İsrail'in önde gelen gazetecilerinden Amos Harel, Başbakan Benyamin Netanyahu'nun Hamas ve Hizbullah ile süregelen çatışmalar arasında yaptığı son siyasi manevraları ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden alma planlarını değerlendirdi.
YDH - Haaretz gazetesindeki makalesinde Harel, Netanyahu'nun Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden alıp yerine Gideon Sa'ar'ı atamaya hazırlanmasının tehlikeli ve kişisel çıkarlarına hizmet eden bir hamle olduğunu savunduç
"Aylardır apaçık ortada olduğu üzere, başbakanın kararlarına yön veren tek şey kişisel bekası ve iktidarda kalma hırsı," diyen Harel, Netanyahu'nun eylemlerinin ulusal güvenlik ve İsrail vatandaşlarının refahı yerine siyasi kazanımlara öncelik verdiğini ileri sürdü.
Gazeteci, Netanyahu'nun dört milletvekililik bir grubun lideri olan Sa'ar ile hükümet koalisyonuna katılması konusunda anlaşmaya varmak üzere olduğunu belirtti.
Bu muhtemel görev değişikliğinin stratejik askeri kaygılardan ziyade Netanyahu'nun siyasi konumunu güçlendirme arzusundan kaynaklandığını iddia eden Harel, "Eğer bu, gerekli deneyime sahip olmayan bir savunma bakanının atanmasına, topyekûn savaşın eşiğine gelinmesine ve Gazze Şeridi'ndeki tünellerde çürümeye terk edilen esirlerden vazgeçilmesine sebep olacaksa, olsun varsın," ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda Harel, ABD'li yetkililerin Netanyahu'yu, özellikle Lübnan'da Hizbullah ile yaşanan gerilim göz önüne alındığında, böyle bir hamlenin doğurabileceği tehlikeli sonuçlar konusunda uyardığını aktardı.
Harel, süregelen çatışmalar nedeniyle yerleşimcilerin tahliye edildiği kuzey İsrail'deki durumun iyileştirilmesinde askeri operasyonların etkinliği konusunda şüphelerini dile getirdi.
Gazeteci, ABD elçisi Amos Hochstein'ın çatışmanın tırmanmasının "geniş çaplı ve uzun süreli bir bölgesel savaşa" yol açabileceği yönündeki uyarılarına işaret etti.
Diğer yandan Harel, özellikle Gazze'de tutulan esirlerle ilgili olarak, siyasi ve fırsatçı çıkarların ulusal çıkarların önüne geçmesine işaret etti. Aşırı sağcı Şas partisi lideri Arye Dery'yi kasteden Harel, "Dery'nin kişisel ve fırsatçı kaygılarının ulusal çıkarlardan ve ailelerle yapılan yürek burkan görüşmelerden daha öncelikli olduğu bir kez daha ortaya çıktı," diye ekledi.
