Lübnan Cumhurbaşkanı Jozef Aun, Şark el-Avsat gazetesine verdiği mülakatta, Hizbullah'ın 1701 sayılı kararın uygulanmasında tam işbirliği gösterdiğini belirterek örgüte övgüde bulundu. Aun, İran ile denk, ABD ile ise zorunlu bir ilişki kurulması gerektiğini savundu.

YDH - Lübnan Cumhurbaşkanı Jozef Aun, Suudi Şark el-Avsat gazetesine verdiği mülakatta güneydeki durum, İran ve ABD ile ilişkiler ve ülkenin güvenlik stratejisi konularında önemli açıklamalarda bulundu.
Aun, Hizbullah'ın 1701 sayılı Birleşmiş Milletler kararının uygulanmasında tam işbirliği gösterdiğini söyledi.
Aun, "Güneyde herkes 1701 sayılı kararın uygulanmasına tam işbirliği gösteriyor," dedi.
Cumhurbaşkanı, kararın uygulanmasına başlandığını ve herkesin işbirliği yaptığını belirterek, "Daha sonra başka bir aşamaya geçeceğiz. Ancak belirli bir zaman veremem. Koşullar nasıl gelişirse biz hazırız. Acele değil, hızlı hareket etmek istiyoruz," ifadelerini kullandı.
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım'ın konuşmasını ve Direnişe Vefa Bloku Başkanı Muhammed Raad'ın açıklamalarını öven Aun, diyaloğa açıklık ve devletin diplomatik sorumluluğuna vurgu yapan bu tavırların "üzerine inşa edilecek önemli bir olumlu gelişme" olduğunu söyledi.
İran ile ilişkiler konusunda ise Aun, tüm ülkelerle "karşılıklı saygıya dayalı, denk ilişkiler" kurmayı hedeflediğini belirtti.
"Bir devletin siyasi bir grupla veya bir grup Lübnanlıyla ilişkisinden söz etmiyoruz," diyen Aun, "İran'ın dostluğu tüm Lübnanlılarla olmalı ve bunun tersi de geçerli," şeklinde konuştu.
ABD ile ilişkilerin ise "mecburi" olduğunu iddia eden Aun, "ABD'nin küresel arenadaki konumu belli. Bir süper güç, Güvenlik Konseyi üyesi ve Orta Doğu'da etkili bir devlet. Amerika ile iyi ilişkiler içinde olmak zorundayız," dedi.
Aun ayrıca, "Mali yardımların, eğitimlerin ve teçhizatın yüzde 90'ı Amerika'dan geliyor. Ordu komutanı olduğum zamanlarda sadece Amerika'dan yardım aldığım için eleştiriliyordum. Ben de onlara 'Lübnan ordusuna karşılıksız yardım etmek isteyen herhangi bir ülkeye kapımız açık' dedim. Çünkü ödeyecek paramız yok," ifadelerini kullandı.
Egemenlik kavramını "savaş ve barış kararının devletin elinde olması ve silahın sadece devletin tekelinde bulunması" olarak tanımlayan Aun, "Temel hedefe ulaşmak elbette koşullara bağlı. Ve kesinlikle ordunun tüm Lübnan topraklarına yayılmasıyla mümkün," değerlendirmesini yaptı.
Ulusal güvenlik stratejisinin amacının, "devletin temel amacını gerçekleştirmek için tüm güç unsurlarının kullanımına yönelik planlar oluşturmak" olduğunu belirten Aun, "Bu sadece askeri operasyonlar için değil, ekonomi, finans, medya ve askeri faaliyetleri de kapsıyor. Diğer ülkelerle ilişkiler kurmak veya devleti içerideki veya sınırlardaki herhangi bir çatışmanın etkilerinden korumak için," diye ekledi.
Aun, "Artık devletin dışında hiç kimsenin toprakları ve halkı koruma gibi ulusal bir görevi yerine getirmesine izin verilmiyor. Başka hiç kimsenin bu rolü oynamasına izin verilmiyor. Lübnan devletine bir saldırı olduğunda, karar devletindir ve ülkeyi savunmak için güç unsurlarını nasıl seferber edeceğine devlet karar verir," dedi.
Cumhurbaşkanı, devletin gerektiğinde ve gerekli gördüğünde halkından başkalarının yardımına başvurabileceğini, ancak bu kararın yine devlete ait olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu hedeflerin nasıl gerçekleştirileceği sorusuna Aun, "Siyaset koşulların ürünüdür ve koşullar kendini dayatır. Elbette bu bizim hedefimiz. Dün (perşembe) hükümet güvenoyu aldı ve bu hedeflere ulaşmak için çalışmaya başlayacağımızdan eminim," şeklinde yanıt verdi.