konuda iğneyi kendine batırdı.
Biden “Biz insanları susturduğumuz ya da muhalefeti ezdiğimiz otoriter bir ulus değiliz...Barışçıl protestolar, Amerikalıların önemli meselelere nasıl tepki verdiğinin en iyi geleneğidir. Ancak kanunsuz bir ülke de değiliz” dedi.
“Vandalizm, izinsiz girme, camları kırma, kampüsleri kapatma, dersleri ve mezuniyetleri iptal etmeye zorlama - bunların hiçbiri barışçıl bir protesto değildir.” diye konuşmasını sürdüren ABD Başkanı, ayrıca antisemitizmi, İslamofobiyi ve Arap ve Filistinli Amerikalılara karşı ayrımcılığı kınadı ve protestoları bastırmak için Ulusal Muhafızları çağırma fikrini reddetti.
Axios'a göre, Biden nereye adım atsa, Gazze ile ilgili tepkiler karşısına dikiliyor.
Halka açık konuşmaları sırasında Biden sık sık protestocular tarafından yuhalanıyor ve birçoğu Biden'ın İsrail'i desteklemesi nedeniyle “Soykırım Joe” sloganları atıyor.
Geçtiğimiz hafta sonu Washington'daki Beyaz Saray Muhabirleri Derneği yemeğinin dışında yüzlerce kişi toplandı.
Geçtiğimiz yılı aşırı işlevsizlikle geçiren Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri, Demokratların İsrail ve antisemitizm konusundaki bölünmelerini istismar etmenin yollarını bulmaya devam ediyor.
GOP, Demokratları kampüs kaosuna bağlayan reklamları keserken, Biden'ın Kongre'deki müttefikleri giderek daha endişeli hale geliyor: Axios'a konuşan bir Temsilciler Meclisi Demokratı, “[Protestolar] ne kadar uzun sürerse ve ne kadar kötüleşirse, seçimlerin geneli için o kadar kötü olacak” dedi.
Bir de Chicago'da yapılacak olan Demokratik Ulusal Kongre'ye ilişkin kaygılar var ki bu kongre şimdiden partinin 1968'de Chicago'da yaptığı ve Vietnam Savaşı'na ilişkin kaotik protestolara sahne olan kongreyle karşılaştırılıyor.
Biden, Salı günü ABD Kongre Binası'ndaki Holokost anma töreninde yapacağı konuşacak, eleştirilme ve yuhalanma riski yüksek olan Biden, Axios'a göre, önemli bir baskıyla karşı karşıya.
Biden'ın gündemi hakkında bilgi sahibi olan kaynakların aktardığına göre, ABD Başkanının niyeti antisemitizmin tehlikeleri hakkında farkındalık yaratmak ve bununla mücadele stratejilerini özetlemek. Ancak Biden'ın önündeki en büyük engel, kendisini İsrail'e aşırı destekçi olarak algılayan ilerici grupların eleştirileri. Antisemitizmi kınamasına rağmen, sadece Yahudi toplumuna odaklandığı ve Filistinlilerin mücadelelerini kabul ederken bile onların kötü durumlarını göz ardı ettiği yönünde endişeler var.
Biden ne zaman antisemitizme karşı konuşsa, pek çok kişi onun sadece Yahudilerin acılarına değindiğini, Filistinlilere değinmediğini düşünüyor - Biden onların durumundan da bahsetse bile.
Biden'ın danışmanları, genç seçmenlerin Biden'a yönelik inkar edilemez heves eksikliğinin İsrail-Hamas çatışmasını ele alışından kaynaklandığına ikna olmuş değil.
Bunun ekonomiyle daha fazla ilgisi olabilir. Ancak İsrail'i desteklemenin Biden'ın Orta Doğu politikasının ve genel siyasi kimliğinin merkezinde yer aldığını biliyorlar.
Antisemitizmle mücadele - ve Biden'ın 2017'de Charlottesville'deki “Sağı Birleştirin” mitinginin görüntülerinde gördüğü nefret - başkanlığını canlandırdı.
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e yönelik saldırısından çok önce Biden, Yahudi topluluklarına yönelik şiddet ve tehditlere karşı koymak için bir görev gücü oluşturmuştu. Bu görev gücü, antisemitik eylemlerdeki artış karşısında Yahudi cemaatlerinin nasıl korunacağı konusunda kolluk kuvvetleriyle koordinasyonu geliştirmeye çalışmak üzere Çarşamba günü bir araya geldi. Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere göre Beyaz Saray Yahudi cemaat liderlerini 20 Mayıs'ta Yahudi Amerikan Mirası Ayını kutlamak üzere bir resepsiyona davet etti.
Biden'ın rakibi eski Başkan Trump ise günlerinin çoğunu tarihi ceza davası için Manhattan'daki bir mahkeme salonunda geçiriyor. Yine de kampüs çatışmalarının ve polis baskınlarının görüntüleri kablolu haberlerde eşit derecede ilgi görüyor.
Trump Çarşamba günü Wisconsin'de düzenlenen bir mitingde protestocuları “öfkeli deliler ve Hamas sempatizanları” olarak suçladı. Columbia Üniversitesi'nde protestocuları tutuklayan New York Polisi (NYPD) memurlarını övdü.
Trump, “Her üniversite rektörüne, kampları derhal kaldırmalarını söylüyorum. Radikalleri yok edin ve kampüslerimizi tüm normal öğrenciler için geri alın.” dedi.