Lübnan iç savaşı döneminde İsrail'le işbirliği yapan şimdi de Suudiler tarafından desteklenen Semir Caca liderliğindeki Lübnan Kuvvetleri adlı grup, Hizbullah'ın Beyrut havaalanında büyük miktarda silah, füze ve patlayıcı depoladığını iddia etti.
YDH - İngiliz The Telegraph gazetesinin konuşan ismi belirtilmeyen kaynaklar, Hizbullah'ın Beyrut'taki Refik Hariri Uluslararası Havalanında büyük miktarda İran yapımı silah, füze ve patlayıcı depoladığını öne sürdü.
Havalanında depolandığı iddia edilen silahlar arasında İran yapımı Falaq topçu roketleri, Fetih-110 ve M-600 kısa menzilli füzeler ve uzun menzilli karadan taşınabilir balistik füzeler sayıldı.
'Kaynaklar', ayrıca AT-14 Kornet güdümlü tanksavar füzeleri, Burkan kısa menzilli balistik füzeleri ve RDX patlayıcılarının da bulunduğunu iddia etti.
İngiliz yayın kuruluşu BBC de 7 Ekim'den sonra Hamas'ın hastaneleri üs olarak kullandığını iddia eden haberler yapmıştı. İsrail rejimi Gazze'deki başta Şifa Hastanesi olmak üzere birçok hastaneye aynı iddiayla saldırılar yapmıştı.
Lübnan'ın eski başbakan yardımcısı ve Lübnan Kuvvetleri Partisi milletvekili Gassan Hasbani, İngiliz gazetesine verdiği demeçte "Hükümet en son 2008'de harekete geçmeye çalıştığında Hizbullah'ın şiddetli tepkisiyle karşılaştı," dedi.
Semir Caca liderliğindeki Lübnan Kuvvetleri partisi, 1975'ten 1989'a kadar süren Lübnan iç savaşı döneminde İsrail'le işbirliği yapmıştı. Lübnan iç savaşında Falanjistlerin silahlı grubu olarak kurulan Lübnan Kuvvetleri, günümüzde Suudi Arabistan tarafından destekleniyor.
Hasbani, "Kimin harekete geçebileceğini bilmek çok zor. Hizbullah her yerde, sadece havalimanında değil, limanda, yargıda ve tüm toplumda kök salmış durumda. Şu anda kamu yönetimi büyük ölçüde Hizbullah tarafından ele geçirilmiş durumda ve bugün var olan milis destekli güç oyununu değiştirmeden bunu ortadan kaldırmak çok zor," iddiasında bulundu.
Lübnan Telegraph'ın iddialarını yalanladı, medyayı havaalanına davet etti
Söz konusu asılsız haberin ardından Lübnan Hava Taşımacılığı Birliği (UTA), açıklama yaptı.
UTA, açıklamasında gazetenin haberini yalanlayarak, bu iddiaların herhangi bir kanıt sunulmadan ortaya atıldığını bildirdi.
Kurum, Telegraph'ın asılsız iddialarını 'Beyrut Havaalanını, sivil çalışanlarını ve hepsi sivil olan Beyrut'a gidip gelen yolcuları tehlikeye atmayı amaçlayan hayal ve yalanlardan ibaret' olarak nitelendirdi.
Ayrıca kurum, medya kuruluşunun yanı sıra 'bu konuda haber yapanları ve yalanlarını yayanları' Beyrut Havalimanı'nda 'yolcu terminali, kalkış ve varış, apron, bakım ve sivil hava kargo dahil olmak üzere' tüm tesislerinde çalışanların güvenliğinden mesul tuttu.
Açıklamada, "Tüm Lübnanlı, Arap ve yabancı medya kuruluşlarını kameraman ekipleriyle birlikte havaalanına gelmeye ve durumu bizzat doğrulamaya çağrırıyoruz, aksi takdirde şaibeli medya kuruluşları tarafından sunulanları bizi öldürmeye teşvik olarak değerlendireceğiz," ifadelerine yer verildi.
Bununla beraber Lübnan'ın geçici Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ali Hamiye ise düzenlediği basın toplantısında 'Beyrut Havaalanının yıllardır dezenformasyona maruz kaldığını' ifade ederek, gazetenin ismi belirtilmeyen kaynaklara atıfta bulunan saçma ve mesnetsiz bir haber yaptığını belirtti.
Hamiye, gazetenin '22 Ocak 2024 tarihinde havaalanında bir saha ziyareti gerçekleştiren İngiliz Ulaştırma Bakanlığı'na danışmayı tercih etmesi gerektiğini' de sözlerine ekledi.
Bakan, "Bu makam, havaalanındaki ulaşım konularından sorumlu birincil makamdır," vurgusunu yaptı.
Diğer yandan Hamiye, tüm medya kuruluşlarını ve büyükelçileri, yarın saat 10.30'da havaalanını ziyaret etmeye ve havaalanının kesinlikle sivil bir altyapı olduğundan ve silah kaçakçılığı yapılmadığından emin olmak için tüm tesisleri gezmeye çağırdı.
Bakan, "Saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Gazeteye karşı dava açma sürecindeyiz ve ayrıntıları daha sonra açıklayacağız," diye ekledi.
Telegraph haberinin zamanlaması 'manidar'
Benzer bir şekilde, Lübnan'ın geçici Enformasyon Bakanı Zayid Makari, X'te (eski adıyla Twitter) yaptığı bir paylaşımda haberi gazetecilik ilke ve etiğine aykırı olmakla suçladı ve tüm medya kuruluşlarını sadece haberi kınamakla kalmayıp aynı zamanda günümüz koşullarında yayımlanın ardındaki maksatları ifşa etmeye çağırdı.
Haberin ardındaki maksadın 'masum olmadığına' dikkat çeken Makari, ayrıca Bakan Hamiye'nin davetini yineledi.