İşgal altındaki topraklarda süregelen savaş, Kuzey Amerika'da, özellikle üniversite kampüslerinde ve kamusal alanlarda protestolara neden olurken ABD ve Kanada'da yaşayan Yahudiler, Siyonizm ile anti-Siyonizm arasında ikilemde kaldı.
YDH - ABD'de Filisin'e destek için düzenlenen kampüs protestolarının ardından dikkatler, Siyoniszm karşıtlığı dalgasının kök saldığı üniversitelere çevrildi.
Ruderman Aile Vakfı'nın başkanı Shira Ruderman, Israel Hayom gazetesine verdiği demeçte konuya ilişkin görüşlerini paylaştı.
Kızı New York'taki Columbia Üniversitesi'nde, oğlu ise Boston'daki Northeastern Üniversitesi'nde okurken, kampüs iklimi hem kişisel hem de daha geniş bir endişe kaynağı haline geldi.
Ruderman, “İnandığımız tüm ideolojik ve değer sistemi çöküyormuş gibi geliyor," ifadesini kullandı.
Amerika'da Yahudi olmanın bir mesele olmadığı, her şeyin çözüldüğünü zannettiklerini kayeden Ruderman, "Kendimizi tamamen entegre olmuş küresel vatandaşlar olarak görüyorduk. Sonra aniden, sanki biri ayna tuttu ve bizi acı bir gerçekle yüzleşmeye zorladı. Temel soru şu oldu: İsrail'in var olma hakkı var mı? Dürüst olacağım, kızımın şu anda Columbia'da olması konusunda tedirginim. Bu sadece fiziksel güvenlikle ilgili değil; orada gerçekleşen entelektüel saldırı, potansiyel beyin yıkama konusunda da endişeliyim," dedi.
Ruderman, uzun zamandır dini özgürlüklerin ve ifade özgürlüğünün kalesi olarak anılan ABD'de bile Yahudilerin artık kimliklerini gizleyip gizlememe konusunda zorlandıklarına dikkat çekti:
"Bazı bölgelerde gerçek bir korku var. Geçtiğimiz günlerde genç bir kadının Davut Yıldızı kolyesi metroda koparıldı. Kampüslerde öğrenciler birbirlerine eşlik etmek üzere 'koruma ekipleri' oluşturdular. Bu gerçeküstü; işte 2024 Amerika'sındayız ve Yahudi öğrencilerin korumalara ihtiyacı var. Diğerleri evlerinden çıkarken bile kendilerini güvende hissetmiyor."