Hindistan ve İran anlaşması ABD destekli ticaret koridoruna meydan okuyor

img
Hindistan ve İran anlaşması ABD destekli ticaret koridoruna meydan okuyor YDH

F.M. Şekil, The Cradle'da yayınlaman makalesinde İran, Hindistan ve Afganistan'ı birbirine bağlayan bir ticaret yolunun ABD destekli Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridorunu baltaladığını belirtiyor.




YDH- Pakistanlı bir yazar olan F.M. Şekil'in The Cradle'da ''India and Iran’s Chabahar deal challenges US-backed trade corridor'' başlığıyla yayınlanan makalesi; İran, Hindistan ve Afganistan'ı birbirine bağlayan bir ticaret yolunun ABD destekli Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridorunu baltaladığını belirtiyor.

***

13 Mayıs'ta Hindistan ve İran, stratejik Çabahar Limanı üzerinden İran, Hindistan ve Afganistan'ı birbirine bağlayan bir ticaret yolu kurmak için 10 yıllık bir ortaklık üzerinde anlaştı. 

Bu hamle, Hindistan'ı Avrupa, Batı Asya ve işgal devleti İsrail'e bağlayan ABD destekli Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridoru (IMEC) umutlarını baltalıyor. 

Çabahar Limanı ile ilgili uzun vadeli bir anlaşmanın imzalanması, Rusya'yı İran ve Hindistan'a bağlayan kapsamlı bir kara, demir ve deniz taşımacılığı girişimi olan Uluslararası Kuzey-Güney Taşımacılık Koridoru'nda (INSTC) üstlenmesi beklenen rol nedeniyle stratejik bir önem taşıyor. 

Çabahar Limanı'nın Afgan-İran-Hindistan üçlü anlaşması kapsamında geliştirilmesi, İran ve Hindistan'ın Afganistan'daki müdahalelerini yoğunlaştırarak ABD ve Pakistan'ı daha da yalnızlaştıracak olması nedeniyle şüphesiz bölgesel dinamikleri etkileyecektir. 

Pakistan-Afganistan Ortak Ticaret ve Sanayi Odası'nın (PAJCCI) eski direktörü ve koordinatörü Ziaul Haq Sarhadi, The Cradle'a konuştu:

Pakistan, Çabahar'ın kısmen faaliyete geçmesine rağmen Afganistan ile transit ticarette %80'lik bir pay kaybetmiş durumda. Bu anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte geri kalan transit ticaret İran limanlarına kayacak ve Pakistan tamamen devre dışı kalacak.

Sarhadi, İslamabad'ın transit ticarete ağır vergi ve harçlar koyarak Afgan ithalatçıların cesaretini kırdığını ve Afgan transit mallarını taşıyan konteynerlere yüzde 100 banka garantisi verdiğini belirtiyor. 

ABD'nin İran-Hindistan koridoruna tepkisi

Washington'un İran-Hindistan koridoru konusundaki endişesi, taktiklerin yeniden düzenlenmesi nedeniyle önceliklerin değiştiğini yansıtıyor. 

Başlangıçta ABD, Çin'in milyarlarca dolarlık Kuşak ve Yol Girişimi'ne (BRI) rakip olacağına ve Pekin'in Hint Okyanusu ve Arap Denizi'nde genişleyen nüfuzuna karşı koyacağına inandığı için Hindistan'ın Çabahar projesine katılmasına itiraz etmedi. 

ABD'nin İran limanını Pakistan'ın Belucistan eyaletinde Çin tarafından finanse edilen Gwadar limanına doğrudan rakip olarak algılaması, Çabahar Limanı konusundaki tutumunu yumuşattı.

Ancak Delhi ve Tahran anlaşmayı imzalarken ABD, İran'ın komşu ülkelerini zaten ABD yaptırımları altında olan İslam Cumhuriyeti ile herhangi bir ticaret yapmaktan kaçınmaya teşvik etti. 

Pakistanlı siyasi çevreler, ABD'nin Hindistan'ın bu girişiminde jeopolitik bir tehdit hissettiğini ve Çabahar Limanı'nın kurulması ve ardından INSTC ile senkronize edilmesi yoluyla İran, Rusya ve Hindistan arasında daha önemli bir ekonomik ve askeri ortaklık kurulacağını düşündüğünü ileri sürüyor.

Hindistan ve Pakistan halihazırda İran'la milyonlarca dolarlık anlaşmalar imzaladı ve Hindistan Çabahar Limanı'nı INSTC ile entegre etmeye kararlı. 

Awami Ulusal Partisi (ANP) Merkez Enformasyon Sekreteri Zahid Khan, The Cradle'a verdiği demeçte ABD'nin neden bu kadar öfkelendiğini açıklıyor. 

Khan, ABD'nin fevri tepkisini, İsrail'in Filistin'deki soykırım kampanyasına verdiği askeri ve mali desteğin bir sonucu olarak Washington'un azalan itibarına ve bölgedeki kırılgan konumuna bağlıyor. 

“Tahran'ın bölgesel ve uluslararası ticarette dikkatleri üzerine çekmesini istemediler çünkü bu ABD-Ortadoğu politikalarının tüm amacını baltalayacaktı” diyen Khan, ABD'nin Batı Asya'da büyük bir oyun oynadığını ve Tahran'ın hiç şansı olmadığını düşündüklerini de sözlerine ekledi.

Hindistan uyarıda bulundu 

Hindistan ve İran'ın anlaşmayı imzaladığı gün, ABD Dışişleri Bakanlığı derhal Hindistan'ın İran'a yatırım yapmaya devam etmesi halinde ABD yaptırımlarından muaf tutulmayacağını açıkladı. 

ABD'nin Hindistan'ı “potansiyel yaptırım riski” konusunda uyarmasından bir gün sonra Hindistan Dışişleri Bakanı S Jaishankar projenin tüm bölgeye fayda sağlayacağını vurgulayarak “Dar bir bakış açısıyla bakmamak gerekir” dedi. 

Jaishankar, Washington'a Çabahar Limanı'nın önemini daha önce kabul ettiklerini hatırlattı.

ABD, geçtiğimiz ay İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin 22-24 Nisan tarihleri arasında Pakistan'ı ziyareti sırasında da Pakistan'a benzer bir uyarıda bulunmuştu. 

Bu ziyaret sırasında İslamabad daha fazla güvenlik ve ekonomik işbirliği sözü verirken İran da ikili ticareti önümüzdeki beş yıl içinde mevcut 2 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkarma sözü verdi. 

İki taraf ayrıca elektrik ticareti, enerji nakil hatları ve İran-Pakistan doğalgaz boru hattı projesi de dâhil olmak üzere enerji sektöründe işbirliği yapma konusunda anlaştı. Reisi'nin ziyaretinin son gününde ABD isim vermeden Pakistan'ı uyardı. 

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel 24 Nisan'da düzenlediği basın toplantısında “İran ile iş anlaşması yapmayı düşünen herkese potansiyel yaptırım riskinin farkında olmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

Pakistan boyun eğiyor mu?

Pakistan'ın İran-Pakistan Boru Hattı Projesi konusunda ABD'nin baskısını görmezden gelme konusunda ciddi olduğunu gösteren çok az faaliyet oldu ya da hiç olmadı. 

Bu yılın Mart ayında Petrol Bakanı Dr. Musaddık Malik gazetecilere yaptığı açıklamada hükümetin doğalgaz boru hattı projesi için ABD yaptırımlarından muafiyet isteyeceğini söyledi.

Ancak bir hafta önce Dışişleri Bakanlığı bir basın brifinginde çelişkili bir tutum sergileyerek üçüncü bir tarafla herhangi bir görüşmeye ya da muafiyete yer olmadığını söyledi. 

Pakistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mümtaz Zehra Baloç, Pakistan'ın boru hattı konusunda ilerleme kararının ülkenin egemenlik hakkı olduğunu, çünkü kendi toprakları içinde bir boru hattı inşa etmek istediğini söyledi. 

“Dolayısıyla, bu noktada üçüncü bir tarafın herhangi bir tartışmasına ya da feragatine yer olduğuna inanmıyoruz” diye ekledi.

Garip bir şekilde ABD, İran-Pakistan Boru Hattı'na ilişkin bir muafiyeti zaten reddetmiş ve Mart ayında İran'ın Pakistan'a gaz tedariki için bir muafiyete yer olmadığını çünkü ABD'nin Çabahar konusundaki tutumunun geri döndürülemez olduğunu iletmişti. 

Ancak Şubat ayında Pakistan'ın görevden ayrılan geçici hükümeti, öncelikle İran'a yıllarca süren proje gecikmeleri nedeniyle 18 milyar dolar ceza ödemekten kaçınmak için boru hattının 80 kilometrelik bir kısmının inşasını onayladı.

IMEC neden başlatıldı?

Geçen yıl Yeni Delhi'de düzenlenen G20 zirvesinde ABD, BAE, Suudi Arabistan ve AB, başlangıçta İsrail, AB, BAE ve Hindistan arasında mal ve hizmetlerin sorunsuz ve verimli bir şekilde hareket etmesini sağlayarak yeni bir koridorun kurulmasına işaret eden bir ön anlaşma imzaladı. 

Açıklanan amacına ek olarak, IMEC'in altında yatan motivasyon KYG'ye karşı çıkmaktı. Önerilen ticaret yolu 4800 kilometreyi kapsıyor ve iki ana koridordan oluşuyor:

Hindistan'ı Basra Körfezi'ne bağlayan doğu koridoru ve Körfez'i Avrupa'ya bağlayan kuzey koridoru. 

ABD, Hindistan'ın yardımıyla İsrail ekonomisini Batı Asya'ya entegre etmeyi ve İsrail ile Batı Asya, Avrupa ve Doğu Asya pazarları arasında bağlantılar kurmayı amaçlıyordu. 

IMEC'in kurulması sadece INSTC'deki İran-Rusya-Hindistan ortak girişimine değil, aynı zamanda Çabahar Limanı'ndaki İran-Hindistan girişimine de meydan okuyarak Hindistan'ı zor bir duruma soktu. 

Washington, Hindistan'ın Rusya ve İran'a bağımlılığını arttırabilecek ve hatta Pakistan'ı doğalgaz boru hattı projesinde ilerlemeye teşvik edebilecek bu projelere aşırı güvenmekte tereddüt ediyordu. Bu hususlar akılda tutulduğunda, ABD'nin İran limanına neden bu kadar sert tepki gösterdiği kolayca anlaşılabilir.

BRICS'in bu yıl Rusya'da yapılacak zirvede doların yerine bir BRICS değişim aracı koyma planları göz önüne alındığında Hindistan, Washington'un bu hassas dönemde Hindistan'a yaptırım uygulama konusunda iki kez düşüneceğini umarak Çabahar Limanı anlaşmasını imzalamak için eşsiz bir fırsat yakaladı.

Yaptırımlar İran'ın petrol dışı ihracatını etkiledi mi?

Çok sayıda ekonomik veri, 2023 yılında İran'ın petrol dışı dış ticaretinde önemli dengesizliklere işaret ediyor ve büyük ticaret ortakları İran mallarının ithalatını azaltıyor. 

Iran International, 21 Mart 2023'te başlayan mevcut mali yılın ilk on ayına ilişkin iç karartıcı bir tablo sunan bir çalışma yayınladı. 

Tahminlere göre İran'ın petrol dışı ticaret açığı yaklaşık 14 milyar dolar. Petrol dışı ihracat yıllık %10,7 düşüşle 40,47 milyar dolara gerilerken, ithalat %12 artışla 54,4 milyar dolara yükseldi.  

Çin, BAE, Irak, Türkiye ve Hindistan İran'ın başlıca ticaret ortakları arasında yer alıyor. Ağırlıklı olarak İran mallarını yeniden ihraç eden BAE hariç, diğer dört ortağın İran'dan ithalatı geçen yıl keskin bir düşüş gösterdi. 

Çin'e yapılan ihracat yüzde 28, Türkiye'ye yapılan ihracat yüzde 33, Hindistan'a yapılan ihracat yüzde 7 ve Irak'a yapılan ihracat yüzde 14 oranında azaldı. Buna karşılık BAE'ye yapılan ihracat yüzde 8 artarak 5,2 milyar dolara ulaştı.

Middle East Policy için yazan Mahcub Zuveyri ve Nail Abuşerar'a göre, İran'ın BAE ile ticareti yaptırımlar nedeniyle sekteye uğramalıydı çünkü BAE, ABD'nin İslam Cumhuriyeti politikasıyla aynı çizgideydi.

Ancak yaptırımların İran'ın Katar'la ticareti üzerinde olumlu bir etkisi oldu ve BAE'nin düşüşünü kısmen telafi etti. 

Rapora göre İran'ın Katar'la ticareti 2017'den sonra hızla artarken, BAE ile ticareti Dubai'de iş yapan İranlı şirketleri sıkıştıran politikalar nedeniyle düşüşe geçti. 

İçinde bulunduğumuz mali yılda BAE'ye yapılan ihracattaki artış, İranlı şirketlerin başka yerlere ihraç etmek üzere Dubai'den mal ithal ettiğinin bir göstergesi. 

Hindistan ve İran arasında Çabahar Limanı'nın geliştirilmesine yönelik stratejik ortaklık, ticaret yolları ve ittifaklar üzerinde derin etkileri olan bölgesel jeopolitikte çok önemli bir değişimi temsil ediyor. 

Bu işbirliği sadece INSTC'yi güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda bölgede zaten azalmakta olan ABD etkisine de meydan okuyor.

Çeviri: YDH



Makaleler

Güncel