İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD’nin Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndan tek taraflı çekilerek müzakere sürecini sekteye uğrattığını hatırlatarak, Avrupa’nın yapıcı bir rol oynayabilmesi için baskı ve tehdit politikalarını terk etmesi gerektiğini vurguladı.
YDH- İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, X platformundaki paylaşımında Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi ve E3 ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla yaptığı video konferans görüşmesine atıfla, yeni bir nükleer müzakere turunun ancak karşı tarafın adil, dengeli ve karşılıklı faydaya dayalı bir anlaşmaya hazır olması ve çağdışı baskı ile tehdit politikalarını terk etmesi halinde mümkün olabileceğini vurguladı.
Arakçi, görüşmede 2015’te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) ABD’nin tek taraflı çekilmesiyle sekteye uğradığını hatırlatarak, “Bu masadan kalkan İran değil, Washington’du” dedi. Haziran 2025’te müzakereleri askıya alarak askeri seçeneği devreye sokan tarafın da ABD olduğunu belirtti.
İran Dışişleri Bakanı, Avrupa tarafının sorumlu davranması gerektiğini ifade ederek, hukuki ve ahlaki zemini olmayan "snapback" mekanizmasını devreye sokma tehdidi de dahil olmak üzere baskı araçlarının artık geçerliliğini yitirdiğini dile getirdi.
Arakçi, Belçikalı mevkidaşı Maxime Bureau ile yaptığı ikili görüşmede de bazı Avrupa ülkelerinin İran’a yönelik saldırgan tutumlara destek verdiğini belirterek, bu yaklaşımın “bölgesel ve küresel ölçekte kaosu derinleştirdiği” uyarısında bulundu.
ABD ve İsrail’in İran’a yönelik saldırgan tavırlarını Birleşmiş Milletler Şartı ve uluslararası hukukun açık ihlali olarak tanımlayan Arakçi, bu eylemleri “diplomasiye ve küresel nükleer silahsızlanma rejimine indirilmiş ağır bir darbe” olarak değerlendirdi.
İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in Gazze, Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılarına da değinerek, Tel Aviv yönetiminin ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin askeri ve siyasi desteğiyle uluslararası hukuk karşısında “dokunulmazlık” kazandığını söyledi.
Arakçi, bu durumun mevcut saldırganlığı körüklediğini ve tüm devletlerin İsrail’in ihlallerine karşı sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
