İran’da yas, öfke ve birlik

YDH- İran, İslam Cumhuriyeti’ne yönelik İsrail ve ABD tarafından gerçekleştirilen 12 günlük saldırılarda hayatını kaybedenler için başkent Tahran’da büyük bir cenaze töreni düzenledi.

Törene, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pizişkiyan, Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani, Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf ve Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra, eski Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Muhammed Cevad Zarif ve diğer üst düzey hükümet yetkilileri ile askeri komutanlar da katıldı.

Bahreyn, Irak ve diğer Arap ülkelerinden gelen resmi heyetler de İslam Cumhuriyeti’yle dayanışma göstermek amacıyla törende yer aldı.

İran Devrim Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei'nin üst düzey danışmanı Ali Şemhani de Tahran’daki bu büyük cenaze töreninde yer aldı. İsrail işgali, savaşın ilk günlerinde Şemhani’yi suikastla öldürdüğünü iddia etmişti; ancak bu girişim başarısız oldu ve Şemhani saldırıda yaralandı.

İsrail saldırılarında hayatını kaybeden nükleer bilim insanları, askeri komutanlar ve siviller için düzenlenen tören, Cumartesi sabahı yerel saatle 08:00’de İnkılap Meydanı'nda başladı ve Tahran'ın devasa şehir yapısında yaklaşık 11 kilometre uzaklıktaki Azadi Meydanı’na kadar devam etti.

Büyük bir kalabalık törene katıldı; tabutları sloganlar ve pankartlarla taşıdı

Sabahın erken saatlerinden itibaren kadın, erkek, genç demeden binlerce kişi sokaklara akın etti; yas ve direniş duygusu onları birleştirdi. Başkentte yankılanan sloganlar arasında şunlar vardı: “Kahrolsun Amerika… Kahrolsun İsrail”, “Unutmayacağız, affetmeyeceğiz” ve “Emrindeyiz Hamenei.” Katılımcılar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi’nin yargılanması çağrısında bulunarak ajansın da hesap vermesi gerektiğini belirttiler.

Bu pankartlardan birinde, İran’ın saldırılara misilleme olarak İsrail’e attığı füzelerle ilgili olarak, “Boom boom Tel Aviv” yazıyordu.

Devrim Muhafızları Ordusu’nun Tahran komutanı Tuğgeneral Hasan Hasanzade, bu cenaze töreninin, süren “Gerçek Vaat 3” operasyonunun bir parçası olduğunu söyledi. Hasanzade, İnkılap Meydanı’ndan Azadi Meydanı’na yapılan yürüyüşün, İran’ın dış tehditler karşısındaki kararlılığının ve birliğinin simgesi olduğunu belirtti.

Hasanzade ayrıca, cenaze törenine toplumun tüm kesimlerinden katılım olmasının önemine dikkat çekerek, “Onların şehadeti sadece bir kayıp değil; bir ulusu ilhamla harekete geçiren fedakârlık ışığıdır” dedi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsünden duygusal mesaj

Törene katılan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bakıi, X (eski Twitter) platformunda yaptığı paylaşımda hayatlarını kaybedenleri şu ifadelerle andı:

“Bugün İran’ın onurlu halkı, ağır bir hüzünle ama dimdik ve güçlü bir şekilde, bu toprağın en temiz ve en vatansever evlatlarını, yani komutanlarını, seçkinlerini, sporcularını, kadınlarını ve çocuklarını omuzlarında taşıyor. Saldırgan Siyonist rejim tarafından dayatılan bu savaşta şehit olan bu kahramanları tarif edilemez bir saygıyla vatan toprağına emanet ediyorlar. Her biri, gelecekte yeni kahramanların yetişeceği bir tohum gibi toprağa düşüyor.”

İran İslami Şura Meclisi üyesi Hamid Resai, liderlerin ve âlimlerin öldürülmesinin kalkınmanın önünde bir engel teşkil etmediğini belirtti.

Cenaze töreni sırasında açıklamalarda bulunan Resai, “Bugün milyonları bulan katılım, İran devriminin tüm halka ait olduğunu ispatlamıştır” dedi.

Şura Konseyi üyesi, halkın her ülkenin arkasındaki en büyük güç olduğunu vurgulayarak, “Ve bizim halkımız tehditlerden korkmaz, düşmanlarının oyunlarına boyun eğmez.” diye ekledi.

Tören sırasında, hayatlarını kaybeden komutanların üniformalı fotoğraflarının yer aldığı, İran bayrağına sarılı tabutlar başkent Tahran’daki simgesel İnkılap Meydanı’nda sergilendi.

Tahran İslami Tebliğ Koordinasyon Konseyi Başkanı Muhsin Mahmudi, bugünü “İslami İran ve devrim için tarihi bir gün” olarak nitelendirdi.

Hayatlarını kaybedenler arasında, İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei’den sonra silahlı kuvvetlerde ikinci en üst düzey isim olan General Muhammed Bakıri de bulunuyor. Bakıri, Tahran’daki bir İsrail saldırısında eşi ve yerel bir medya kuruluşunda gazeteci olan kızıyla birlikte hayatını kaybetti; üçü birlikte defnedilecek.

Saldırılarda hayatını kaybeden bir diğer önemli isim, nükleer bilim insanı Muhammed Mehdi Tehrançi. Tehrançi de eşiyle birlikte toprağa verilecek.

İslam Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Başkomutanı General Hüseyin Selami de saldırının ilk gününde hayatını kaybetmişti. Törenin ardından defnedilecek olan Selami için de özel anma düzenlendi. Tören, en az 30 diğer üst düzey komutanı da onurlandırdı.

İran bayrağına sarılı tabutlar arasında en küçükleri, ulusun yüreğine en çok dokunanlardı.

Titreyen ellerle taşınan çocuklara ait minik tabutlar, İsrail’in İran’a yönelik savaşının acımasızlığını ve masum canların kaybını simgeliyordu. Sessizce ağlayan annelerin feryatları, yalnızca halkın hep birlikte yükselttiği gür sloganlarla bastırılabildi. Babalar çocuklarının fotoğraflarına sarılırken, halk çiçeklerle süslenmiş tabutlara dokunarak ortak bir yas içinde birleşti.

Saldırılarda 600’den fazla sivil hayatını kaybetti

İranlı yetkililer, İsrail ve ABD tarafından düzenlenen saldırılarda çoğu sivil olmak üzere 600’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Tören, Muharrem ayının ikinci gününe denk geldi

Tören, Hz. Peygamber’in torunu İmam Hüseyin’in ve onunla birlikte 72 yoldaşının Kerbela’da şehit edilmesini anmak için yas ve matemle anıldığı Muharrem’in ikinci gününe denk geldi.

Sözcü Bakıi, bu bağlamda şu ifadeleri kullandı:

“İranlılar, İmam Hüseyin’in milleti olduklarını kanıtladılar; hak ile batılın savaşında, inançlarına, direnişlerine ve ulusal birliklerine dayanarak her türlü kötülüğü aşabilecek bir millete dönüştüler.”