Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, İsrail'in koşullarına boyun eğmeyeceklerini belirterek ülkenin egemenliği pahasına bir çözümün kabul edilmeyeceğini vurguladı.
YDH - Lübnan’daki savaşı durdurma çabalarına dair müzakereler, tek bir kaynaktan, yani İsrail ve ABD yönetimindeki müzakere ekiplerinden gelmeye devam ediyor.
Bu süreçte, Lübnan’a Amerikan ve İsrail medyasında tartışılan konulara olumlu ya da olumsuz yorum yapmasına sebep olacak bir bilgi ulaşmış değil.
Son 48 saat içinde yapılan açıklama ve müzakereler, ABD ve Siyonist rejimin yalnızca kendi güvenlik ve siyasi çıkarları doğrultusunda bir anlaşmaya varma çabası içinde olduğunu gösteriyor.
Lübnan’da ise ABD-İsrail müzakerelerinin sonucu olarak Lübnan’a dayatılacak bir eylem planının getirilmesi konusunda büyük bir endişe var.
El-Ahbar gazetesinin haberine göre sızdırılan talepler ve müzakere çerçeveleri, Lübnan’ın kendisine dayatılan koşulları kabul etmeyeceğini açıkça ortaya koyuyor.
Gazze’de geçen yıl yaşananlara benzer bir durumun tekrar yaşanması muhtemel: Amerikalılar, İsrail’in çıkarlarını temsil eden talepler listesi üzerinde anlaşarak bu taleplerin reddedilmesinden Filistin tarafını sorumlu tutmuşlardı.
Aynı stratejinin Lübnan için de uygulanması bekleniyor.
Washington’un, Lübnan’ın ve direnişin tavrını bildiği düşünüldüğünde, İsrail’in taleplerini yerine getirmenin bir anlaşmaya yol açmayacağını baştan biliyor olmalı.
Bu durum, ABD’nin direniş karşıtı Lübnanlı çevreleri harekete geçirerek Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Necib Mikati ve Hizbullah’a yönelik bir kampanya başlatmaya çalışacağı anlamına geliyor.
Aynı zamanda, işgal güçlerinin Lübnan’da yıkıcı operasyonlar başlatması da bekleniyor.
Bu arada, İsrail’in mevcut ABD yönetimi ve seçilmiş Başkan Donald Trump’ın ekibiyle, başta Lübnan ve Gazze olmak üzere bölgeye dair bir vizyon üzerinde uzlaşmaya çalıştığı bildirildi.
Pazar akşamı Trump ile İsrail Başbakanı’nın temsilcisi Ron Dermer arasında gerçekleşen görüşmede, Lübnan ve Gazze dosyalarının ele alındığı ancak asıl odak noktasının İran olduğu sızdırıldı.
Trump’ın, İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki operasyonlarını tamamlaması için iki aylık bir süre tanıyacağı, başkanlık görevine geldiğinde ise savaşın duracağı öngörülüyor.
İsrail medyası günlerdir olası bir siyasi anlaşmayı öne çıkarırken, İsrail ordusu Lübnan’daki kara operasyonlarının ikinci aşamasına başladığını ve henüz ulaşamadığı bölgelere erişmeye çalıştığını duyurdu.
İsrail Yayın Kurumu (KAN), "İkinci aşamanın amacı Hizbullah’a Lübnan’da çözüm müzakerelerinde baskı yapmak ve füze kapasitesini ortadan kaldırmaktır," diye bildirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı da Lübnan’daki savaşı sona erdirmenin diplomatik çabalarla mümkün olacağını teyit eden bir açıklama yaptı ve 1701 sayılı kararın, Hizbullah’ın silahsızlandırılması da dahil olmak üzere, tam anlamıyla uygulanmasını vurguladı.
Fakat İsrail’in Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın, "Lübnan’da ateşkes olmayacak ve Hizbullah’ı tüm gücümüzle vurmaya devam edeceğiz," açıklamasıyla çözüm umutları büyük darbe aldı.
Katz, İsrail ordusu komutanlarıyla yaptığı bir toplantıda, “İsrail, terörü yok etme ve Lübnan’daki savaş hedeflerine -Hizbullah’ın silahsızlandırılması, Litani’nin ötesine çekilmesi ve kuzeydeki halkın güvenli bir şekilde evlerine dönmesi- ulaşma hakkını güvence altına almayan hiçbir anlaşmayı kabul etmeyecek," dedi.
İsrail’in açıklamalarına yanıt olarak Lübnan Meclis Başkanı Berri, Lübnan’ın ateşkese ve 1701 sayılı kararın tam olarak uygulanmasına bağlılığını bir kez daha teyit etti.
İsrail’in taleplerine cevaben, “Bizim tavrımız nettir. Lübnan’ın çıkarları ve egemenliği pahasına İsrail’in taleplerini karşılayan bir çözümü kabul edeceğimizi düşünenler varsa, yanılıyorlar," vurgusunu yaptı.
Berri, Başkan Biden ile görüşmek istediğini belirtirken, Biden’dan yanıt alamadığını ekledi.
Aynı zamanda Berri, Lübnan’ın kapsamlı bir ateşkese kadar müzakerelere devam etmeyeceğini ve ardından 1701 sayılı kararın uygulanmasına yönelik bir mekanizma üzerinde mutabık kalacaklarını dile getirdi.
Beyaz Saray’da gazetecilere açıklamalarda bulunan Biden'ın elçisi Amos Hochstein da “Lübnan’da yakın zamanda bir ateşkes anlaşmasına varılma ihtimali var ve bunu başarmak konusunda umutluyum," diye konuştu.
Hochstein, önümüzdeki günlerde Beyrut’a gitmesinin kesin olmadığını belirtirken, müzakerelerde Rusya’nın bir rolü olmadığını öne sürdü.