Trump'ın Umman'daki teklifi medyada söylenenden farklı

img
Trump'ın Umman'daki teklifi medyada söylenenden farklı YDH

Kayhan gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, Umman'da İran ile ABD arasında yürütülen dolaylı nükleer müzakerelerde Trump'ın elçisi Steve Witkoff tarafından sunulan teklifin medyada yer alanlardan farklı olduğunu, nükleer tesislerin sökülmesi gibi konuları içermediğini ve yalnızca İran'ın nükleer faaliyetlerinin sivil amaçlı kalmasına odaklandığını belirtti.




YDH - Kayhan gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, Umman'da gerçekleşen İran-ABD dolaylı müzakerelerine ilişkin yaptığı açıklamada, güvenilir kaynaklara dayandırdığı bilgilere göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın elçisi Steve Witkoff tarafından sunulan teklifin içeriğinin, medyada geniş yer bulan haberlerden ve bazı Amerikalı yetkililerin iddialarından bariz şekilde farklı olduğunu söyledi.

Şeriatmedari, Kayhan'a ulaşan ve "yüksek derecede güvenilir" olarak nitelendirdiği habere atıfta bulunarak, Trump'ın elçisi Witkoff'un Umman'ın başkenti Maskat'taki dolaylı müzakerelerin başlangıcında masaya koyduğu teklifin, medyadaki yoğun propaganda ve bazı ABD'li yetkililerin iddialarıyla tamamen farklı olduğunu belirtti.

'Witkoff'un taslağında nükleer tesislerin sökülmesi yok'

Şeriatmedari, Witkoff'un İranlı müzakereci, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'ye sunduğu iddia edilen taslakta, "bugünlerde yoğun propagandalarda dile getirilen konulardan hiçbir iz, işaret veya atıf bulunmadığını" ifade etti.

Şeriatmedari, metinde "nükleer tesislerin sökülmesi ve askeri harekat ihtimali gibi konuların görülmediğini" vurgulayarak, teklifte yalnızca İran'ın nükleer faaliyetlerinin silah dışı olduğundan emin olunması üzerinde durulduğunu aktardı.

Haberin Kayhan'a tamamen güvenilir bir kanaldan ulaştığını belirten Şeriatmedari, buna rağmen müzakerelerde göz ardı edilmemesi gereken kritik bir nokta olduğuna dikkat çekti.

Şeriatmedari, Arakçi'nin müzakerelerdeki rolüne değinerek, sorulacak bir sorunun ve Witkoff'un bu soruya vereceği yanıtın müzakerelerin kaderinde belirleyici olabileceğini kaydetti.

'KOEP çok taraflı bir anlaşma'

Şeriatmedari'ye göre, Arakçi'nin ilk adımda Witkoff'a sorması gereken soru şu olmalı: "Bir anlaşmaya varıldığı varsayılsa bile, Trump'ın bu olası anlaşmaya da Kapsamlı Ortak Eylem Planı'na (KOEP) davrandığı gibi davranmayacağının garantisi nedir?"

Şeriatmedari, KOEP'in çok taraflı bir anlaşma olduğunu hatırlatarak, "Amerika'nın da üyelerinden biri olduğu bir anlaşmaydı," dedi ve ekledi:

"Dikkat çekici nokta ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararıyla KOEP'i onaylamış ve güvence altına almış olmasıydı. Trump tüm anlaşmaları ve hatta BM Güvenlik Konseyi kararını hiçe sayıp KOEP'ten çekildiğinde (kendi deyimiyle KOEP'i yırttığında), mevcut dolaylı müzakerelerde bir anlaşmaya varılması hâlinde, bu olası anlaşmayı da görmezden gelip KOEP'in akıbetine uğratmayacağına dair ne gibi bir güven ve garanti olabilir?!"

'Arakçi zeki bir müzakereci'

Arakçi'yi "zeki bir müzakereci" olarak nitelendiren ve "haysiyetli bir duruşa" sahip olduğunu belirten Şeriatmedari, Arakçi'nin bu konuda İran Devrim Lideri Ayetullah Ali Hamenei'nin yol gösterici talimatını uygulamasının beklendiğini ifade etti.

Şeriatmedari, Hamenei'nin 10 Nisan 2021 tarihli şu sözlerini hatırlattı: "Tüm yaptırımları pratikte kaldırmalılar ki İran İslam Cumhuriyeti bunları doğrulayabilsin. Aslında, yaptırımların kağıt üzerinde, hatta resmi olarak kaldırılması bizim için önemli değil; yaptırımların kaldırılmasının pratikteki etkilerini görmek çok temel ve kilit öneme sahip."

Şeriatmedari ayrıca, "düşmanların, İslami İran'da İmam Hamenei adında bilge ve zeki bir 'süper rakip' ile karşı karşıya olduklarını iyi anladıklarını" belirtmenin "gurur verici" olduğunu söyledi.

Şeriatmedari'ye göre Hamenei, "onların yol haritasını biliyor ve devrimin hedeflerini örnek bir dirayet ve otoriteyle gerçekleştiriyor."

Bu değerlendirmenin, birkaç yıl önce USA Today gazetesinde yer alan ve Amerikan düşünce kuruluşu Heritage Foundation'a atıfta bulunan bir yazıdan alındığını belirten Şeriatmedari, makalede "süper rakip" (super opponent) teriminin kullanıldığını da sözlerine ekledi.

Öte yandan Şeriatmedari, Hamenei'nin doğrudan müzakereleri yasaklaması ve daha önce de defalarca yapıldığı gibi dolaylı müzakerelerin başlatılması yönündeki ısrarının, karşı tarafa net bir mesaj gönderdiğini savundu.

'ABD, yakın müttefiklerine yaptığını İran'a yapamıyor'

Bu mesajın, "İran tarafına, ABD'nin başkalarına —hatta yakın dostlarına ve müttefiklerine— yaptıklarını yapayacağı" yönünde olduğunu belirtti.

Şeriatmedari, Trump'ın ABD'nin en yakın müttefiki olan Avrupa Birliği'ne yönelik şu sözlerini örnek gösterdi: "Avrupa'ya ağır gümrük vergileri uyguladık. Şimdi müzakere masasına geldiler. Müzakere etmek istiyorlar, ancak bize yıllık olarak sadece şimdiki zaman için değil, geçmiş için de büyük bir meblağ ödemedikleri sürece müzakere olmayacak."

Şeriatmedari, Trump'ın Avrupa Birliği'ne (AB) yönelik bu yaklaşımının (Kanada, Meksika, Panama, Ukrayna vb. ile de benzer örnekleri olduğunu belirterek) "Trump'ın İran'a benzer şekilde davranma cesaretine ve yeteneğine sahip olmadığını açıkça gösterdiğini" dile getirdi.

Şeriatmedari, bunun "yapabileceği hâlde istememesinden değil, yapamamasından" kaynaklandığını da sözlerine ekledi.



Makaleler

Güncel