ABD'li arabulucu Amos Hochstein, İsrail'in taleplerini Lübnanlı yetkililere iletmek için yeni bir diplomatik tur başlattı. Bu süreç, ABD'nin kendi seçimlerinden önce bir ateşkesi dayatmayı hedeflemesiyle kritik bir noktada. Ancak İsrail Başbakanı Netanyahu, bu süreci Lübnan’da Hizbullah’a karşı daha sert saldırılarla değerlendirmek istiyor.
YDH - Sahada direniş güçleri ile işgalci İsrail kuvvetleri arasında yaşanan çatışmalar ile diplomatik müzakereler arasında derin bir bağ bulunuyor.
Fakat rejim, ABD'nin desteğiyle bu bağı koparmaya ve hızlı siyasi kazançlar elde etmeye çalışıyor. Bu hamleler iki ana hedefe yöneliyor: Birincisi, BM'nin 1701 sayılı kararına ilişkin müzakereler, ikincisi ise Lübnan'da yürütme erkini yeniden yapılandırmak.
El-Ahbar gazetesinin haberine göre Amerikalı arabulucu Amos Hochstein’in son ziyaretinde pek çok gözlemci, Hochstein’ın yeni bir öneri getirmediğini belirtti.
Müzakerelerle ilgili resmî belgeleri inceleyen kaynaklar, Hochstein’in bir teklif sunmaktan ziyade, Lübnanlı müzakerecinin hangi koşullarda hareket ettiğini anlamaya çalıştığını vurguladı.
Kaynaklara göre, Hochstein’in bir sonraki ziyaretinde İsrail'in taleplerini içeren resmi bir belge sunması bekleniyor. Bu belge, İsrail Staretejik İşler Bakanı Ron Dermer tarafından Beyaz Saray’a iletilmişti ve şu an Hochstein’in elinde bulunuyor.
İsrail tarafının sunduğu bu belge, sahadan bir dizi veriye dayanıyor. Bu verilere göre İsrail, Hizbullah karşısında büyük bir zafer kazandı ve Lübnan müzakerelerde boyun eğmek zorunda.
Rejimin, Lübnan’ın tam anlamıyla teslim olmasına kadar sürecek bir müzakere planı olduğu ifade ediliyor.
Bu yaklaşımın temel sorunu, ABD'nin sadece İsrail'in taleplerini dayatmaya çalışmasında değil, aynı zamanda Fransa gibi diğer ülkelerin müdahalesine de karşı çıkmasında yatıyor.
Fransa’nın, Lübnan'la ilgili bir müzakere planı sunduğu ve bu planı Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Meclis Başkanı Nebih Berri ile paylaştığı biliniyor.
Ancak Mikati, Fransızlara, Hizbullah üzerinde etkisi olan İran ile görüşmelerini önerdi, zira Hizbullah’ın onayı olmadan ciddi bir müzakere mümkün değil. Macron da İran'a bu öneriyi iletti.
İran ise, şaşırtıcı bir şekilde, Fransızların doğrudan Hizbullah ve Berri ile görüşmelerini tavsiye etti.
Hochstein’in yeni turu
Gazeteye konuşan kaynaklar, Hochstein’in son ziyaretinde Nebih Berri’ye, ABD'nin İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya savaşı durdurması için baskı yaptığını ilettiğini söyledi.
Hochstein, ABD’nin savaşı tırmandırmak istemediğini vurgularken, Beyrut’a birkaç gün içinde yeniden döneceğini belirtti.
ABD'nin kendi seçimlerinden önce ateşkesi dayatmayı planladığı tahmin ediliyor.
Lübnan Dışişleri Bakanlığı, Hochstein’in bir ziyaret tarihiyle ilgili henüz resmi bir bilgi paylaşmadı.
Fakat Hochstein, İsrailli yetkililerden olumlu bir geri dönüş alırsa Beyrut'a geleceğini bildirdi.
Lübnan’ın resmi tutumu ise net: Ateşkesin sağlanması ve BM’nin 1701 sayılı kararının eksiksiz uygulanması. Ancak İsrail'in bu yönde bir isteği olmadığı biliniyor.
Siyasi çevreler, 1701 sayılı kararın aşamalı bir şekilde uygulanmasının olası olduğunu belirtiyor.
Eğer ABD ateşkesi sağlama konusunda ciddiyse, bu mekanizmanın düzenlenebileceği ifade ediliyor.
Fakat Netanyahu, ateşkesi kabul etmeyeceğini açıkça belirterek, "İran ve Hizbullah’tan Lübnan’ı kurtarmak" gibi büyük bir hedef koydu. Bu durum, ateşkes sürecini oldukça karmaşık hale getiriyor.
Diplomatik kaynaklara göre, Netanyahu savaşı sürdürmeye kararlı ve ABD seçimlerine kadar olan sürede bölgede daha sert hamleler yapabilir.
ABD yönetimi, seçimlerden önce savaşı durdurmak için Netanyahu'ya baskı yapacak olsa da İsrail'in bu sürede Lübnan’a karşı daha şiddetli saldırılar düzenleyebileceği yönündeki kaygılar artıyor.