Teyasir kontrol noktasındaki operasyon İsrail'e tokat oldu

YDH - İsrail ordusu, Tubas vilayetine bağlı Tammun kasabasındaki saldırılarını derinleştirerek kasabayı kuşatma ve tahrip etme eylemlerine devam ediyor ve zaman zaman hava saldırılarıyla hedef alıyor.

Tammun Belediye Başkanı Nacih Beni Avde'ye göre, özellikle işgal güçlerinin vatandaşlara yardım ulaştırma ve temel ihtiyaçlarını karşılama konusundaki koordinasyonu reddetmesi nedeniyle kasabanın durumu giderek kötüleşiyor.

Beni Avde, Tammun'un tam bir abluka altında olduğunu, tüm girişlerinin kapatıldığını, altyapının tahrip edildiğini, suyun kesildiğini ve bazı mahallelerde elektrik ve iletişimin de kesildiğini belirtti.

Ayrıca, "Yaklaşık 15 ev zorla boşaltıldı ve askeri kışlalara dönüştürüldü, bu da sahiplerini akrabalarının yanına gitmek zorunda bıraktı," diyen Beni Avde, bazı gıda maddelerinin tükenmeye başladığını, çünkü işgal güçlerinin bunların girişini engellediğini ve bunun da özellikle kasabanın tarım bölgesi olması nedeniyle çiftçilerin yaşadığı kayıplara eklendiğini vurguladı.

Mevcut saldırının, "katılan güçlerin büyüklüğü ve daha önce görmediğimiz askeri araçların türü" açısından önceki askeri operasyonlardan farklı olduğunu da sözlerine ekledi.

Bu sırada, Batı Şeria'da geniş çaplı askeri seferberliğin zirvesinde, dün sabah Tubas şehri yakınlarındaki Teyasir askeri kontrol noktasında meydana gelen fedai operasyonu, iki askerin ölümü ve ikisi ağır olmak üzere 8 askerin yaralanmasıyla sonuçlanarak İsrail güvenlik ve istihbarat aygıtına bir tokat oldu.

Operasyonun ardından İsrail medyası, ordunun Aksa Tufanı gününde karşılaştığı başarısızlığı gündeme getirdi.

Yediot Ahronot gazetesi, "7 Ekim'den ders çıkarıldı mı?" diye sorarak, "Operasyonu gerçekleştirenin ateş açmadan önce Teyasir kontrol noktasındaki askeri komplekse girmeyi başarması, tehlikenin boyutunu gösteriyor," dedi.

Gazete, “Görünüşe göre yalnız bir saldırgan, günlerce gözetleme kulesini gözlemledi ve şafak vakti saldırdı, bu da katliam gününden çıkarılan derslerin uygulanmadığını doğruluyor. Batı Şeria'nın kuzeyinde operasyon yoğunlaşırken, düşman gerilla savaşında ilerliyor ve zayıf noktaları tespit ediyor,” ifadelerini kullandı.

İsrail medyasında yer bulan detaylara göre, operasyonu gerçekleştiren kişi pazartesi gecesi kontrol noktası bölgesine yaya olarak geldi ve sabahın erken saatlerine kadar orada bekledi.

İlk iki askerin gözetleme kulesinden kontrol noktasına çıkmasıyla birlikte, çok yakın bir mesafeden üzerlerine ateş açtı, ardından diğer askerler müdahale ederek kuleden ateş açtı.

Diğer kaynaklar, "Saldırgan, tüm askeri gücü etkisiz hâle getirdi ve askerleri ölü ve yaralı olarak yere serdi, ardından bir askeri kuleye baskın düzenleyip kontrolü ele geçirdi ve oradan işgal güçleriyle uzun bir çatışma yönetti," şeklinde bilgi verdi.

İsrail medyası ayrıca, saldırganın askeri bir yelek ve kurşun geçirmez yelek giydiğini, yanında bir M16 tüfeği taşıdığını ve ölenlerden birinin Efraim bölgesel tugayına bağlı 8211'inci yedek taburunda bir manga komutanı olduğunu bildirdi.

İsrail ordusunun Merkez Bölge Komutanlığında görevli bir askeri kaynak ise, tahminlerin "askeri noktanın uzun bir süre boyunca gözetim ve bilgi toplama operasyonu altında olduğunu" ve "saldırganın bölgeye aşina olduğunu ve eylemi gerçekleştirmek için doğru zamanı seçtiğini" gösterdiğini belirtti.

İşgal ordusu, saldırganın askerlerin bulunduğu komplekse ve gözetleme kulesine nasıl girdiğini, çok yakın mesafeden ateş açtığını ve gözetleme noktasının üst kısmını nasıl kontrol ettiğini araştırmak için soruşturma başlattığını duyurdu.

Her ne olursa olsun, kesin olan bir şey var ki, operasyon ve detayları, özellikle operasyonun gerçekleştirildiği askeri kontrol noktasının Tammun kasabası ve Cenin vilayetine uzak olmaması ve saldırının fedai operasyonları engellemek amacıyla yapılması gerçeği göz ardı edilemez.

İstihbarat başarısızlığının yanı sıra, işgal ordusunun operasyonel başarısızlığı da ortaya çıkıyor, zira sadece bir direnişçi, basit bir silahla güçlendirilmiş bir askeri kontrol noktasına baskın düzenleyebildi.

İsrail çevrelerinde buna tepkiler gecikmedi. Kanal 14, ateş açma eylemini, son esir takası anlaşması uyarınca birkaç gün önce serbest bırakılan eski tutuklu Zekeriya Zübeydi'ye karşı kışkırtmak için kullandı.

Kanalın savaş muhabiri Hillel Biton Rosen'e göre, Gilboa Hapishanesi'nden kaçış operasyonuna katılan Zübeydi, birkaç yıl önce Teyasir kontrol noktası yakınında bir saldırı gerçekleştirmişti.

Muhabir, "Bu olaylar belki de Zekeriya'nın ilhamıyla, hatta belki de onun yönlendirmesiyle gerçekleşiyor," yorumunu yaptı.

Bunun yanı sıra İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, X üzerinden Zübeydi'ye hitaben, "İsrailli esirlerin serbest bırakılması için yapılan bir anlaşmada serbest bırakıldın, tek bir hata yaparsan eski arkadaşlarınla buluşacaksın," dedi.

Ürdün Vadisi yerleşim konseyi başkanı David Lehiani ise, Batı Şeria halkının tehcir edilmesi çağrısında bulunarak, "Neden sadece Gazze Şeridi sakinlerini tehcir etmek istiyoruz? Tüm Filistinlileri Batı Şeria'dan ve içeriden tehcir edip kovmalıyız," ifadelerini kullandı.

Buna ek olarak, işgal ordusu dün Cenin, Tulkerim ve Tubas bölgelerindeki şehir, köy ve kamplara yönelik saldırılarını sürdürdü.

Araçları, yıkım ve imha operasyonları gerçekleştirirken, sivillere yönelik tutuklama ve taciz kampanyasını genişletti ve binlerce kişiyi göçe zorladı.

İsrail güçleri ayrıca, 9 gündür sıkı bir şekilde abluka altında tutulan Tulkerim kampına daha fazla askeri takviye gönderdi.

İşgal askerleri mahallelerde konuşlanırken, vatandaşların evlerine baskın düzenliyor, içeriklerini tahrip ediyor ve sakinlerini göçe zorluyor. Cenin kampına da yeni takviyeler ulaştı ve burada direnişçiler ile işgal güçleri arasında askeri cadde üzerinde silahlı çatışmalar çıktı.

Tammun'da ise ordu, sahadaki güçlerine hava desteği sağlayarak yeni bir yöntem kullanmaya başladı ve kara birliklerinin baskın yapmasına hazırlık olarak dün sabah kasabayı beş kez uyarı amaçlı füzelerle vurdu.