Lübnan'da Sünni vekillerden Nevaf Selam'a tepki

img
Lübnan'da Sünni vekillerden Nevaf Selam'a tepki YDH

“Selam'a itirazımız yok, temiz bir sicile ve mükemmel bir geçmişe sahip, ancak hükümeti kuramadığı için özür dilemesini istiyoruz.”




YDH - El-Ahbar gazetesine konuşan Lübnan’da Sünni milletvekilleri, Başbakan adayı Nevaf Selam'ın kendilerini hükümet oluşumunda dışlamasına tepki göstererek, Selam'ın vaatlerini yerine getirmediğini ve kendilerine yönelik ayrımcılık yapıldığını savundu.

Tüm işaretler, Başbakan adayı Nevaf Selam ile Sünni milletvekilleri arasındaki iplerin koptuğunu gösteriyor.

Bu kişilerin kapalı toplantılarda kendilerine yapılan haksızlıklardan bahsetmeleri, sosyal medya ve televizyon ekranlarında açıkça dile getirilen bir duruma dönüştü.

Geri dönüş yollarını korumaya özen gösterdikten sonra, daha fazla suskun kalmama kararı aldılar, zira "Beyrutlu başkan" onlara hükümetinde "istenmediklerini" kanıtladı.

Söz konusu isimler, 1990'ların başında Başbakan Refik Hariri'nin Sünni rakiplerinin çoğunu ortadan kaldırdığı ve geleneksel ailelerin ocaklarını söndürdüğü günlere dönüyor, ancak "Selam'ın yaptığını yapmaya cesaret edemedi. Selam, siyasi arenaya paraşütle, halk tabanı ve seçimler olmadan girdi."

Basitçe söylemek gerekirse, "devrimci başbakan", alışılmadık bir hükümet isteyen kişi, çoğu parti ve şahsiyetle mezhepsel dengeleri ve devletin geleneksel yapısını koruma temelinde ilgilenirken, Sünni milletvekilleriyle ilişkilerinde tüm bu kuralları bertaraf etmeye karar verdi.

Dahası, kendisini Sünni mezhebinin tek "yasal temsilcisi" olarak görmeye başladı.

Örneğin, Rima Kerami'nin Eğitim Bakanlığı'na aday gösterilmesi, Milletvekili Faysal Kerami ile istişare edilmeden, hatta onun bilgisi olmadan yapılması bir detay değil.

Bu bakış açısıyla, Milli Mutabakat, Ulusal Uyum ve Yeni Lübnan bloklarının milletvekillerini ve Milletvekili Fuad Mahzumi gibi bazı bağımsızları içeren Sünni milletvekilleri koalisyonu ile ilişkisi, diğer parlamento bloklarıyla temsil için izlenen standartların dışında kaldı, sanki onlar "sıfır etkiye" sahipmiş gibi.

Hatta onun yörüngesinde dönen bazı kişiler tarafından bakanlık pozisyonlarında "alıp satmakla" suçlandılar.

Tüm bunlar, Selam'ın son iki günde bir dizi Sünni milletvekiliyle iletişiminin kesilmesine yol açtı.

Selam, kopan bağları yeniden kurmak için onlarla görüşmek istedi. Ancak bu kişiler, Selam’ın "söylediğinin tersini yaptığına ve onlarla karşılaştığında havada kalan vaatlerden başka bir şey olmadığını keşfetmeden önce onlara hayaller sattığına" ikna olmuş durumdalar.

Seyyid'in özlemlerinden vazgeçme sözü

Fetva makamının notları bile, Başbakan adayının bazı isimler konusundaki hevesini zar zor yatıştırmayı başardı.

Örneğin, Müftü Şeyh Abdüllatif Deryan, Hanin es-Seyyid'in gayri müslim biriyle evlenmesi ve kayıtlarını değiştirmesi nedeniyle bakan olarak atanmasına itiraz etti, zira bunun Sünni kontenjanından olması doğru değil.

Kaynaklar, müftünün dün kendisini ziyaret eden Selam'ı, Sünni milletvekillerine diğer mezheplerin milletvekillerine davrandığı gibi davranmaya çağırdığını belirtiyor.

Bilgilere göre, Başbakan adayının dini mercileri ziyaret etmeyi reddetmesinden sonra gerçekleşen ilk görüşme olumsuz değildi ve Selam, müftüye Seyyid'in ismini değiştireceğine söz verdi ve cumhurbaşkanlığı sarayına onun yerine başka bir isim götürdü, ancak cumhurbaşkanının bunu onaylamadığı söyleniyor.

Sonuç olarak, Sünni milletvekillerinin kaynakları, maruz kaldıkları haksızlığın durmayacağını düşünüyorlar.

Suudi tarafının, başbakan adayına onları oluşumunun dışında bırakma ve onlara alışılmadık bir kibirle davranması için olur vermesi de bu duruma katkıda bulunuyor. Bu nedenle bazı milletvekilleri, Suudi tarafına bu yöntemden duydukları rahatsızlığı bildirdiler.

Buna rağmen, milletvekilleri güvenoyu verip vermeme konusundaki kararlarını kesin olarak vermiyorlar, ancak bazıları güvenoyu yolunun açık olduğunu belirtiyor ve yakında tutumlarını açıklamak için aralarında kapsamlı bir toplantı yapılmasını bekliyorlar.

‘Dışlanmayı reddediyoruz’

Bu bağlamda, Milletvekili Nebil Bedir, el-Ahbar'a şunları söyledi: "Sitemimiz, Sünni milletvekillerinin hükümeti kurması için Selam'ı görevlendirmesinden ve onu en uygun kişi olarak görerek önünü açmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle, iyiliğe iyilikle karşılık vermesi gerekiyor, hükümet oluşumundan uzaklaştırmak ve mezhebi kendisiyle sınırlamak yerine. Kendisi, halk meşruiyetine sahip bir siyasi lider değil."

Bedir, Sünni milletvekillerine farklı standartlarda davranılmasını eleştirerek, Selam'ın cumhurbaşkanlığı sarayının kapısında her 5 milletvekilinden oluşan bir blok için bir milletvekili standardını benimsemediğini söylediğini belirtti.

"O halde neden Lübnan Kuvvetleri'ne 5 milletvekili verdi ve Ketaib'e bir pay verdi? Ayrıca devrimin bağrından geldiğini söylüyor, o halde nasıl tüm sistem partilerini temsil etmek istiyor?" diye sordu.

Bedir, Selam'ın "söylediğinin tersini yaptığını" ve kendilerinin milletvekili seçimlerine iktidara katılmak amacıyla aday olduklarını, "tüm blokların aksine, kendilerine haksızlık yapılmasını ve yapının dışında bırakılmayı hedeflemediklerini" de sözlerine ekledi.

Benzer şekilde, Milletvekili Velid el-Baarini de el-Ahbar'a şunları vurguladı: "Selam'a itirazımız yok, temiz bir sicile ve mükemmel bir geçmişe sahip, ancak hükümeti kuramadığı için özür dilemesini istiyorum, zira hükümetinde sadece kendisine küfredenleri ve onu görmezden gelenleri temsil etti. Bizi görevlendiren, ona koruma kalkanı olmaya ve onu desteklemeye karar veren bizleri ise dışlamaya karar verdi."

Baarini, güvenoyu vermeme olasılığı hakkında ise şunları söyledi: "Bu konuyu ya itidal bloku olarak ya da üç blokun koalisyonu olarak toplantımızdan sonra karara bağlayacağız."

Çeviri: YDH