Gazze'deki soykırım harekatını protesto ederek istifa eden Amerikalı askeri istihbaratçı Harrison Mann, Lübnan'daki olası savaşın ABD'yi bölgesel bir çatışmanın içine çekeceğini söyledi.
YDH - ABD'nin İsrail'in Gazze'deki savaşına verdiği destek nedeniyle geçen ay ordudan ayrılan Savunma İstihbarat Teşkilatı binbaşısı Harrison Mann, Siyonist rejimin Başbakan Benyamin Netanyahu'nun siyasi hayatta kalmasını sağlamak adına Hizbullah'a karşı savaşa girmeyi göze aldığını belirtti.
Guardian gazetesine konuşan Mann, böylesi feci bir yeni savaşın ABD'yi bölgesel bir çatışmanın içine çekeceğini ifade etti.
Haziran ayında İsrail ordusunun Lübnan'a saldırı planlarının tamamlandığını açıklamasına ve giderek daha savaş çığırtkanı hale gelen İsrailli siyasetçilere rağmen Biden yönetimi, temkinini koruyor.
Bugüne kadar Gazze'deki soykırım harekatı nedeniyle görevden ayrılan en üst düzey Amerikalı askeri yetkili olan Mann, bu değerlendirmenin iyimser olduğunu ve İsrail'in iç siyasi nedenlerle Hizbullah ile savaşa girme riskinin yüksek olduğunu vurguladı.
Mann, bunun iktidarda kalmaya devam eden ve bunun sonucunda yolsuzluk suçlamalarından kurtulan bir başbakan tarafından yönetilen rejimin büyük ölçüde savaşta olmasına bağlı olduğunu ifade etti.
Mann, "İsrail Başbakanı'nın siyasi kariyerini uzatmak ve mahkemeden uzak kalmak istiyorsa savaş zamanı lideri olmaya devam etmesi gerektiğini özellikle biliyoruz, dolayısıyla bu motivasyon mevcut," dedi.
Eski yetkili, Siyonist rejimin Hizbullah'ın roket ve topçu saldırıları nedeniyle sınır bölgesinde yerlerinden edilen on binlerce yerleşimcinin siyasi baskısına karşı hassas olacağını da sözlerine ekledi.
Bunun da ötesinde İsrail askeri kurumlarının, ağır silahlara sahip olan olan Hizbullah güçlendikçe er ya da geç savaşa girmek zorunda kalacağına inandığını söyleyen Mann, İsraillilerin Lübnan'da yeni bir savaşın maliyetini yanlış hesapladığını savundu.
Mann, "İsrail'in maruz kalacağı yıkıma ilişkin değerlendirmelerinin ne kadar gerçekçi olduğunu bilmiyorum ve Hizbullah'a karşı ne kadar başarılı olacaklarına dair gerçekçi bir fikirleri olmadığından da eminim," ifadesini kullandı.
Mann'a göre İsrail ordusu, roketler, füzeler ve toplar Lübnan'ın dağlık arazisine gömülü olduğu için Hizbullah'ın devasa cephaneliğine net bir darbe vuramayacağının farkında.
Mann, bunun yerine rejim ordusunun Hizbullah liderlerine karşı suikast düzenlemesini ve direnişin destek tabanının moralini bozmak adına Şii yerleşim bölgelerini bombalayacağını söyledi.
2006 savaşında İsrail'in hedef aldığı Beyrut'un Dahiye bölgesine atfen bu taktik Dahiye doktrini olarak biliniyor.
Yetkili, "Bu gerçek bir yazılı doktrin değil ama düşmanı zorlamanın bir yolu olarak sivil merkezlerin bombalanmasının ordu ve İsrail liderliği tarafından açıkça kabul edilen ve paylaşılan bir inanç olduğunu rahatlıkla değerlendirebiliriz. Geçtiğimiz dokuz ay boyunca Gazze'de bunu yaptıklarını gördük," diyen Mann, bu planın da geri tepeceğini vurguladı.
Hizbullah'ın varoluşsal bir tehdit altında olduğunu hissetmesi halinde kitlesel bir roket ve füze saldırısı düzenleyeceğini öngören Mann, şöyle devam etti:
"Muhtemelen İsrail'in hava savunmasını en azından kısmen etkisiz hale getirme, ülkenin dört bir yanındaki sivil altyapıyı vurma ve İsrail'in tarihinde, özellikle de yakın tarihinde hiç yaşamadığı düzeyde bir yıkıma yol açma kabiliyetine sahipler."
Mann, bu arada İsrail kentlerinin bombalanmasının Biden yönetiminin seçim öncesinde Netanyahu'nun ABD'nin daha fazla müdahil olması için yaptığı çağrıları geri çevirmesini imkansız hale getireceği uyarısında bulundu.
Yetkili, "En az tırmandırıcı dahlimiz, Hizbullah'a giden irtibat kanallarını ve silah akışını kesmeye yardımcı olmak için Irak ve Suriye'deki ikmal hatlarını veya ilgili hedefleri vurmak olacaktır. Ancak bu tek başına riskli, zira bunu yapmaya başlarsak vurduğumuz bazı kişiler Hizbullah olabileceği gibi İran Devrim Muhafızları da olabilir," diye ekledi.
Biden yönetiminin İran ile doğrudan bir çatışmadan kaçınmaya çalışacağını, ancak böyle bir çatışma riskinin yine de artacağını dile getiren Mann, "Yönetime bunu yapmayacağı konusunda güveniyorum, fakat bizim ya da İsraillilerin İran dışındaki İran hedeflerini vurması arasında, tırmanma riskinin de çok daha yüksek olacağını düşünüyorum," yorumunu yaptı.
Mann istifasını ilk olarak kasım ayında sundu ve dilekçesi haziran ayında kabul edildi. Mayıs ayında LinkedIn sosyal medya platformunda bir istifa mektubu yayımlayan Mann, ABD'nin İsrail'in Gazze'deki savaşına verdiği desteğin on binlerce masum Filistinlinin öldürülmesine ve açlıktan ölmesine olanak ve güç verdiğini vurguladı.
Köken itibariyle Avrupalı bir Yahudi olan gelen Mann, şunları yazdı:
"Etnik temizliğin sorumluluğunu üstlenme konusu söz konusu olduğunda özellikle affetmeyen bir ahlaki ortamda yetiştirildim."
Komisyondaki görevinden istifa ettikten sonra eski meslektaşlarından gelen tepkilerin çoğunlukla olumlu olduğunu kaydeden Mann, "Birlikte çalıştığım pek çok insan bana ulaştı, birlikte çalışmadığım pek çok insan da aynı şekilde hissettiklerini ifade etti. Bu sadece nesiller arası bir şey değil. Aynı şekilde hisseden oldukça kıdemli insanlar var," diye ekledi.