Bin Selman: Trump'ın ‘Yeni Dünya Düzeni’ aracı

img
Bin Selman: Trump'ın ‘Yeni Dünya Düzeni’ aracı YDH

Bloomberg, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Trump'ın Ukrayna savaşını sona erdirme ve Gazze'yi etnik olarak “temizleme” planları paralelinde Ortadoğu’daki dinamikleri yeniden şekillendirme çabalarında kilit bir figür olarak ortaya çıktığını bildirdi.




YDH- Bloomberg'in haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna savaşını sona erdirme ve Orta Doğu'da “stratejik değişimler” peşinde koşarken Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bu hamlelerin “merkezinde” yer alıyor.

Habere göre, Muhammed bin Selman (MBS), hem Trump hem de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın bağları olan “az sayıdaki küresel figür” arasında yer alıyor.

Bloomberg, birçok Arap liderin Washington ile ilişkilerini giderek daha karmaşık bir hale getirirken, Suudi Veliaht Prens’in küresel güçleri birbirine bağlayan önemli bir figür olmaya devam ettiğini iddia etti.

Bloomberg’e göre, Petrol zengini krallığın fiili yöneticisi olarak bilinen MBS, Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yakın ilişki içinde olan az sayıdaki “küresel güç aracısından” biri ve çoğu Arap devlet başkanı onu daha kararsız bir Washington'la mücadele etmek için “kritik önemde” görüyor. Ayrıca, bu durumun Riyad'ı Ukrayna konulu bir Trump-Putin zirvesi için en olası yer olarak konumlandırırken, Prens Muhammed'i de Trump'ın savaşın harap ettiği Gazze'ye yönelik tartışmalı önerilerine verilecek bölgesel tepkinin “merkezine” yerleştirdiği iddia edildi.

ABD Başkanı'nın tercih ettiği bölgesel muhatap olmak MBS'nin yerel ve küresel statüsünü yükseltirken, bölgesel istikrarın yabancı yatırımı tetikleyeceği ve krallığın iddialı ekonomik planlarını gerçekleştirmeye yardımcı olacağı yönündeki uzun süredir devam eden Suudi inancını da tamamladığı bildirildi.

Prens Muhammed'in düşünceleri hakkında bilgi sahibi olan iki kişiye göre, Trump'ın yıkıcı yaklaşımı Orta Doğu ve diğer yerlerdeki çatışmaları çözmek için “gerekli” olan şey olabilir.

Atlantik Konseyi Scowcroft Orta Doğu Güvenlik Girişimi Direktörü Jonathan Panikoff “Trump-Putin görüşmesi MBS'nin küresel sahnedeki itibarını arttırması için bir fırsat olabilir” dedi. “Riyad ayrıca bu çabaya destek vererek Gazze'yle ilgili tercih ve hedeflerinin önünü açmayı umuyor olabilir.” diye ekledi.

Trump çarşamba günü yaptığı açıklamada, “muhtemelen” Putin ile “çok da uzak olmayan bir gelecekte” Suudi Arabistan'da bir araya geleceğini söyledi.

Habere göre, Suudi toplantısı eğer gerçekleşirse, Riyad'ın uluslararası zirveleri düzenleyen bir ülke olarak, geliştirmeye çalıştığı imajı güçlendirecek. Ayrıca Krallığın, İsrail-Filistin çatışmasına iki devletli çözüm, Suriye'nin geleceği ve Sudan'daki savaşın sona erdirilmesi konularında üst düzey görüşmelerin yapıldığı bir yer olduğuna dikkat çekiliyor.

Chatham House'un Orta Doğu ve Kuzey Afrika programında yardımcı araştırmacı olan Lina Khatib şöyle dedi: “Trump'ın ev sahibi olarak Suudi Arabistan'ı seçmesi, krallığın dünya sahnesindeki rolünü güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu, Riyad'ın dış ilişkilere yönelik, krallığın diplomatik ilişkilerinin çeşitlendirilmesine dayanan yaklaşımını doğruluyor.”

Bloomberg’e göre, ABD ve Rusya başkanlarını ağırlamak nispeten kolay görünse de Trump'ın Gazze planına yanıt vermek daha karmaşık olabilir.

Trump'ın planına göre, ABD, İsrail’in saldırıları sonrası harap olan Gazzelileri tehcir edip oranın mülkiyetini alacak. Eleştirmenler bu planın etnik temizlik anlamına geldiğini söylüyor.

Suudi yetkililerin, Arap meslektaşlarıyla birlikte, Mısır ve Ürdün'deki istikrarsızlığın bölge için daha geniş yansımaları olabileceğinden korkarak potansiyel mülteci krizinden derin endişe duydukları belirtildi.

Arap dünyasının her iki ülkede de ekonomik ya da siyasi çöküşü kaldıramayacağı, zira Trump'ın yardımı kesmeye karar vermesi halinde Suudi Arabistan ve diğerlerinin mali yardımla devreye girmek zorunda kalabileceğini düşündükleri belirtildi.

Bu zorluklara rağmen Suudi Arabistan, Bin Selman'ın Trump'la ilk başkanlığı sırasında geliştirdiği ve 2020 seçimlerini kaybetmesinden sonra da sürdürdüğü güçlü ilişkisinden yararlanarak bu tür senaryoları engellemeyi umduğu bildirildi.

Yine de bir Körfez yetkilisine göre, MBS'nin bir uzlaşma bulma kabiliyeti kesin olmaktan uzak ve bölge ülkeleri kendi içlerinde daha acil mali öncelikler nedeniyle Ürdün ve Mısır'a fon sağlamaya açık olmayabilir.

Bloomberg, Mısır'ın Gazze için “alternatif bir plan” üzerinde çalıştığını ve bu planın 20 Şubat'ta Riyad'da düzenlenecek beş ülkenin katılacağı bir zirvede ele alınacağını duyurdu. Arap kaynaklarına göre, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi ve Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın konuyu görüşmek üzere Bin Selman ile bir araya gelmesi bekleniyor.

Bloomberg, Suudi veliaht prens için bu gelişmelerin, savunma, teknoloji ve nükleer enerji anlaşmalarında ABD işbirliğini güvence altına almayı içeren daha geniş gündemiyle uyumlu olduğunu ileri sürdü. Ayrıca, Washington’un, Riyad'ın işgalci İsrail ile ilişkileri “normalleştirmeyi” kabul etmesi koşuluyla bu girişimleri desteklemeye istekli göründüğü belirtildi.

Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nden Anna Borshchevskaya, “Trump'ın yaklaşımı Suudi Arabistan'ın bölgesel hırslarına verdiği desteğin altını çiziyor,” dedi. “İşlemsel tarzıyla bu ilişkiden faydalanmaya hazır görünüyor.” diye ekledi.