İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekai, ülkesinin nükleer programının tamamen barışçıl olduğunu ve uranyum zenginleştirmenin müzakere edilemez bir hak olduğunu vurguladı. Bekai ayrıca, Bağdat'taki Arap Birliği zirvesi bildirisinde Fars Körfezi'ndeki üç İran adasına ilişkin iddiaları reddetti ve İngiltere'de İran vatandaşlarının gözaltına alınmasını kınadı.
YDH - İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekai, ülkesinin nükleer programının tamamen barışçıl olduğunu ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin müzakere konusu yapılamayacağını kesin bir dille ifade etti.
Bekai ayrıca, Bağdat'ta düzenlenen Arap Birliği Liderler Zirvesi'nin sonuç bildirisinde Fars Körfezi'ndeki üç İran adasına ilişkin yer alan iddiaları da reddetti.
Sözcü, İngiltere'de İran vatandaşlarının gözaltına alınmasıyla ilgili olarak da İngiliz maslahatgüzarın bakanlığa çağrıldığını duyurdu.
Bekai, İran'ın nükleer programı hakkında yaptığı açıklamada, "Uranyum zenginleştirme, İran'ın nükleer sanayi döngüsünün doğal bir parçası olup hiçbir şekilde müzakere edilemez. Bu, İran'ın nükleer sanayisinin kesintisiz devamını garanti altına almak için bir teknoloji ve zorunluluktur. Bu, İran'ın yasal bir hakkıdır," ifadesini kullandı.
Tahran'ın "saklayacak bir şeyi olmadığı için" diplomatik yolu seçtiğini belirten Bekai, Tahran ile Washington arasında doğrudan herhangi bir müzakere olmadığını da sözlerine ekledi.
Yaptırımlar konusunda ise Bekai, her yeni yaptırım paketinin Washington'daki karar alıcıların güvenilirliğini zayıflattığını, zira bunların insanlığa karşı suç teşkil ettiğini ve Amerikan yönetiminin İran halkına yönelik düşmanlığını açıkça gösterdiğini savundu.
Bu nedenle Bekai, Washington'un diplomasi yolundaki ciddiyetine ilişkin iddialarına güvenilemeyeceğini ifade etti.
Arap zirvesi bildirisine kınama
İsmail Bekai, ayrı bir bağlamda, Tesnim haber ajansına göre, "Bağdat'ta düzenlenen Arap Liderler Zirvesi'nin sonuç bildirisinde Fars Körfezi'nde bulunan üç İran adasına ilişkin yer alan iddiaları" kabul edilemez olarak nitelendirerek reddetti.
Bekai, Büyük Tunb, Küçük Tunb ve Ebu Musa adalarının İran topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, İran'ın bu adalara ilişkin herhangi bir iddiayı, Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın temel ilkelerine, ulusal egemenliğe ve toprak bütünlüğüne saygıyı öngören uluslararası hukuka ve iyi komşuluk ilkesine aykırı gördüğünü belirtti.
Sözcü, Arap Birliği'ne, temelsiz iddiaları tekrarlamak yerine, tutumlarını oluştururken sabit tarihi ve coğrafi gerçekleri dikkate alması tavsiyesinde bulunarak, bölge ülkeleri arasında anlayış ve ilişkilerin güçlendirilmesine odaklanma çağrısı yaptı.
