Nazi benzetmesi, Fransız gazeteciyi görevden etti

img
Nazi benzetmesi, Fransız gazeteciyi görevden etti YDH

Fransa'nın Cezayir'de yaptığı zulmü, Nazi Almanyası'nın işgal altındaki Fransa'da yaptığı zulümle bir tutan ünlü Fransız gazeteci, tepkilerin ardından görevinden ayrıldı.




YDH- Cezayir'de sömürge dönemindeki Fransız operasyonlarını, işgal altındaki Fransa'da Nazi güçleri tarafından gerçekleştirilen İkinci Dünya Savaşı katliamıyla bir tutan ünlü bir Fransız gazeteci, tepkilerin ardından RTL'deki uzman yorumculuk görevinden ayrıldığını duyurdu.

Deneyimli bir muhabir ve yayıncı olan Jean-Michel Aphatie, işine geri dönmeyeceğini vurgularken, Şubat ayı sonunda radyo kanalında yaptığı ve Fransa'nın Cezayir'deki zulmünü Nazi Almanyası'nın işgal altındaki Fransa'da gerçekleştirdiği zulümle bir tuttuğu açıklamalarının arkasında olduğunu söyledi.

Gazeteci, bir hafta süreyle görevden uzaklaştırılmasının ardından yaptığı X paylaşımında kanala geri dönmeyeceğini bildirdi.

Aphatie 25 Şubat'ta canlı yayında şunları söylemişti: “Fransa'da her yıl Oradour-sur-Glane'de olanları, yani bütün bir köyün katledilmesini anıyoruz. Ama biz Cezayir'de bunlardan yüzlercesini gerçekleştirdik. Bunun farkında mıyız?”

Gazeteci, Normandiya'daki savaştan geri çekilen bir SS taburunun 10 Haziran 1944'te 642 kişiyi katlettiği Oradour-sur-Glane kasabasını kastediyordu.

Sunucunun “Biz, Naziler gibi mi davrandık?” sorusuna Aphatie, “Naziler bizim gibi davrandı” demişti.

Aphatie, X'te, yorumlarının bir “tartışma” yarattığını kabul etti, ancak Fransa'nın 1830-1962 yılları arasında Cezayir'i sömürgeleştirmesiyle ilgili tüm hikayeyi anlamanın büyük önem taşıdığını söyledi. Fransız gazeteci, tarih kitaplarında okuduklarından “dehşete düştüğünü” vurguladı.

Cezayir'de her yıl Fransa'ya Kuzey Afrika ülkesindeki sömürgeci geçmişini kabul etmesi ve özür dilemesi çağrısında bulunuluyor.

Cezayirliler Fransa'yı sömürge yönetimi sırasında yağma, işkence, cinayet ve nükleer denemeler yapmakla suçluyor.

Fransa, 5 Temmuz 1830'dan Cezayir'in bağımsızlığını ilan ettiği 5 Temmuz 1962'ye kadar 132 yıl boyunca Cezayir'i işgal altında tuttu.

Bağımsızlık mücadelesi 1,5 milyondan fazla Cezayirlinin hayatına mal olurken, yüz binlercesi de yaralandı, kayboldu ya da yerinden edildi.

Cezayirliler, Fransa'yı camilere ve dini okullara saldırarak kültürel kimliklerini silmeye çalışmakla suçluyor.

Fransa, 1836 yılında Cezayir'de ilk Katolik misyoner okulunu kurdu.

Ayrıca, sömürgecilerin Cezayir topraklarına el koymasına izin veren ayrımcı yasalar çıkarıldı.

Savaşçıların kafatasları

Fransız sömürge rejimi Cezayirlilerin şiddetli direnişiyle karşılaştı ve bu direniş acımasız bir misillemeyle karşılandı.

Fransa 1880-1881 yıllarında 37 direnişçinin kafataslarını aldı ve bu kafatasları şu anda Paris'teki “İnsanlık Müzesi”nde “muhafaza ediliyor.”

Cezayir 2020 yılında, Fransa'nın ülkeyi sömürge olarak işgali sırasında kafaları kesilen 24 direnişçinin kafataslarını ülkelerine iade etti.

Kafatasları, 2011 yılında Cezayirli tarihçi Ali Farid Belkadi tarafından Paris'te Eyfel Kulesi yakınlarında bulunan İnsanlık Müzesi'nde bulundu. Belkadi bu keşif üzerine Cezayirli yetkilileri bilgilendirdi ve kafataslarının iadesi için mücadele etmeye başladı.

Cezayir'in o dönemki Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika, yıllar süren lobi faaliyetlerinin ardından kafataslarının iadesini resmen talep etti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 2018 yılında talebi kabul etmiş, ancak bürokratik zorluklar süreci 2020 yılına kadar geciktirmişti.

8 Mayıs katliamı

8 Mayıs 1945'te binlerce Cezayirli, Müttefiklerin Nazi Almanyası'na karşı kazandığı zaferi kutlamak ve Fransa'dan bağımsızlık talep etmek için sokaklara döküldü. Ancak kutlamalar, Fransız güçlerinin protestoculara ateş açmasıyla şiddete dönüştü ve tahminen 45 bin kişinin ölümüyle sonuçlandı.

1,5 milyon can

Bağımsızlık mücadelesi sırasında 1,5 milyondan fazla Cezayirli katledildi. Diğer tahminlere göre, Fransız yönetimi sırasında ölenlerin sayısı 10 milyonu aşabilir.

2017 yılında, yerel bir STK olan Cezayir İnsan Hakları Savunma Birliği, Fransız sömürge yönetimi altındaki kurbanların sayısını 10 milyonun üzerinde olarak açıkladı.

Seine katliamı

17 Ekim 1961'de on binlerce Cezayirli Paris'te Fransız işgalini protesto etti. Fransız polisinin göstericilere ateş açması sonucu 345 kişinin öldüğü tahmin ediliyor.

Nükleer testler

Fransız yetkililere göre, Fransa 1960 ve 1966 yılları arasında Cezayir çölünde 17 nükleer deneme gerçekleştirdi. Ancak Cezayirli tarihçiler test sayısının 57 olduğuna inanmakta.

“Gerboise Bleue” kod adlı ilk test 13 Şubat 1960 tarihinde Cezayir'in güneybatısındaki Sahra Çölü'nde gerçekleştirilmişti.

Bu nükleer testlerin yaklaşık 42 bin Cezayirlinin ölümüne ve birçoğunun da radyasyon nedeniyle yaralanmasına neden olduğuna inanılmakta. Ayrıca, çevreye de büyük zarar vermişlerdi.

Fransız sömürge yetkilileri Cezayirli sivillere karşı taciz ve işkence eylemlerinde bulunmakla suçlanmakta. İşkence yöntemleri arasında elektrik şoku ve su kuyularının derme çatma hapishaneler olarak kullanılması yer almakta.

Cezayir'in ulusal arşivleri konusu iki ülke arasında tartışmalı bir konu olmaya devam etmekte. Cezayir binlerce kültürel eserin, kitabın ve haritanın iadesini talep etti ancak Fransa bu talebi reddetti.