Hizbullah’ın Kaynaklar ve Sınırlar Dairesi Başkanı, Direniş'in son 10 aydır kullandığı silahların cephaneliğindekilerin sadece küçük bir kısmı olduğunu söyledi.
YDH- Kaynaklar ve Sınırlar Dairesi Başkanı Nevaf el-Musevi cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı sona erdiğinde Lübnan'daki destek cephesinin operasyonlarının da sona ereceğini belirtti.
El-Mayadeen'in "el-Meşhediyye" programında konuşan el-Musevi, Direniş'in sahip olduğu yetenek ve uzmanlığın dünyanın en büyük orduları da dahil olmak üzere diğer güçlerle kıyaslanamayacağını vurguladı.
Direniş'in tespit edilemeyen ve düşürülemeyen insansız hava araçları geliştirdiğini söyleyen el-Musevi, Direniş'in son 10 aydır kullandığı silahların cephaneliğindekilerin sadece küçük bir kısmı olduğunu belirtti.
Temmuz 2006 savaşına da değinen el-Musevi, bu savaşta yaşananların ne ABD'nin ne de İsrail işgalinin diktalarını dayatamayacağını ve bölge halklarının savaşarak bu girişimleri engelleyebileceğini kanıtladığını belirtti.
Üst düzey Hizbullah yetkilisi, 12 Temmuz 2006'da Lübnan İslami Direnişi tarafından gerçekleştirilen ve iki İsrail işgal askerinin esir alınmasıyla sonuçlanan operasyonu, 7 Ekim 2023'te Filistin Direnişi tarafından gerçekleştirilen Aksa Tufanı Operasyonu'na benzetti.
2006'daki savaşta Lübnan'daki Direniş'in işgal hapishanelerindeki tutuklularını kurtarmak için bir esir alma operasyonu hedeflediğini ve bunun Gazze'de Hamas tarafından kullanılan stratejinin aynısı olduğunu açıkladı.
El-Musevi her iki durumda da Direniş'in inisiyatif aldığını vurguladı.
Esir alma operasyonundan kısa bir süre sonra Lübnan'a 33 gün süren acımasız bir saldırı başlatan İsrail rejimi, Hizbullah ve diğer bazı Lübnan Direniş gruplarının şiddetli direnişiyle karşılaşmıştı.
Savaş, BM Güvenlik Konseyi'nin İsrail işgal ordusu ile Lübnan Direnişi arasındaki çatışmaların derhal durdurulması çağrısında bulunan 1701 sayılı kararı kabul etmesinin ardından 14 Ağustos 2006 tarihinde sona ermişti.
Lübnanlı yetkililerin bildirdiğine göre, 2006 İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Lübnanlıların sayısı yaklaşık 1.200 olup 4.500'den fazla kişi de yaralanmıştı.
2008 yılında İsrail hükümeti tarafından atanan bir soruşturma komisyonu olan ‘Winograd Komisyonu’, 2006 Savaşı’nın İsrail için "kaçırılmış ciddi bir fırsat" olduğu sonucuna varmıştı.
İsrail’in, “net bir askeri zafer kazanmadan sona eren uzun bir savaş başlattığını” söyleyen söz konusu Komisyon, dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve Güvenlik Bakanı Ehud Barak'a sunduğu nihai raporunda, “birkaç bin kişilik yarı askeri bir örgütün, hava üstünlüğüne, boyut ve teknoloji avantajlarına sahip Ortadoğu'nun en güçlü ordusuna birkaç hafta boyunca direndiği” sonucuna varmıştı.
El-Musavi'ye göre İsrail Temmuz 2006 Savaşı’nda yaptığı hataları tekrarlıyor, ancak eskisinden daha büyük ölçüde.
“İşgalcilerin siyasi vizyon ve hedeflerinin olmadığına” dikkat çeken Hizbullah yetkilisi, “düşmanın geçmişteki hatalarından ders almadığını, Direniş'in ise Lübnan cephesinin açıldığı ilk günlerde ortaya çıkan bazı zayıflıkların üstesinden gelmeyi başardığını” ifade etti.
El-Musevi, "Arap halkının Gazze'de yaşananlar karşısında sessiz kalmasının haklı bir gerekçesi olmadığını" belirterek, “insani gerekçelerin” gençleri işgalle mücadeleye katılmaya zorlaması gerektiğini vurguladı.
Hizbullah yetkilisi, bazı Arap ülkelerinin şu anda işgalci İsrail ile askeri ve güvenlik açısından işbirliği yaptığını, diğer bazı Arap ülkelerinin ise işgal varlığıyla ilişkileri normalleştirmeye hazırlandığını açıkladı.