İran istihbarat servisi, İsrail rejiminin nükleer projelerine dair de olmak üzere binlerce stratejik ve hassas belgeyi ele geçirdiğini açıklarken, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekai, Avrupa ülkelerinin çifte standartlarını ifşa ederek uluslararası toplumun nükleer silahların kontrolü ve bölgesel güvenlik konusunda gerçekçi ve tutarlı politikalar üretmesi gerektiğine işaret ediyor.

YDH- İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekai, elde edilen belgelerin Avrupa ülkelerinin İsrail rejiminin askeri nükleer programındaki rolünü daha da aydınlatacağını belirtti.
Rusya Today’in, İran’ın Siyonist rejimin nükleer faaliyetlerine dair büyük çaplı güvenlik bilgilerine erişimi ve bunun rejime yönelik tutumlarına etkisiyle ilgili sorusunu yanıtlayan Bekai, istihbarat teşkilatlarının bilgi miktarı ve içeriği hakkında açıklamalarda bulunduğunu ve bu tür bilgilerin gelmeye devam edeceğini ifade etti:
“Elde edilen bilgiler, rejime bakış açımızı değiştirmeyecek. Bu rejimi, bölgedeki varlığından bu yana yalnızca savaş ve saldırganlık amacı güden, iki ülkenin topraklarını işgal etmiş bir işgalci olarak tanımlıyoruz. Rejim, Lübnan ve Suriye’ye defalarca saldırmış; şu anda ise Gazze’de kapsamlı bir soykırım uygulamaktadır. Uluslararası, ahlaki, insani ve dini hukuk açısından bu rejime yönelik tutumumuz nettir.”
Bekai, Batılı ülkelerin nükleer silahların yayılmasını önlemek gibi evrensel bir normu ve sözleşmeleri sık sık vurgulamalarına rağmen, bazı Avrupa devletlerinin İsrail’in nükleer kapasitesini doğrudan veya dolaylı şekilde desteklemesinin İslam Cumhuriyeti açısından uzun süredir bilinen ve kabul edilen bir gerçek olduğunu belirtti:
‘’Bizim için zaten açık olan; ancak bu belgelerle diğer taraflar için de daha net hale gelecek olan önemli bir gerçek ise, bazı Avrupa ülkelerinin Siyonist rejimin askeri nükleer programına aktif biçimde dahil olmasıdır. Nükleer silahların yayılmasını önlemekten bahseden ülkelerin, aynı zamanda bu rejimin askeri nükleer kapasitesini donatma ve güçlendirme süreçlerinde yer alması, ciddi bir çelişki teşkil etmektedir.”