Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Suudi Veliaht Prensi Selman’a gönderdiği mektupta, Hamas’ın Gazze'deki yönetimi bırakmasını, silahlarını teslim etmesini ve tüm esirleri serbest bırakmasını istedi.

YDH- New York Times'da yayınlanan habere göre, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Hamas’a “silahlarını teslim etmesi, tüm esirleri derhal serbest bırakması ve Gazze’deki yönetimini sona erdirmesi” çağrısında bulundu. Açıklama, Fransa Cumhurbaşkanlığı’nın salı günü Abbas’tan aldığı bir mektuba dayandırıldı.
Abbas’ın mektubu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a hitaben yazıldı. İki lider, gelecek hafta New York’ta düzenlenecek ve bir Filistin devletinin kurulma olasılığını değerlendirecek olan BM konferansına eş başkanlık edecek. Macron, Fransa’nın Filistin’i tanıması için “Hamas’ın silahsızlanmasını” da içeren bir dizi “ön şart” belirlemişti.
Elysee Sarayı’nın açıklamasına göre, Abbas mektubunda, “Hamas artık Gazze’yi yönetmeyecek, silahlarını ve askeri kapasitesini Filistin güvenlik güçlerine teslim etmelidir” ifadelerini kullandı.
Abbas, Hamas’ın sahadan çıkarılmasının Arap ve uluslararası destekle Filistin güvenlik güçlerince denetleneceğini belirtti.
Mektupta ayrıca, “Hamas tüm esirleri derhal serbest bırakmalıdır” denildi; bu çağrı Abbas tarafından daha önce de yapılmıştı.
New York Times'a göre, Batı Şeria’yı yöneten Abbas’ın Filistin Yönetimi ile Gazze’deki Hamas arasında uzun süredir süren “derin bir siyasi bölünme” mevcut.
Abbas, 7 Ekim’de gerçekleştirilen Aksa Tufanı Operasyonu’nu “en sert” ifadelerle kınayarak “kabul edilemez ve iğrenç” olarak nitelendirdi. Saldırının ardından yaptığı ilk açıklamalarda daha temkinli davranmış, “her iki tarafın da sivillere zarar vermesini reddediyorum” demişti. Ancak son dönemde söylemlerini “sertleştirdi.”
Macron’un Filistin devletinin tanınması için öne sürdüğü bir diğer şart olan “reform” konusunda da Abbas, yozlaşmış ve etkisiz olarak görülen Filistin Yönetimi'ni yeniden yapılandırma taahhüdünde bulundu. Ayrıca, bir yıl içinde uluslararası gözetimde genel ve başkanlık seçimleri yapılacağını duyurdu.
Ancak Abbas, geçmişte benzer vaatlerde bulunmasına rağmen bunu gerçekleştirmemişti. Gerekçe olarak Kudüs’te oy kullanma sorunlarını öne sürmüştü. Filistin’de son başkanlık seçimi yaklaşık 30 yıl önce yapılmıştı.
New York Times, İsrail’in, Fransa’nın Filistin’i tanımasına şiddetle karşı çıktığını ve önümüzdeki hafta New York’ta yapılacak BM konferansını küçümsediğini belirtti. ABD gibi İsrail de konferansa katılıp katılmayacağına dair açıklama yapmadı.
Son haftalarda Netanyahu ile Macron arasında “diplomatik gerilim” artarken, İsrail Fransa’yı “Yahudi devletine karşı haçlı seferi yürütmekle” suçladı.
New York Times’a göre, İspanya ve İrlanda gibi bazı Avrupa ülkeleri Filistin’i tanımış olsa da Fransa’nın konumu daha etkili; zira Fransa, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi, AB’deki tek nükleer güç ve Batı Avrupa’daki en büyük Yahudi topluluğuna ev sahipliği yapıyor. 2012’de BM’de Filistin’e gözlemci üye statüsü verilmesi lehine oy kullanmış, ancak tam tanımadan kaçınmıştı.
Fransa Cumhurbaşkanlığı, Abbas’ın mektubunu “iki devletli çözüme yönelik somut ve benzeri görülmemiş taahhütler” olarak değerlendirdiğini belirtti.
New York Times, Aksa Tufanı öncesinde yıllardır rafa kaldırılmış olan “iki devletli çözüm” tartışmalarının, Gazze’nin yıkımıyla, Batı Şeria’daki yerleşimci artışıyla ve İsrail-Filistin arasındaki güvensizliğin derinleşmesiyle yeniden gündeme geldiğini ileri sürdü.
Gazete, iç politikada tıkanmış olan Macron’un, İsrail-Filistin “barışını” dış politikada temel hedeflerinden biri haline getirdiğini iddia etti.
Abbas, “askeri bir devlet” kurma niyetinde olmadığını ve BM Güvenlik Konseyi’nin yetkilendirmesiyle “Arap ve uluslararası güçlerin bölgede istikrar sağlamak amacıyla konuşlandırılmasını” kabul ettiğini belirtti. Ayrıca, belirli bir takvime bağlı olarak işgalin sona erdirilmesini ve tüm nihai statü konularının çözülmesini öngören bir “barış anlaşmasına” hazır olduğunu söyledi.
İsrail’in ise Gazze’nin Filistin Yönetimi tarafından kontrol edilmesine karşı çıktığı, ancak herhangi bir alternatif de sunmadığı kaydedildi.
Fransa’nın, Washington’ın geçmiş girişimlerinden “farklı” bir diplomasi izlemeye çalıştığını söyleyen New York Times’a göre, Macron’un Filistin devletini tanıyıp tanımayacağı belirsizliğini koruyor; “danışmanlarının baskısı” altında kalan liderin, tanımanın barış için tek yol olduğunu savunanlar ile bunun “terörü” ödüllendirmek anlamına geleceğini savunanlar arasında karar vermesi gerekiyor.