Gazze'de ateşkese ulaşma ihtimali giderek zorlaşırken gerilim de tırmanıyor, İsrail'in bir askeri operasyon başlatmanın eşiğinde olduğu bildirildi.
YDH- Lübnan'da yayımlanan el-Ahbar gazetesinin haberine göre, İsrail, Lübnan'a yönelik tehditlerini yoğunlaştırarak direnişe karşı Suriye'yi de kapsayan bir kara saldırısı başlatmaya hazırlanıyor.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim el-Emin'in bugünkü yazısında yer alan ayrıntılara göre son istihbarat haberleri, diplomatik sızıntılar ve İsraillilerden gelen açıklamalar, rejimin Lübnan'a yönelik bir kara saldırısı için operasyonel kapasitesini güçlendirmek amacıyla çeşitli yerlerde askeri tatbikatları yoğunlaştırdığını gösteriyor.
Kaynaklar bu manevraların Lübnan topraklarıyla sınırlı kalmayıp Suriye topraklarına da uzandığını belirtiyor.
Güvenlik uzmanları İsrail'in Batılı ve Arap müttefikleriyle işbirliği içinde hem Lübnan'da hem de Suriye'de stratejik siyasi faaliyetler yürüttüğünü ve Hizbullah üzerinde baskı oluşturacak bir siyasi ortam şekillendirmeyi amaçladığını belirtiyor.
Dahası, İsrail ordusunun Hizbullah'ın Suriye ve Irak'tan gelen ikmal hatlarını kesmek ve Beka Vadisi ile Güney Lübnan arasındaki iletişimi koparmak niyetinde olduğu ortaya çıktı.
İsrail güçleri, bunu başarmak için güney ve güneybatı Suriye'ye girip Lübnan'a ilerleyerek hayati önem taşıyan güzergâhları engelleyeceği bir kara harekâtı planlanıyor.
Ayrıca, Suriye ordusunun Hizbullah'ı destekleme kapasitesini azaltmak ve aynı zamanda hem güney hem de kuzeydeki muhalif güçleri Suriye ordusuna karşı faaliyetlerini yoğunlaştırmaya teşvik etmek için orduya karşı önemli bir saldırı başlatmaya hazırlandığı bildiriliyor.
Konuyla ilgili bir gelişme olarak bazı Lübnanlı liderler, Hizbullah ile bir çatışma durumunda oynayacakları potansiyel rolü görüşmek üzere Suriyeli muhalif savaşçılarla bir araya geldi.
Hizbullah'ın saldırıları sebebiyle Batı ve Yukarı Celil'deki yerleşimlerden tahliye edilen 100 binden fazla yerleşimcinin geri dönmesini sağlamayı amaçlayan bu hamle, mevcut dinamikleri değiştirmeyi hedefliyor.
Amerikalı ve Avrupalı diplomatların iki cepheyi birbirinden ayırmaya yönelik başarısız girişimlerinin ardından, hem İsrail hem de Amerika Birleşik Devletleri Lübnan'la bir gerilimi önleyebileceğine inandıkları Gazze'deki savaşa bel bağlıyor.
Bu arada Hizbullah, Lübnan hükümeti ve Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüşen Batılı ve Arap temsilciler tehditlerle dolu mesajlar vermeye devam ediyorlar.
Bu tehditlerin çoğu yerleşimcilerin yerlerinden edilmesine odaklanıyor.
Suriyeli muhalif güçler, İsrail'in Lübnan'a karşı, yerleşimcileri kuzeydeki topraklarına geri dönmeye zorlamayı amaçlayan önemli bir askeri harekat başlatması için bir bahane olarak kullanıyorlar.
Bu tehditkar temaslar hakkında bilgi sahibi bir kaynak şöyle söyledi:
''İsrail savaş istemiyor, Amerika onu savaşa girmemesi için teşvik ediyor, Hizbullah da savaş istemiyor ve İran onu savaşa girmemesi için teşvik ediyor ama ortada 100 binden fazla yerleşimcinin zorla ve bir o kadarının da gönüllü olarak kuzey bölgelerinden kalıcı ve uzun süreli olarak yerlerinden edilmesi sorunu var''
Kaynağa göre, bu yerleşimcilerin geri dönüşü sadece bir ateşkes değil tam bir anlaşma gerektiriyor.
Kaynak, Batılı aracıların tüm tehditlerine rağmen "Hizbullah'ı Gazze'de olanlardan ayrı bir anlaşmaya varmaya ikna etme" konusunda başarısız olduğunu bildirdi.
ABD başkanının temsilcisi Amos Hochstein tarafından dile getirilen öneriler, Lübnan sınırı boyunca hem açık hem de gizli tüm askeri tesislerin tamamen sökülmesini de kapsıyor.
Bu plan, Litani Nehri'nin güneyindeki bölgelerin silahsızlandırılmasını kolaylaştırmak için UNIFIL ve Lübnan ordusundan en az 8 ila 10 kilometre içeriye doğru uzanan önemli miktarda kuvvet konuşlandırılmasını gerektiriyor.
Hizbullah'ın tüm baskılara ve tehditlere rağmen savaştan çekilmemesi ve İsrail'e yönelik saldırılarını İsrail'in Gazze savaşını bşititmesi şartına bağlaması İsrail'de Lübnan'a yönelik kapsamlı savaş planları yapılmasına sebep oldu.
Analistler, İsrail'in önemli bir askeri operasyon başlatacağını ve günlük göstergelerin bu olasılığa işaret ettiğini öne sürüyor.
Kaynaklara göre, bir İngiliz diplomat “Gazze görüşmeleri bağlamında ABD'nin Benyamin Netanyahu rejimine hiçbir şey empoze edemeyeceğini ve bu nedenle Lübnan'a savaş açmasını engellemek için Amerikan baskısına güvenmemek gerektiğini” söyledi.
İlgili taraflardan gelen son bilgiler, dikkat edilmesi gereken kritik bir çıkar kesişimini ortaya koyuyor:
Bir yandan Hizbullah'ın düşmanları, Güney Lübnan'da istikrarsızlığı teşvik etmeye niyetli. Öte yandan, olası bir çatışmayı Hizbullah'ın konumunu zayıflatmak ve onu siyasi sahneden silmek için son bir çaba olarak gören gruplar da var.
Bu paydaşlar özellikle Lübnan'daki yerinden edilmiş Suriyelilerin durumuna ve Suriye içindeki Suriyeli muhaliflere odaklanmış durumda.
Haberler, Almanya ve Türkiye de dahil olmak üzere çeşitli yerlerde Hizbullah'a karşı olan ve kimlikleri bilinen Lübnanlı gruplarla görüşmeler yapıldığını gösteriyor.
Bu toplantılar sırasında, bir çatışma durumunda yerinden edilmiş Suriyeliler için ne gibi sonuçlar doğuracağı sorulmuş ve bir dizi çelişkili yanıt alınmış.
Muhalefetin bazı üyeleri İsrail'in Lübnan ya da Suriye'ye yönelik bir saldırısını desteklemeyeceklerini belirtirken, bazı Suriyeli aktivistlerin kendilerini diğer gruplardan ziyade Hamas ve Hizbullah'ın yanında bulabileceklerini öne sürdü.
Çoğu Batı başkentlerinde ikamet eden diğerleri ise, Suriye'deki rejimin devrilmesine ya da sahada yeni gerçeklerin ortaya çıkmasına yol açacağından emin oldukları takdirde, Suriye muhalefetinden büyük grupları Hizbullah'a karşı savaşa çekmek için mezhebi kışkırtmalara oynamanın mümkün olduğuna inandıklarını söylediler.
Lübnan'daki bir partinin Amerikan istihbaratıyla özel ilişkileri olduğu bilinen ve daha önce uzun süre ABD'de bulunmuş bir lideri, bu iletişimi yürütmekle görevlendirdiği ortaya çıktıktan sonra, bu tür bir çabayla bağlantılı bir Amerikan faktörü olduğu anlaşılıyor.
Bu lider, Amerikan Kongresi üyelerinden yerinden edilmiş Suriyelilere karşı kışkırtma yapan Lübnanlı siyasetçilerin Amerikan yaptırımlarına maruz kalabileceğine dair bir “uyarı” duyan ve bu kişilerin yerinden edilmiş Suriyelilere karşı yaptıklarına dair belge, veri ve kanıtları içeren kişi, parti ve derneklerin isimlerinin yer aldığı bir liste hazırlayan kişi.
Suriye dosyasıyla ilgili bölgesel bir başkentte bu senaryolarla ilgili söylenenlere ek olarak, Suriye muhalefetinin ilgili tarafları, Suriye olayları sırasında İsrail'le ilişkisi olduğu bilinen gruplardan duydukları korkuyu dile getiriyor.