Trump'ı bekleyen İsrail, Biden'ı oyalıyor

img
Trump'ı bekleyen İsrail, Biden'ı oyalıyor YDH

"Eğer Hizbullah bu anlaşmayı kabul ederse, süreç çok hızlı bir şekilde uygulamaya konur. Ancak aynı hızla ihlal edilme ihtimali de göz ardı edilemez."




YDH - İsrail, ABD'deki iktidar değişimi sürecinde stratejik adımlarını dikkatle planlıyor. Başbakan Benyamin Netanyahu, mevcut Biden yönetimi ile Lübnan’da ateşkes müzakereleri yürütürken, gelecekteki Trump yönetimiyle daha başka bir işbirliği hedefliyor. El-Ahbar yazarı Hıdır Harubi'ye göre Netanyahu, Trump’ın desteğiyle bölgesel politikalarını şekillendirmeyi planlıyor ve bu süreçte Lübnan ile geçici bir anlaşma ihtimali üzerinde duruyor. Biden yönetimi, Gazze ve Lübnan meselelerinde diplomatik çabalara ağırlık verirken, İsrail'in bölgedeki operasyonları bu çabaları gölgede bırakıyor. Netanyahu'nun, Trump’ın göreve gelmesiyle dış politika kazanımları sağlama stratejisi, ABD-İsrail ilişkilerinde siyasi hesaplamaları ön plana çıkarıyor. Öte yandan, Hizbullah’ın askeri kapasitesini zayıflatmayı hedefleyen İsrail, Lübnan’da daha geniş çaplı saldırılar yürütme seçeneğini değerlendiriyor.

Yeni bir yönetimin ABD'de göreve başlamasına iki ay kala, Batı çevrelerinde kafa karışıklığı hâkim.

Tartışmalar, bir yanda ABD'nin en keskin Siyonist savunucularını barındıran yeni ekibe, diğer yanda ise Filistinlileri “acımasızca görmezden gelmeye” devam eden ve İsrail'e, belirlediği son tarihe kadar Gazze’ye dönük insani yardımları artırması çağrısında bulunmadan önce herhangi bir adım atmayan mevcut ekibe odaklanmış durumda.

İngiliz The Guardian gazetesi, bu durumu ABD Başkanı Joe Biden’ın “Gazze savaşını sona erdirerek doğru ve ahlaki olan seçeneği tercih etme fırsatını heba ettiğinin” bir göstergesi olarak yorumluyor.

Bunun yerine, Biden’ın “savaşı sürdürmek için ana kolaylaştırıcı taraf olarak mirasını güçlendirmekle meşgul” olduğu ifade ediliyor.

Özellikle, Biden’ın artık “herhangi bir siyasi baskıdan ya da seçim kaygısından bağımsız” hareket ettiği bir dönemde, partisinin başkan adayı Kamala Harris’in seçimlerde başarı sağlayamamasının ardından, bu tercihi daha dikkat çekici hale geliyor.

İsrail’in, Lübnan’daki savaş için “barışçıl bir çözüm” olarak tanıttığı planların geleceği üzerine konuşulurken, The Washington Post gazetesi dikkat çekici bir haber paylaştı.

Habere göre, İsrail Stratejik Planlama Bakanı Ron Dermer, son Washington ziyareti sırasında, seçilmiş Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump ve damadı Jared Kushner ile görüşerek İsrail’in Lübnan’da ateşkes için çabalarını hızlandırdığını aktardı.

Gazetenin, Dermer’in görüşmelerinin sonuçlarına aşina olan ve kendisiyle konuşan üç İsrailli yetkili (mevcut ve eski) kaynağa dayandırdığı bilgiye göre, İsrail’in bu ateşkes hamlesindeki temel amaç, seçilmiş ABD başkanına dış politika alanında bir kazanım sağlama arayışıyla alakalı.

Trump ve Netanyahu arasında bölgesel uzlaşmalar: Yeni döneme hazırlık mı?

Trump ile Netanyahu arasındaki birçok bölgesel meseledeki uyuma dikkat çeken The Washington Post, Trump’ın Netanyahu’ya yönelik “Hizbullah ve Hamas’a karşı ne gerekiyorsa yapmalısınız” çağrısını gündeme taşıdı.

Bu çağrı, Trump’ın seçmenlerine Orta Doğu’daki savaşları sona erdirme vaadinde bulunmasına rağmen yapıldı.

Gazete, İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun, Washington’da yeni bir dönemin başlayabileceği ihtimaline karşı çok önceden hazırlık yaptığını aktardı.

Netanyahu’nun, bu hazırlık kapsamında Trump ile düzenli temas hâlinde olduğu, danışmanı Ron Dermer’ın da Jared Kushner ile sürekli iletişimde bulunduğu ifade edildi.

Dermer’in, pazar günü başlayan ABD ziyaretinin ilk durağı olarak Florida’daki Mar-a-Lago tatil köyünde Trump ile bir araya gelmesi, ardından Biden ve yönetiminin üst düzey yetkilileriyle görüşmek üzere Washington’a geçmesi, gazete tarafından şu şekilde değerlendirildi:

“Bu durum, Trump’ın seçim zaferinin ardından ABD’de siyasi ağırlık merkezinin ne kadar hızlı değiştiğinin yanı sıra Netanyahu’nun bu seçim sonuçlarına olan yatırımı ve yeni yönetimle uyumlu bir strateji geliştirme konusundaki hassasiyetini de gösteriyor.”

The Washington Post, Netanyahu’nun, muhalifleri tarafından sık sık savaşların süresini uzatarak siyasi konumunu korumaya çalışmakla suçlandığını vurguladı.

Gazeteye konuşan bir İsrailli yetkili, Trump ile Netanyahu arasında, Netanyahu’nun Trump’a dış politika alanında “bir şey sunması” yönünde bir fikir birliği olduğunu belirtti. Bu “anlaşmanın” merkezinde büyük ihtimalle Lübnan’daki durumun yer aldığını ifade etti.

Öte yandan, İsrail ordusunun eski operasyonlar direktörü ve Tel Aviv’deki güvenlik çevrelerine yakınlığıyla bilinen İsrail Ziv, Netanyahu’nun Trump’a bu tür bir “anlaşma” sunmak için beklediğini teyit ederken, bu bekleyişin bir bedeli olduğunu da dile getirdi.

Ziv, özellikle son haftalarda Hizbullah’ın sahada toparlanmaya başlamasına dikkat çekti. Daha geniş bir çerçevede ise Ziv, Netanyahu’ya şu uyarıyı yaptı:

“Seçilen Amerikan başkanının, siyasi görüşleriyle tanınan dalgalı tutumlarını hesaba katarken, aynı zamanda ABD’nin ulusal güvenlik hesaplarını da göz önünde bulundurmalısınız. Zira Netanyahu’nun ABD’deki yeni yönetim üzerindeki tüm etkisi, Trump’tan aldığı destekle sınırlı.”

Lübnan savaşı: İki Amerikan yönetimi arasında

Aynı bağlamda The Washington Post, eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde Filistin-İsrail müzakerelerinden sorumlu özel elçi olarak görev yapan Frank Lowenstein’ın dikkat çekici açıklamalarına yer verdi.

Lowenstein, Netanyahu’nun Başkan Biden’a herhangi bir sadakat göstermeyeceğini ve tüm dikkatini Donald Trump’ın desteğini kazanmaya odaklayacağını ifade etti.

Lowenstein, Trump’ın ilk dönemindeki siciline atıfta bulunarak, “Seçilmiş başkan, bir fırsat gördüğü anda, kendisini ABD’nin fiili başkanı gibi davranmaktan çekinmeyecek,” dedi.

Ayrıca, Netanyahu’nun danışmanı Ron Dermer’in, ABD ziyareti sırasında başkanlık temsilcisi Amos Hochstein ile görüşmesine yönelik söylentilerin, Netanyahu’nun Biden yönetimi altında Lübnan ile geçici bir anlaşma arayışında olduğuna işaret ettiğini öne sürdü.

Fakat Lowenstein, Netanyahu’nun bu anlaşmayı sadece Trump’ın göreve gelmesini beklemek ve nihai anlaşmanın kredibilitesini Trump’a bırakmak amacıyla planladığını savundu.

Ona göre, “Netanyahu’nun Trump’tan daha fazla önemsediği tek şey, İsrail’deki iç siyasi durum.”

Gazete, Amerikalı ve İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde, Netanyahu’nun, mevcut yönetimle birlikte Lübnan’da bir ateşkes sürecini görüşmeye devam ettiğini yazdı.

Biden yönetimindeki ekibin yakından takip ettiği muhtemel anlaşmayla ilgili çalışmaların ilerleme kaydettiği belirtilirken, bu süreçte Rusya’nın muhtemel rolü de tartışıldı.

Lowenstein, “Biden yönetimi altında Rusya’nın şu anda bu müzakerelerde bir rolü olduğunu söylemek doğru olmaz. Ancak Trump göreve geldiğinde Rusya’ya büyük bir rol verilecektir,” ifadelerini kullandı.

İsrail Ziv, Hizbullah’ın askeri gücünün zayıfladığına inanan İsrail’in, bu nedenle düşmanının bir anlaşmayı kabul edebileceğini düşündüğünü söyledi. Ziv’e göre, “Eğer Hizbullah bu anlaşmayı kabul ederse, süreç çok hızlı bir şekilde uygulamaya konur. Ancak aynı hızla ihlal edilme ihtimali de göz ardı edilemez.”

New York Times, İsrail’in Lübnan’a yönelik hava saldırılarının artması ve buna paralel olarak kara operasyonlarını genişletmesinin, Biden yönetiminin son dönemde canlandırmaya çalıştığı diplomatik çabaları baltalayabileceği uyarısında bulundu.

Gazete, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamanei'nin danışmanı Ali Laricani’nin Beyrut ziyareti üzerinde durarak, İran ve Hizbullah’ın İsrail’in taleplerine boyun eğeceğine dair herhangi bir açık işaret olmadığını vurguladı.

Özellikle Hizbullah’ın, ağır darbelere rağmen, İsrail için ciddi bir tehdit olmaya devam ettiğini belirtti.

Bu tehdit, örgütün her gün İsrail’e doğru füze ve insansız hava araçları fırlatma kapasitesini sürdürmesinden kaynaklanıyor.

Gazete, İran Devrim Muhafızları’na dayandırdığı kaynaklardan, Laricani’nin Hamaney’den Lübnan’daki savaşın sona erdirilmesine ilişkin bir mesaj getirdiğini aktardı.

Bu mesajda, İran’ın, BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararı doğrultusunda savaşın durdurulması tekliflerini desteklediği ve Hizbullah’ın yeniden güçlenmesine yönelik yardım taahhüdü yer alıyor.

Mesaj, İran’ın Hizbullah’ın savaştan kaynaklanan etkilerden kurtularak toparlanması için desteğini sürdüreceğini de vurguluyor.

Öte yandan, emekli İsrailli General Amir Avivi, İsrail’in Lübnan’daki askeri faaliyetlerini genişletme hedefinin iki temel faktöre dayandığını açıkladı.

Bunlardan ilki, İsrail’in Hizbullah’ın güney Lübnan’daki askeri tesislerini yok etmeye yönelik daha fazla operasyon gerçekleştirme arzusu.

İkinci faktör ise, İsrail’in daha kapsamlı bir saldırı gerçekleştirmenin, Hizbullah’ı Tel Aviv için daha uygun koşullarda bir anlaşmayı kabul etmeye zorlayacağına olan inancı.

Çeviri: YDH