Su kaynakları Ekim 2023'ten bu yana önemli ölçüde düşerek 18,5 milyon metreküpten 13,8 milyon metreküpe gerilerken bu azalma, İsrail işgal rejiminin cezalandırıcı önlemlerinin ve devam eden saldırganlığında suyu bir silah olarak kullanmasının bir parçası olarak tanımlanıyor.
YDH- Gazze'deki Su İdaresi, İsrailli Mekorot şirketinden 2024 yılında toplam 13,8 milyon metreküp su satın alındığını ve bunun 54 milyon şekelden (14,8 milyon dolar) fazlaya mal olduğunu bildirdi.
Yetkiliye göre, su kaynakları Ekim 2023'ten bu yana önemli ölçüde düşerek 18,5 milyon metreküpten 13,8 milyon metreküpe geriledi.
Bu azalma, işgalin cezalandırıcı önlemlerinin ve devam eden saldırganlığında suyu bir silah olarak kullanmasının bir parçası olarak tanımlanıyor.
Kısıtlı su kaynağının Gazze'nin kuzey, orta ve güney bölgelerine dağıtılarak halka içilebilir su sağlanması için çalışmalar devam ediyor.
İdareciler ayrıca hatlar, rezervuarlar ve tuzdan arındırma istasyonları da dahil olmak üzere zarar görmüş su altyapısını onarmak, bakımını yapmak ve rehabilite etmek için çalışıyor.
Ayrıca, su pompalama işlemlerini sürdürmek için bu tesislerin erişilemeyen bölgelerini çalıştırmak üzere gerekli yakıtı temin etmeye çalışıyorlar.
Ekim 2023'ten önce bile Gazze'nin su kaynağı yetersizdi
Devam eden İsrail soykırımının ardından Birleşmiş Milletler, ortalama bir Gazze sakininin tüm ihtiyaçları için günde sadece üç litre suyla hayatta kaldığını tahmin ediyor; bu miktar acil durum standardı olan 15 litrenin çok altında.
Soykırım 700'den fazla kuyuyu ve tuzdan arındırma tesisini tahrip ederek Gazze'nin su ihtiyacını büyük ölçüde azalttı.
Ayrıca İsrail beş atık su arıtma tesisinin tamamını ve 65 kanalizasyon pompalama istasyonunun çoğunu, bu temel hizmetleri yürütmek için gereken yakıt ve elektrik eksikliği nedeniyle kapatmaya zorladı.
Oxfam: İsrail 1993'ten beri Filistin'e karşı suyu silah olarak kullanıyor
Uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam, Temmuz ayında İsrail işgal rejimini Gazze Şeridi'ndeki sivil nüfusa karşı bir savaş yöntemi olarak sudan mahrum bırakmayı kullandığı için şiddetle eleştirdi.
Oxfam yayınladığı bir raporda, uluslararası hukuku ihlal eden ve insan hayatını açıkça hiçe sayan sistematik ve kasıtlı bir taktik olarak tanımladığı bu uygulamayı kınadı.
Rapor, 1993 Oslo Anlaşmaları'ndan bu yana İsrail işgalinin su yoksunluğunu “Filistinlileri insanlıktan çıkarmak ve nihayetinde yaşamlarını tehdit etmek” için kullandığını vurguluyor.
Oxfam'a göre, Gazze'nin su ve sanitasyon altyapısının İsrail askeri eylemleri tarafından neredeyse tamamen yok edilmesi, abluka altındaki Şerit'teki korkunç yaşam koşullarının oluşmasına ve daha da kötüleşmesine önemli ölçüde katkıda bulunmuştur.
Raporun temel bulguları, Gazze'deki su arzının %94 oranında kesildiğini ve bölge sakinlerinin kişi başına günde beş litreden daha az su alabildiğini gösteriyor ki bu da uluslararası standartlar tarafından tavsiye edilen asgari acil durum eşiğinin çok altında.
Raporda, “İsrail'in eylemleri Gazze nüfusunun tamamını hayat kurtaran su ve sanitasyon hizmetlerinden mahrum bırakarak, insanların sağlığı ve hayatta kalması için kaçınılmaz acil ve uzun vadeli tehditler yaratmıştır” denildi.
Temiz su ve sanitasyon eksikliği Gazze nüfusunun dörtte birinin önlenebilir hastalıklardan muzdarip olmasına yol açmıştır.
'Soykırım yapmak için su kontrolü'
Ekim 2023'ün başlarında İsrailli yetkililer Gazze'nin su altyapısı üzerindeki kontrollerini soykırım yapmak için bir araç olarak kullanmayı önerdiler.
Topraklardaki Hükümet Faaliyetlerinin Koordinasyonunu (COGAT) yöneten İsrailli Tümgeneral Gassan Alyan, 10 Ekim'de şu iddiada bulundu:
“Vahşi hayvanlar gibi davrananlar sonuçlarına katlanacaktır.
İsrail Gazze'ye tam bir abluka uyguladı: Elektrik ya da suya erişim yok, sadece yıkım var.
Eğer kaos istiyorsanız, kaos size getirilecek.
“İnsan-hayvanlar buna göre muamele görür. Cehennem istiyorsanız, cehennemi yaşayacaksınız.”
