Kahire, Suriye’nin askersizleştirilerek rejimin meşrulaştırılması, Filistin’deki bölünmenin derinleştirilmesinin Arap ulusal güvenliğini zayıflatacağını öngörürken, İsrail’le doğrudan bir karşı karşıya gelme riskiyle baş başa bırakılacağı görüşünde.
YDH- El-Ahbar’ın haberine göre, Kahire ile Körfez başkentleri arasında belirginleşen görüş ayrılığı, özellikle Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden zorla göç ettirilmesine yönelik tutumda kendini gösteriyor.
Özellikle işgal altındaki Filistin topraklarına yönelik politikalar konusunda yaşanan ayrışma, taraflar arasındaki diplomatik ve ekonomik ilişkilerde kırılmalara yol açtı.
Kahire’nin Körfez’e ekonomik bağımlılığı restleşmeyi önlerken, Sisi’nin Suudi Arabistan ve BAE ile gerilen ilişkileri sonucu Körfez’in Mısır’a yardımları durdurması ve projeleri askıya alması dikkat çekti.
Sisi ve Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın Körfez-ABD Zirvesi’ne katılımı için yapılan hazırlıkların açıklama yapılmaksızın iptal edilmesi, bu gerilimin somut bir yansıması olurken Mısır medyası ise gelişmeyi önemsiz gösterme çabasına girdi.
Trump’ın danışmanı Mossad Bulos’un Kahire ziyaretinde Sisi ve Mısır istihbarat başkanıyla yapılan görüşme Gazze konusunda sonuçsuz kalırken, müzakere sürecinin Doha’ya kayması ve İsrailli yetkililerin Mısır’dan uzak durması dikkat çekti.
Sisi Zirve'de yalnız kaldı
Bağdat’ta önceki gün düzenlenen Arap Zirvesi’ne düşük düzeyli katılım olmasına rağmen, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi zirveye bizzat katılarak ülkesinin heyetine başkanlık etti.
Sisi’nin zirveye katılımı, Körfez ülkeleriyle derinleşen görüş ayrılıklarını ortaya koyarken, Mısır’ın bölgesel destek arayışları Cezayir’den de karşılık bulmadı.
Dışişleri Bakanı’nın birkaç hafta önce gerçekleştirdiği temaslar, Körfez ülkeleri lehine yaşanan dışlanma şikayetlerine rağmen karşılık bulmadı.
Mısır yönetimi, Körfez ülkeleri ile ABD arasındaki yakınlaşmayı yalnızca Filistin meselesi bağlamında değil, daha geniş bir güvenlik perspektifinde de tehdit olarak değerlendiriyor.
Kahire, bu sürecin Suriye’nin askersizleştirilerek rejimin meşrulaştırılması, Filistin’deki bölünmenin derinleştirilmesi gibi adımlarla Arap ulusal güvenliğini zayıflatacağını öngörürken, İsrail’le doğrudan bir karşı karşıya gelme riskiyle baş başa bırakılacağı görüşünde.
