El-Cezire televizyonunun Suriye'deki son katliamda sergilediği yayın politikası, kanalın fitne dolu çizgisini değiştirmediğini ve terörü desteklemeye devam ettiğini gösteriyor. Kanal, saldırıları meşru bir 'askeri operasyon' gibi göstererek, militanların işlediği vahşeti örtbas etmeye çalıştı.

YDH - Suriye sahillerinde yaşanan son katliam, Katar merkezli el-Cezire televizyonunun fitne dolu yayın çizgisini değiştirmediğini ve terörü desteklemeye devam ettiğini açıkça gösterdi.
Kanal, terörü "terörle mücadele" gibi göstermeye çalışıyor. Perşembe akşamı ve cuma sabahı olayların tırmanmasıyla birlikte, kanal tüm medya imkanlarını kullanarak Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimi unsurlarını meşru bir askeri harekat gibi sundu.
El-Cezire, Suriye'de 14 yıldır sürdürdüğü kışkırtma ve fitne yayınlarından vazgeçmedi.
Kanal, haber bültenleri ve uydurma raporlarla çatışmaları körüklemek için fırsat kolluyor ve Arap dünyasındaki büyük popülaritesini kullanarak destekçilerinin istediği imajı yaymaya çalışıyor.
Kanal, perşembe akşamı ve cuma sabahı olayların tırmanmasıyla birlikte, HTŞ'nin saldırılarını meşru bir askeri harekat gibi göstermek için tüm medya imkanlarını seferber etti.
Silahlı grupların Tartus ve Lazkiye vilayetlerine akın etmesi ve cuma günü başlattıkları saldırı, askeri olmaktan ziyade "intikam" amaçlıydı.
Banyas, Ceble ve Lazkiye kırsalına giren grupların çoğu yabancı paralı askerlerden oluşuyordu.
Katliamdan kurtulanların ifadelerine göre, "büyük bir kısmı Uygur ve Çeçenlerden, bazıları ise Mağrib ve Mısır gibi Kuzey Afrika ülkelerinden gelen Araplardan oluşuyordu."
Bu yabancılar, "Alevi" oldukları gerekçesiyle silahsız sivillere karşı en acımasız katliamları gerçekleştirdi, cesetlerini sokaklara ve evlerinin girişlerine yığdı, evlerini, dükkanlarını ve arabalarını yaktı.
HTŞ rejiminin bazı kontrolsüz unsurların cezayı hak eden ihlallerde bulunduğunu kabul etmesine rağmen, el-Cezire'nin Banyas'taki muhabiri, sivillerin bedenlerini delen kurşun seslerini "şu anda yaşananlar, askeri operasyonlar yönetimi tarafından aranan rejim kalıntılarının takip edilmesi" şeklinde yorumladı.
El-Cezire, Suriye'deki velaket savaşının ilk yıllarında da benzer bir rol oynamıştı. O dönemde, Suriye ordusunun elyemlerine odaklanıyor ve bunları abartıyordu. Gösterilere ateş açılmasından, Suriye ordusunun Halep ve İdlib kırsalındaki askeri operasyonlarına kadar her şeyi çarpıtıyordu.
Suriye'deki çatışmaların, dünya genelinde terör listelerinde yer alan radikal İslamcı örgütlere karşı olduğu tüm dünya tarafından bilinmesine rağmen, el-Cezire tüm yaşananları sivillere karşı yürütülen bir savaş gibi göstererek, dünya kamuoyunu kışkırtmaya, Suriyelilerin duygularıyla oynamaya ve vatanlarına olan bağlılıklarını istismar etmeye çalıştı.
Katar merkezli kanal, kıyı kentlerinin eteklerinden, özellikle de Tartus-Lazkiye uluslararası otoyolundan yaptığı yayınlarda, Banyas ve Ceble'deki mahallelere girmedi veya yabancı paralı askerlerin saldırılarına eşlik etmedi. Bunun nedeni, hiçbir kameranın mahallelere girerek masum insanlara karşı işlenen vahşeti gizleyemeyeceğini bilmeleriydi.
Ceble'den gelenlerin aktardığına göre, cesetler sokakları doldurmuş, evlerden, arabalardan ve kafelerden dumanlar yükseliyordu.
Banyas'tan bir kadının ifadesine göre, "televizyonlar, el-Cezire ve şu anda HTŞ'nin kontrolündeki Suriye devlet televizyonu da dahil olmak üzere, şehre pazar akşamı, yani imha çalışmaları bittikten sonra girdi. Sokaklar cesetlerden tamamen arınmıştı ve yanan mülklerden duman yükselmiyordu. Bu da olayın aslında hassas ve sınırlı bir askeri operasyon olduğu izlenimini veriyordu."