İsrail Ulusal Güvenlik Kabinesi'nde “sızıntı felaketi”

img
İsrail Ulusal Güvenlik Kabinesi'nde “sızıntı felaketi” YDH

İsrailli yetkililerin “sızıntılar” nedeniyle hassas bilgilerden “mahrum bırakıldığı” bildirildi.




YDH- El-Meyadin’in bildirdiğine göre, Israel Hayom tarafından yayımlanan bir haberde, İsrail’deki Ulusal Güvenlik Kabinesi’nin karşı karşıya olduğu operasyonel zorluklara dikkat çekildi.

Israel Hayom'un haberine göre, Ulusal Güvenlik Kabinesi'ndeki bazı İsrailli bakanların “sızıntı felaketi” olarak adlandırılan durum nedeniyle önemli ve hassas bilgilere erişimi engelleniyor.

Gazete, süregelen “endişenin” özellikle Gazze'ye yönelik devam eden savaş sırasında kurum içinde defalarca vurgulandığını belirtti.

Israel Hayom'un askeri analisti Yoav Limor, yetkili kaynaklara dayandırdığı haberinde, bazı bakanların hayati önem taşıyan istihbaratı almaktan kasıtlı olarak mahrum bırakıldığını bildirdi.

Limor, bu “dışlamanın”, sızdırılan bilgilerin İsrail askeri operasyonlarını “tehlikeye attığı” ve askerleri “riske soktuğu” bildirilen geçmiş örneklere dayandırıldığını da sözlerine ekledi.

Konuyla ilgili daha fazla bilgi veren İsrailli bir güvenlik kaynağı, bu tür ihlallerin yarattığı “kaosun” altını çizdi.

Söz konusu kaynak, dışlanan bu bakanların sadece “ulusal güvenliği” tehlikeye atmakla kalmadığını, aynı zamanda Kabine'nin savaş zamanında etkin bir şekilde çalışmasını da “engellediğini” vurguladı.

Haberde, bu “seçici” bilgi paylaşımının yansımalarının oldukça derin olacağı kaydedildi. Ulusal Güvenlik Kabinesi'ndeki bakanların bilgi sızdırma “endişesi” nedeniyle kasıtlı olarak dışarıda bırakılmasıyla, “hayati önem” taşıyan istihbarata erişim olmadan karar alma konusunda önemli bir “risk” oluştuğu belirtildi.

Kabine, rolüne ihanet ediyor... Durum 2006 Temmuz Savaşı'ndan daha kötü

Israel Hayom ayrıca, İsrail’deki Ulusal Güvenlik Kabinesi'nin özellikle güvenlik ve dış ilişkiler alanlarında “ulusal güvenlik” ile ilgili politikaları şekillendirmek gibi “önemli bir sorumluluğu” olduğunu vurguladı.

Israel Hayom’a göre, Ulusal Güvenlik Kabinesi, “hassas konularda derinlemesine tartışmaları ve karar almayı kolaylaştırmayı amaçlayan küçük ve gizli bir organ” olarak tanımlanıyor.  

Gazeteye göre, Başbakan, Güvenlik Bakanı, Dışişleri Bakanı, Maliye Bakanı, Adalet Bakanı ve İç Güvenlik Bakanı olmak üzere altı daimi bakandan oluşan kabineye, bakan sayısının yarısını geçmemek kaydıyla ek bakanlar atanabiliyor.

Tarihsel olarak İsrail başbakanlarının kabineyi, “hassas kararları sunarak istişare ve sorumluluk alanını genişletmek” için kullandıkları da belirtiliyor.

Gazete ayrıca, “hassas istişarelerin” yapıldığı “Küçük Mutfak” [İsrail siyasetinde üst düzey yetkililerin veya Güvenlik Kabinesi'nin resmi olmayan danışmanlarının toplanmasını tanımlamak için kullanılan bir terim], “Septet” ve “Octet” gibi gayri resmi “forumların” da olduğunu kaydetti. Israel Hayom, bu forumlardan çıkan kararların resmiyet kazanması için kabinenin veya hükümetin onayının gerektiğini vurguladı.

Gazete, kabinenin süreçleri “kolaylaştırmak” veya belirli operasyonların “gizliliğini” korumak için karar alma yetkisini daha küçük organlara devrettiği durumların da bulunduğu belirtti.

Israel Hayom, eski Başbakan Ehud Olmert ve eski bakanlar Ehud Barak ve Tzipi Livni'nin hassas askeri operasyonlarla ilgili karar alma yetkisi gibi tarihi örneklere dikkat çekti. Bu yetkilendirme sürecinin kabine içinde kapsamlı tartışmaları içerdiğini söyleyen gazete, tüm üyelerin kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmesini ve karar alma sürecine dahil edilmesini sağladığını kaydetti.

Ancak gazeteye göre, mevcut durum tam bir tezat oluşturuyor ve güvenlik kurumları olası “sızıntı” endişeleri nedeniyle kabine toplantıları sırasında “hassas bilgileri saklamayı” tercih ediyor.

Israel Hayom tarafından aktarılan özellikle dikkate değer bir örnek de bir önceki yılın Ekim ayında Lübnan'a yönelik önleyici bir saldırıyla ilgili ayrıntıların kapsamlı bir şekilde sızdırılması olayı.

Haberde, bu “sızıntı felaketinin” sonuçlarının, kabinenin hassas bilgileri korumadaki başarısızlığının rolünü zayıflattığını ve “ulusal güvenlik” için ciddi “riskler” oluşturduğunu iddia eden bir kaynak tarafından ifade edilen duyguların önemli olduğu vurgulandı.

Gazete bir kaynağın şu sözlerini aktardı: “Kabine rolüne ihanet ediyor. Winograd Komitesi, Bakanlar Kurulu'nun İkinci Lübnan Savaşı'nda (Temmuz 2006 savaşı) rolünü yerine getirmediğine karar verdi. Bugünkü durum giderek daha tehlikeli bir hal alıyor.”

Netanyahu, İsrailli bakanlara yalan makinesi testi yapılmasına karşı çıkıyor

İsrailli bakanlara yönelik “yalan makinesi testleriyle” ilgili olarak Israel Hayom, Netanyahu'nun çeşitli gerekçeler öne sürerek bu tür testlerle ilgili önerileri “reddettiğini” ya da “sulandırdığını” bildirdi.

Gazeteye göre, kabinede tartışma konularının gündeme getirilmesi sorumluluğu Başbakan'a ait ve bu sorumluluk askeri sekreteri ve “Ulusal Güvenlik Konseyi” aracılığıyla yerine getiriliyor.

Gazete, Netanyahu'nun hükümet içindeki sızıntılar konusunu kabul etmesine rağmen, sorunu çözme vaatlerinin henüz somut eylemlere dönüşmediğini belirtti.

Israel Hayom ayrıca, yasama faaliyetlerinin “ulusal güvenlik” ve caydırıcılık üzerindeki etkilerine ilişkin güvenlik ve askeri liderlerin duydukları “endişelerin” de altını çizdi.

Gazete, 7 Ekim saldırısına yol açan “başarısızlıklar” ve savaşın yönetimine ilişkin soruşturmalar devam ederken, kabine görüşmeleri sırasında bakanlardan bilgi saklanmasının önemli bir tartışma konusu olacağını bildirdi.