İsrail medyası, İran'ın Hayfa rafinerisine verdiği zararın boyutunu açıkladı

YDH - İsrail’in Kanal 13 televizyonunda yayımlanan araştırma, haziran ayında 12 gün süren savaş esnasında İran’ın düzenlediği doğrudan füze saldırısının Hayfa’daki Bazan enerji tesisinde büyük yıkıma yol açtığını ortaya koydu.

Saldırıda üç işçi ölürken, İsrail’in yakıt tedarikinin kilit unsurlarından biri olan tesisin faaliyetleri bütünüyle durdu.

Kanalın “korkunç senaryo” olarak nitelendirdiği saldırı, Hayfa'daki yerleşimciler ve uzmanların daha önce dile getirdiği endişeleri haklı çıkardı. Bölge halkının, tesisin kalıcı olarak boşaltılması yönündeki talepleri de bu olayla birlikte arttı.

Füze, tesisin kalbini vurdu

Füze, Bazan tesisinin merkezinde yer alan enerji santralini hedef alarak büyük patlamaya ve geniş çaplı yangınlara neden oldu.

Bu durum, elektrik ve buhar üretimini sekteye uğratarak benzin, dizel, uçak yakıtı ve evsel tüp gazı üreten tüm birimlerin durmasına yol açtı.

Haberde, İran füzesinin ayrıca petrokimya boru hattının ana köprüsünü de vurduğu ve bu durumun tesisin altyapısını tamamen felç ettiği vurgulandı.

Konuyla ilgili bilgi veren yetkili, “Eğer füze yakıt depolarına doğrudan isabet etmiş olsaydı, devasa yangın çıkacak ve Hayfa dayanılmaz çevresel felakete sürüklenecekti,” dedi.

İsrail’in yakıt tedariki tehdit altında

Krizin derinleşmesiyle İsrail’in güvenlik ve enerji yetkilileri, yakıt tedarikinin ve acil hizmetlerin etkilenmesinden duydukları kaygıyı dile getirdi. Ambulansların, toplu taşıma araçlarının ve hatta İsrail ordusunun faaliyetlerinin bile tehdit altında olabileceği belirtildi.

Yetkililer, “Bazan günde tamamen durdu; bu, hükümetin kararı değil, İran füzelerinin etkisiyle oldu,” şeklinde açıklama yaptı.

Kirlilik oranı 3000 kat arttı

Saldırının ardından Hayfa’daki kirlilik oranlarının ciddi şekilde arttığı belirtilen haberde, bölgedeki zehirli gaz salınımının 23 gün boyunca izin verilen sınırları aştığı kaydedildi.

Bazı günlerde bu oranın, izin verilen limitin 3000 katına kadar çıktığı ifade edildi. Yerleşimciler, gözlerde yanma ve nefes darlığı gibi sağlık sorunları yaşamaya başladı.

Hükümet ve yerleşimciler karşı karşıya

Bazan tesisinin 2029’a kadar boşaltılması yönünde hükümet kararı bulunmasına rağmen kanalın haberi, şirketin altyapıya hâlâ büyük yatırımlar yaptığını ve uzun vadede faaliyetlerini sürdürmeyi planladığını gösteriyor.

Bu durum, yerleşimciler tarafından kapanışın ertelenmesi için “yerleşik gerçeklerin dayatılması” olarak yorumlanıyor. Bazan yönetimi, tesisi hızla yeniden faaliyete geçirmek için yasal prosedürleri aşmaya çalışırken, Hayfa Belediyesi ve Çevre Bakanlığı bu çabaya karşı çıkıyor.

Hükümet, Bazan’ın çalışmasını milli enerji güvenliği için kritik olarak savunurken yerleşimciler, çevresel ve güvenlik tehditleri nedeniyle tesisin derhal kapatılmasını talep ediyor.

Dışarıdan temiz yakıt ithalatına geçilmesi gerektiği, zira pek çok uluslararası tedarikçinin bu hizmeti sunabildiği vurgulanıyor.

İsrailli karar alıcılar, şimdi büyük ikilemle karşı karşıya: Ya kirli ve yüksek riskli tesisi yeniden inşa etmek için yüz milyonlarca dolar harcayacaklar ya da tarihsel kapatma kararını hızla hayata geçirecekler.

Yaşanalar, yetkililer, sivil toplum ve enerji şirketleri arasında derin ayrışmaya yol açmış durumda.