Yemen Silahlı Kuvvetleri, ABD’nin İran’a İsrail’le birlikte yapacağı herhangi bir askeri müdahaleye karşılık olarak, Kızıldeniz’deki Amerikan deniz unsurlarını hedef alacaklarını açıkça ilan etti.
YDH- Yemen Silahlı Kuvvetleri, Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’a yönelik olası bir askeri müdahalesi durumunda, Kızıldeniz’deki Amerikan savaş gemilerinin doğrudan hedef alınacağı uyarısında bulundu.
Açıklamada, Washington’un Tel Aviv’e verdiği destek çerçevesinde İran’a yapılacak herhangi bir saldırının, yalnızca İran’a değil, bölgenin özgürlüğü ve bağımsızlığına da yönelmiş bir tehdit olarak kabul edileceği belirtildi.
Yemen ordusunun açıklamasında, “İsrail düşmanını destekleyen herhangi bir Amerikan saldırısı ya da askeri müdahalesi, milletimizin özgürlüğünü, bağımsızlığını ve onurunu gasp etme; vatanlarımızı işgal etme ve doğal zenginliklerimizi yağmalama girişimi anlamına gelir. Bu asla kabul edilemez,” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca, İsrail’in Tahran’a yönelik saldırganlığı, “bölgenin tamamını kontrol altına alma hedefi taşıyan geniş kapsamlı bir projenin parçası” olarak tanımlandı.
Bu bağlamda, İran İslam Cumhuriyeti’nin “Siyonist-Amerikan planlarının önündeki en büyük engel” olduğu vurgulandı.
Ordu, Gazze, Lübnan, Suriye ve saldırıya uğrayan diğer Arap ve İslam ülkelerine yönelik “Siyonist saldırganlığı” kararlılıkla reddetmeye devam ettiklerini belirterek, İran’a karşı yürütülen düşmanca girişimlerin, Filistin halkına karşı işlenen suçlar, soykırım ve bölge halklarına yönelik saldırıların bir devamı olduğunu dile getirdi.
Açıklamada, Yemenli birliklerin bölgedeki tüm hareketliliği yakından izlediği, ülkeye yönelik herhangi bir tehdit karşısında meşru müdafaa kapsamında gerekli adımların atılacağı ifade edildi.
Yemen Silahlı Kuvvetleri açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Sadık liderliği ve mücahit ordusuyla Yemen, Siyonist saldırılara maruz kalan ya da bu saldırganlığa karşı direnişi veya Filistinli mücahitleri destekleme kararı alan her Arap ve İslam ülkesinin yanında durmaya devam edecektir.”
Şeyh Naim Kasım: İran’dan tarafız
İsrail-Amerikan saldırganlığını “küresel bir zorbalık” olarak niteleyen Hizbullah Genel Sekreteri, İran’ın Direniş Ekseni'ndeki rolüne ve Filistin davasına verdiği desteğe dikkat çekti.
Şeyh Naim Kasım, ''Tarafsız değiliz ve bu nedenle İran'ın, liderlerinin ve halkının yanında olduğumuzu ifade ediyoruz ve bu acımasız İsrail-Amerikan saldırganlığı karşısında uygun gördüğümüz şekilde hareket edeceğiz.'' dedi.
Iraklı direniş grubundan ABD'ye tehdit
Irak'ta faaliyet gösteren Hizbullah Tugayları, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) İran ile yaşanacak bir çatışmaya müdahale etmesi durumunda Hürmüz ve Babülmendeb boğazlarını kapatma tehdidinde bulundu. Grup ayrıca, Orta Doğu semalarındaki ABD uçaklarına yönelik üstü kapalı bir uyarıda da bulundu.
Şafak News haber portalının aktardığına göre, Hizbullah Tugayları Sözcüsü Ebu Ali el-Askeri, konuya ilişkin net ifadeler kullandı.
Askeri, "Eğer ABD bu savaşa müdahale ederse, Hürmüz Boğazı ve Babülmendep Boğazı'nın kapatılacağını ve Kızıldeniz'deki tüm petrol limanlarının faaliyetlerini durduracağını teyit ederiz," dedi.
Filistin İslami Cihad: İran'ın sözlüğünde 'boyun eğmek' yok
Filistin İslami Cihad Hareketi’nin askeri kanadı Kudüs Tugayları, İran'ın İsrail’e karşı yürüttüğü Gerçek Vaat 3 Operasyonu’na tam destek vererek, bu süreci Siyonist projeye karşı verilen mücadelede stratejik bir kırılma noktası olarak tanımladı.
İran ordusu ve Devrim Muhafızları’nın sergilediği kararlı duruşun altını çizen Kudüs Tugayları, bu direnişin “düşmana ağır dersler verdiğini ve onları hayal kırıklığına uğramış ve mağlup şekilde geri çekilmeye zorladığını” belirtti.
Açıklamada ayrıca, İranlı komutanların ve bilim insanlarının şehadetinin İslam Cumhuriyeti’nin iradesini zayıflatmak yerine daha da pekiştirdiği ifade edilerek, “teslimiyetin ya da boyun eğmenin İran’ın sözlüğünde yer almadığı” vurgulandı.
ABD ve NATO, İsrail savunmasında kritik açıktan kurtulamıyor
ABD ve Batılı ülkeler, İran saldırıları karşısında İsrail’e hava savunma sistemlerinden hassas mühimmata, siber güvenlikten istihbarata kadar çok boyutlu ve yoğun bir askeri destek sağlıyor. Tüm bu gelişmiş savunma sistemlerine, Amerikan askerî ve siber desteğine, milyarlarca dolarlık yardım paketlerine rağmen İran, İsrail’i yoğun ve kesintisiz şekilde vurmayı sürdürüyor.
Hatta, İran’ın füze saldırıları ve siber operasyonları İsrail’deki savunma hatlarını zorluyor.
Haziran 2025 itibarıyla, Demir Kubbe sisteminde önleyici füze kıtlığı yaşanıyor ve kullanımı karneye bağlandı.
Patriot ve Arrow sistemlerinin bir kısmı bakım ve yenileme sürecinde, bu da saldırı yoğunluğuna karşı savunma kapasitesini zayıflatıyor.
İran, yalnızca füze bombardımanı ile sınırlı kalmayıp, hacklenen güvenlik kameraları ve sosyal medya içerikleriyle hedef isabet oranını artıran sofistike siber istihbarat yöntemleri kullanıyor.
Ayrıca psikolojik savaş kapsamında, sahte mesajlar, alarm sistemlerine sızmalar ve sosyal medya manipülasyonlarıyla yerleşimci toplumunun yaşamında kaos yaratmayı hedefliyor.
İsrail’e yönelik ABD ve Batılı müttefiklerin sağladığı kapsamlı askeri ve siber destekler, İran’ın giderek daha karmaşık ve çok boyutlu saldırı stratejileri karşısında çaresiz kalıyor.
İsrail savunma sistemlerinde yıpranma tırmanışa geçerken tüm bunlar İran'ın sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve siber bir cephede de işgal varlığını yıpratmayı sürdüğünü ortaya koyuyor.
