Yedioth Ahronoth gazetesi, İsrail ordusundaki ciddi personel açığına dikkat çekiyor. Gazeteye göre, Genelkurmay Başkanlığı ve yeni Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, siyasi seviyenin ilgisizliği nedeniyle daha da kötüleşen bu durumdan endişeli.
YDH - İsrail'in önde gelen gazetelerinden Yedioth Ahronoth, İsrail ordusunun ciddi bir personel sıkıntısıyla karşı karşıya olduğunu ve bu durumun siyasi yetkililerin ilgisizliği nedeniyle daha da kötüleştiğini yazdı.
Gazete, Genelkurmay Başkanlığı ve yeni Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in, bu konudaki endişelerini dile getirdiğini aktardı.
Yedioth Ahronoth'un haberine göre, 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 12 bin İsrail askeri ya öldürüldü ya da yaralandı.
Savaşın ardından 10 bin askerin orduya dönmediği belirtiliyor.
İsrail ordusundan üst düzey yetkililer, gazeteye yaptıkları açıklamada, önümüzdeki yıllarda askerlerin 17 gün orduda, 3-4 gün evde izinli olacak şekilde görev yapacağını, bunun da en iyi ihtimalle ayda bir kez kısa bir dinlenme anlamına geldiğini ifade etti.
Gazete, 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonunun ardından yapılan incelemelerde ortaya çıkan ihmallerden birinin, Genelkurmay'ın yaklaşık beş yıl önce hafta sonları asker sayısını yarıya indirme kararı olduğunu belirtti.
Güney Komutanlığı tarafından "hata" olarak nitelendirilen bu kararın, 7 Ekim'de ağır bir bedel ödenmesine neden olduğu, özellikle Nahal Oz üssü gibi az sayıda askerin bulunduğu yerlerde 53 askerin öldüğü kaydedildi.
Personel açığı yıllarca sürecek
İsrail ordusunun Harekat Dairesi, sınır bölgelerinde ve Batı Şeria'da "rutin savunma" için birliklerin konuşlandırılmasından sorumlu.
Daire, İsrail'in, Güney Lübnan'daki güvenlik kuşağı günlerinden bu yana görülmemiş bir personel açığıyla karşı karşıya kalacağını tahmin ediyor.
Bu durumun nedeninin İsrail'in politikaları olduğu ve bedelini İsrail halkının ödeyeceği belirtiliyor.
Ordu yetkilileri, Yedioth Ahronoth'a yaptıkları açıklamada, "Tükenmiş durumdaki yedek askerlerin işini kolaylaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz ama bedelini öncelikle düzenli askerler ödeyecek," ifadelerini kullanıyor.
İsrail ordusu, Lübnan toprakları içinde, Suriye'deki Şeyh Dağı'nda, Golan Tepeleri'nin Suriye tarafında ve Gazze sınırındaki tampon bölgede kurduğu yeni mevziler için binlerce askere ihtiyaç duyuyor. Buna ek olarak, Gazze Şeridi ve el-Celil Tümeni'nde 6 Ekim 2023'e kıyasla iki veya üç kat daha fazla daimi kuvvete ihtiyaç duyuluyor.
Gazete, kaynaklarına dayandırdığı haberinde, "Bu yeni gerçeklik, en iyimser senaryolarda bile önümüzdeki yıllarda değişmeyecek," diye yazdı.
'Daimi yıpranma'
İsrail ordusunda şu anda beş piyade tugayı ve Kfir Tugayı bulunuyor. En az bir mühendislik taburu kurulacak ve son on yılda dağıtılan zırhlı tugaylara bağlı keşif bölükleri yeniden oluşturulacak.
Yedioth Ahronoth'a göre, bu durum, ordunun binlerce yeni rütbeli askeri "yoktan var etmesi" gerektiği anlamına geliyor. Bu gerçekleşene kadar, mevcut askerler üzerindeki yük artacak.
Ordu, 40-60 yaş arasındaki eski askerlerden yeni yedek tugaylar oluşturmaya çalışıyor. Fakat, uygun teşviklere rağmen, bu boşluk henüz doldurulmuş değil.
Geçtiğimiz ay, siyasi yetkililer, "8 numaralı acil durum emri" ile yüz binlerce yedek askerin yeniden askere alınmasını onayladı.
Ancak, ordu genelinde pek çok yedek komutan, karar merciilerini yıpranma konusunda uyardı:
"Çağrılan askerlerin yüzde 50-70'i, kariyerlerine, ailelerine, akademik çalışmalarına ve işlerine zarar veren uzun süreli yıpranma yaşadıklarını bildiriyor. Her şeyi parayla, ikramiyeyle, tatil çekiyle veya masajla telafi etmek mümkün değil."
Öte yandan gazete, Siyonist rejimin siyasi zümresinin maliyetlerine ve risklerine bakmaksızın bu yöntemi benimsediğini vurguladı.
Orduda, daimi taburların Cenin kampı gibi boş mülteci kamplarında 7/24 tutulmasının etkinliği konusunda şüpheler olduğu ifade edildi.
Ordudaki kaynaklara göre, Haşmonaim Tugayı'nın çözüm olarak gösterilmesi doğru değil.
Haşmonaim'in yeni bir Haredi (ultra-Ortodoks Yahudiler) tugayı olarak yanıltıcı bir şekilde sunulduğu, oysa son aylarda askere alınan bir tümen olduğu ve ordunun içinde bulunduğu trajik durum için geçici bir çözüm bile olmadığı kaydedildi.
