ABD'li senatör: Suudi ve BAE liderleri, Hamas'a karşı İsrail'i destekliyor

img
ABD'li senatör: Suudi ve BAE liderleri, Hamas'a karşı İsrail'i destekliyor YDH

“Suudi Arabistan ve BAE'nin Hamas'ın gitmesini en az İsrail kadar istediğini” belirten ABD'li Cumhuriyetçi senatör, İran'ın gücünü azaltmak için İsrail ve Trump'ın Amerika'sının “kararlı adımlar” atması gerektiğini vurguladı.




YDH- ABD'li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Israel Hayom'a verdiği bir mülakatta, “Suudi Arabistan ve BAE'nin Hamas'ın gitmesini en az İsrail kadar istediğini” açıkladı.

Israel Hayom, Graham’ı, ABD adına “İsrail ve Suudi Arabistan arasında eşsiz bir arabulucu olarak” tanımladı.

Graham şöyle dedi: “İran'a yönelik en büyük tehdit İsrail ile Arap devletleri arasındaki normalleşmedir. Suudi ve BAE liderlerinin İsrail'e yönelik tutumu, hayatım boyunca tanık olduğum en önemli dönüşümü temsil ediyor. Bu fırsatın elinizden kaçmasına izin vermeyin. Ben 7 Ekim'in bu süreci rayından çıkarmak için tasarlandığına inanıyorum çünkü bir atılıma çok yaklaşmıştık. İran'daki o p..lerin başarılı olmasına izin vermeyi reddediyorum. İşin püf noktası her zaman düşmanınızın en nefret ettiği şeyi yapmaktır.”

ABD'li senatör, Suudi ve BAE liderlerinin Hamas hakkındaki düşünceleri konusunda da şunları söyledi: “MBS ve MBZ [Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve BAE Başkanı Muhammed bin Zayid] Hamas'ın gitmesini en az sizin kadar istiyor. Bunu kesin bir dille ifade edebilirim. Ancak bir Filistin unsurunu kabul etmek ya da bir Filistin devletinin kabul edilemez bir güvenlik riski oluşturduğunu ve bu nedenle karşı çıkılması gerektiğini savunmak İsrail'in egemen kararı olmaya devam edecektir.”

Graham, “Trump İran konusunda nasıl bir adım atmalı?” sorusuna da şu cevabı verdi: “Yönetim adına konuşmasam da, İran'ın gücünü daha önce hiç tanık olmadığım bir şekilde azaltmak için eşi benzeri görülmemiş bir fırsatla karşı karşıya olduğumuza inanıyorum. İsrail ve Trump'ın Amerika'sı İran'ın nükleer tesislerini kalıcı olarak ortadan kaldırmak için kararlı bir şekilde hareket etmelidir.”

İsrail'in içinde bulunduğu durumu “yakından bildiğini” ve esir anlaşmasına yönelik eleştiri ve karşı koyuşu “anladığını” söyleyen Graham, İsrail'in durumunda ABD'nin bu tür şartları kabul edip etmeyeceği sorulduğunda ise şu açıklamayı yaptı: “Bu iyi bir soru. Serbest bırakılan teröristlerin İsrail'e karşı savaşa geri dönmesi konusundaki endişeleri anlıyorum. Ancak operasyonel kapasiteleri şu anda ciddi şekilde sınırlı ve İsrail her an operasyonlara devam etme seçeneğini elinde tutuyor. Ateşkesin amacı, Hamas'a bir yeniden yapılanma dönemi sağlamak değil. Bunun gerçekleşmesine izin verilmeyecektir. Ancak ben esirlerin kurtarılmasına öncelik veriyorum ve Orta Doğu'da faillerin serbest bırakılması döngüsüne bir alternatif göremiyorum. Bu 'Sophie'nin Seçimi'dir [İkinci Dünya Savaşı'ndaki Yahudi kamplarını anlatan filme gönderme].”

Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni kısıtlamak için yasa tasarısı hazırlayan Graham şunları söyledi: “Benim değerlendirmeme göre İsrail'in en büyük tehdidi İran değil, uluslararası kurumlar tarafından tecrit edilme ihtimalidir.”

Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ile işbirliği yapan ülkelere ABD yaptırımları uygulanmasını öngören yasa tasarısı ile ilgili olarak düşüncelerini de şöyle açıkladı: “İsrail'in en büyük tehdidinin İran'ın nükleer programı değil, uluslararası kurumlar tarafından sistematik olarak dışlanması olduğuna inanıyorum. BDS, İsrail ordusu personeline yapılan zulüm ve ekonomik izolasyon bunların hepsi ciddi endişeler. Dolayısıyla Uluslararası Ticaret Odası (ICC) meselesi İsrail için tarihi bir öneme sahiptir. Dahası, bir sonraki hedefleri biz olduğumuz için Amerikan çıkarlarını da tehdit ediyor. İki ülke de bu mahkemeye üye değil, ama yine de bize karşı tutuklama emri çıkarmaya cüret ediyorlar. İşte bu nedenle önümüzdeki hafta mahkemeyle işbirliği yapan ülkelerin Amerika ile iş yapmasını yasaklayan iki partili bir yasa tasarısı sunacağız. Bu, mevcut paradigmayı temelden değiştirecektir ve uluslararası baskılar ne olursa olsun beni etkilemeyecektir.”