Direniş grupları ve İsrail rejimi bölgesel bir savaşa yaklaşırken, Chatham House, iki taraf da bunu tam olarak istemediği için bunun mümkün olmadığını söylüyor.
YDH- İngiliz Kraliyet Enstitüsü Chatham House MENA Araştırmacısı Bilal Y. Saab'a göre, İsrail'in İran ve Lübnan'daki saldırılarının Filistin direnişi Hamas ve Lübnan direnişi Hizbullah üzerinde çok az etkisi var.
Direniş grupları ve işgal rejimi bölgesel bir savaşa yaklaşırken Saab, bunun mümkün olmadığını çünkü iki tarafın da bunu tam olarak istemediğini düşünüyor.
Ona göre, İsrail'in Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı ve Lideri İsmail Haniye'ye ve Hizbullah Komutanı Seyyid Fuad Şukur'a Lübnan'da suikast düzenlemesinin Filistin'deki barış görüşmelerini ciddi şekilde ertelemekten ve direnişle çatışmaların devam etmesini sağlamaktan başka bir işe yaramadığı konusunda herkes hemfikir.
Saab, Haniye'nin şehit edilmesinin Hamas üzerinde çok az etkisi olduğunu, zira grubun gerçek komutanının Gazze'de bulunan ve 2017'den bu yana cephede olan Yahya Sinvar olduğunu belirtti.
Aynı şekilde Hizbullah da İmad Muğniye ve Mustafa Bedreddin gibi Şukur'dan çok daha güçlü liderleri başarılı bir şekilde değiştirdi ve askeri kabiliyetlerinde aksaklık yaşamadı.
Yemen, Suriye, Irak, Lübnan ve İran'ı kapsayan çok cepheli Direniş Ekseni nedeniyle Saab, İran'ın İsrail'i yeni bir gerçekliğe ittiğini belirtiyor: “Bir cepheye yapılan saldırı tüm cepheye yapılmış sayılır."
Saab, Hizbullah, Yemen Silahlı Kuvvetleri ve Irak Direnişi’nin bu gerçeğe katkıda bulunduğunu belirtiyor.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, 8 Ekim'de Filistin'e destek için Lübnan'ın güney sınırında bir cephe açtığından beri sürekli olarak operasyonların ancak Gazze'de ateşkes sağlanırsa duracağını belirtti.
Yemen Silahlı Kuvvetleri Kızıldeniz'deki ticareti başarılı bir şekilde sekteye uğratmış ve İsrail gemilerini hedef almış, son olarak Tel Aviv'i vurarak çıtayı yükseltmişti.
Saab'a göre Netanyahu, herhangi bir saldırganlığa son vermesi halinde "öfkeli bir İsrail halkına hesap vermek zorunda kalacağını" biliyor.
Yine Saab'a göre Netanyahu,"ABD Kongresi'ndeki konuşması sırasında aldığı ayakta alkışlardan" cesaret almasına rağmen, ABD'li siyasetçilerin tek düşündüğü başkanlık yarışı ve hepsi de bölgenin patlamasını önleyecek kapsamlı bir stratejiden yoksun.
Biden yönetiminin bölgesel gerilimi azaltma yönündeki eğilimine rağmen, hiçbir ABD lideri Netanyahu'ya kırmızı çizgilerini belirtmedi.
ABD'li yetkililer Netanyahu'ya topyekûn bir savaşı desteklemeyeceklerini bildirmiş olsalar da Saab, İsrail ile Eksen arasındaki tehlikeli “kısasa kısasın” devam edeceğine inanıyor.
