İsrail lobisi, Avustralya medyasını nasıl ele geçirdi?

img
İsrail lobisi, Avustralya medyasını nasıl ele geçirdi? YDH

Tecrübeli Avustralyalı gazeteci John Lyons'un 2017 tarihli kitabında, Avustralya'daki İsrail lobisinin, etkili editör ve muhabirleri masrafları bütünüyle karşılanan gezilerle sistematik olarak etki altına alarak Tel Aviv lehine güvenilir propagandacılar olarak hareket etmelerini sağladığı ifade ediliyor.




YDH - Tecrübeli Avustralyalı gazeteci John Lyons'un 2017'de yayımlanan Balcony Over Jerusalem (Kudüs'e Bakan Balkon) adlı biyografisi, Avustralya'daki İsrail lobisinin, ülkenin önde gelen editör ve muhabirlerini sistematik olarak etki altına alarak Tel Aviv lehine propaganda yapmalarını nasıl sağladığını ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.

Kitapta yer alan ifşaatlar, Batı medyasının, İsrail'in Filistinlilere yönelik tarihsel istismar, zulüm ve katliamları ile Gazze'deki eylemleri karşısında neden sessiz kaldığına dair yanıt niteliği taşıyor.

Gazeteci Kit Klarenberg'in aktardığına göre, Lyons'un anlattığı bu faaliyetler, Siyonizmin ayrılmaz parçası olan işgal, toprak gaspı ve etnik temizlik gibi uygulamaların Batılı kamuoyundan onlarca yıldır başarıyla gizlenmesini sağlayan etkili bir yöntem.

Klarenberg, benzer operasyonların şüphesiz dünya genelinde de yürürlükte olduğunu öne sürüyor. Bu durum, The New York Times gibi yayın organlarının daha önce muhabirlerine "etnik temizlik", "işgal altındaki topraklar" ve "soykırım" gibi ifadelerden kaçınma talimatı vermesi ve Birleşmiş Milletler'in (BM) nisan ayında Tel Aviv'i Gazze'de "soykırım eylemlerinde" bulunmakla resmen suçlamasına rağmen büyük haber kuruluşlarının bu bulguları görmezden gelmesiyle örneklendiriliyor.

"Yükselişteki gazeteciler hedef alınıyor"

John Lyons, kitabında, 1990'ların başında Sydney Morning Herald gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı olarak atandıktan sonra yerel Yahudi gruplarından "toplantı talepleriyle telefonlarının çalmaya başladığını" anlatıyor.

Lyons, "unvanınızda 'yardımcı' ifadesi geçtiğinde veya medya kuruluşunuzda yükselişte olduğunuz algılandığında, Avustralya'nın 'son derece verimli İsrail yanlısı lobisi' tarafından geliştirilmek üzere hedef haline geldiğinizi" sonradan anladığını belirtiyor.

Yerel Siyonist kuruluşların halkla ilişkiler görevlilerinin, masrafları tamamen karşılanan İsrail gezisini kabul etmesi için kendisine yaklaşık yıl boyunca baskı yaptığını ifade eden Lyons, sonunda bu teklifi kabul ederek 1996'da Melbourne merkezli Avustralya/İsrail ve Yahudi İşleri Konseyi (AIJAC) tarafından finanse edilen ilk Tel Aviv ziyaretini gerçekleştirdiğini aktarıyor.

Lyons, "Avustralya'nın önde gelen haber kuruluşlarının genel yayın yönetmen yardımcılarına İsrail'e 'eğitim gezisi' teklif edilmesi neredeyse gelenek haline geldi," diye yazıyor.

Üst düzey AIJAC yetkilisinin, kurumun son 15 yılda en az 600 Avustralyalı siyasetçi, gazeteci, siyasi danışman, üst düzey memur ve öğrenci liderini bu gezilere gönderdiğiyle övündüğünü de ekliyor.

Lyons'un değerlendirmesine göre, "İsrail lobisi, yükselen medya yöneticilerini 'eğiterek' Avustralya genelinde İsrail-Filistin ihtilafını yalnızca Siyonist varlığın çarpık bakış açısından 'anlayan' ve yerel olayları buna göre haberleştiren editörleri görev başına getiriyor."

'Hikâyenin sadece tek taraflı ve katı bir versiyonu'

Lyons, geziye katıldığında "ne kadar dar bir görüş yelpazesiyle karşılaştıklarını çabucak fark ettiğini" belirtiyor. Geziyi düzenleyenlerin, "Filistin Yönetimi'nin bakış açısını dinlemek için yaklaşık saatlik zaman ayırdığını, ancak bunun dışında hikâyenin sadece tek tarafını, hem de katı bir tarafını dinlediklerini" ifade ediyor. Lyons için gezinin asıl amacının "İsrail'in Filistin topraklarındaki yerleşimlerini savunmak olduğu" kısa sürede bariz hale gelmiş.

Daha geniş bakış açısı arayışıyla ev sahiplerinden, Batı Şeria'nın İsrail tarafından yasa dışı olarak işgal edilmiş kısmı olan el-Halil'i ziyaret etmeyi talep etmiş. Lyons, bu talebinin nedenini, "El-Halil'de ham ihtilafı görebilirsiniz, zira burası, ortasında İsrail yerleşimi bulunan tek Filistin şehridir," sözleriyle açıklıyor.

El-Halil'deki zalimane işgal

Lyons, Batı Şeria'daki el-Halil'e vardığı anda Siyonist işgalin "zalimliğinin herkesin görebileceği şekilde ortada olduğunu" gördüğünü yazıyor.

Yerleşimciler ile Filistinliler arasındaki çatışmanın en temel düzeyde nasıl yaşandığına tanık olmuş. El-Halil'in sokakları genelde boş, zira "Filistinlilerin bazı yollarda araba kullanmalarına veya yürümelerine izin verilmiyor."

Yıllar sonra editörünü de bölgeye götürdüğünde, editörünün "Burası bombalamadan sonraki Dresden gibi," dediğini aktarıyor.

Lyons, el-Halil'de Filistinlilerin, "üst katlarda yaşayan Yahudi yerleşimcilerin tuğla, sandalye, kirli çocuk bezi ve çürümüş tavuk fırlatmaları sonucu isabet almamak için pazar tezgâhlarının üzerine tel gerdiklerini" görmüş. Ayrıca İsrail askerlerinin "geceleri Filistinlileri, kafes gibi görünen büyük güvenlik kapılarının arkasına, şehrin eski kısmına habersizce kilitlemeye karar verdiklerine" de şahit olmuş.

"İsrail'in müthiş PR makinesi"

Lyons'un Batı Şeria'daki Siyonist işgale ilişkin değerlendirmesi oldukça net: "Eğer bütün dünya işgali yakından görebilseydi, yarın sona ermesini talep ederdi. Filistinlilere yönelik muamelesi, tüm ayrıntıları bilinseydi Batı'da kabul görmezdi. İsrail'in bundan sıyrılmasının tek nedeni, şimdiye kadar görülen en müthiş PR makinelerinden birine ve diaspora cemaatlerinden aldığı devasa desteğe sahip olmasıdır. Askeri işgaller çirkin görünür çünkü çirkindirler. İsrail'in itibarı, başka halk üzerindeki kontrolü devam ettiği sürece kan kaybedecektir."

Yazar, İsrail lobisi tarafından finanse edilen gezilere katılan sayısız Avustralyalı kanaat önderi arasında bu tür bakış açılarının son derece nadir olduğunu belirtiyor.

Lyons'un kaydettiği üzere, "dalga dalga gazeteciler, editörler, akademisyenler, öğrenci liderleri ve sendika yetkilileri", yıllar boyunca "İsrail'in Batı Şeria'daki politikalarını savunmak için kullanılan aynı küçük grup insandan aynı ezberleri dinlemek üzere" Tel Aviv'e götürüldü.



Makaleler

Güncel