‘’TRIPP’in tamamen ABD yönetiminde uygulanması, Güney Kafkasya’da ABD’nin (ve potansiyel olarak İsrail’in) kalıcı güvenlik ve istihbarat nüfuz üssü oluşturması anlamına gelir.’’

YDH- Araştırmacı yazar Ahmet Erdem, TRIPP koridorunun yönetimi üzerinden ABD’nin bölgeye kalıcı bir güvenlik ve istihbarat üssü kurma olasılığını ele alıyor. ABD’nin kontrolündeki bu hattın, İran’ın kuzeybatı sınırında gözetim ve ekonomik baskı aracı hâline gelebileceğine dikkat çeken Erdem, bildirinin maddelerinden uluslararası ve bölgesel basın yansımalarına kadar uzanan geniş bir çerçevede; İran, Rusya ve Türkiye açısından doğabilecek siyasi, ekonomik ve güvenlik sonuçlarını değerlendiriyor.
Giriş
8 Ağustos 2025’te, Washington’da, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ‘Washington Ortak Bildirisi’ni imzaladı. ABD Başkanı’nın da imza koyduğu ve en üst düzeyde diplomatik düzlemde hazırlanıp ilan edilen bu belge üç temel başlık içeriyor:
1- İki ülke arasında “Barış ve Devletlerarası İlişkiler Anlaşması”nın parafe edilmesi ve bunun imzalanıp onaylanmasının takip edilmesi taahhüdü;
2- Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Minsk sürecinin sona erdirilmesine dair ortak talep;
3- Ermenistan topraklarında “Trump Route for International Peace and Prosperity (TRIPP)” adıyla anılan bağlantı projesinin çerçeve tasarımının başlatılması.
Bu gelişme, yalnızca Ermenistan–Azerbaycan ilişkilerinde bir dönüm noktası olarak değil, jeopolitik açıdan da Güney Kafkasya’daki güç dengesini değiştirebilecek bir hamle olarak değerlendiriliyor.
ABD’nin doğrudan arabulucu ve kalkınma aktörü olarak sahneye çıkması, Rusya’nın geleneksel rolünü geriletmekte ve transit güzergâhların yönünü değiştirmektedir; bu da İran için doğrudan ve dolaylı sonuçlar doğuracaktır.
Bu gelişmenin önemine binaen hazırlanan bu yazı, Washington Bildirisi’nin farklı boyutlarını ve olası sonuçlarını incelemeyi amaçlamakta olup şu başlıkları kapsamaktadır:
- Anlaşma hükümlerinin tam olarak anlaşılması için bildirinin eksiksiz metni;
- Ermenistan, Azerbaycan, Rusya ve dünya medyasının bakış açılarını içeren uluslararası ve bölgesel basın yansımaları;
- İran, Rusya ve diğer bölge aktörleri üzerindeki jeopolitik ve güvenlik etkilerinin analizi;
- Anlaşmanın tam uygulanması halinde İran ve Rusya’nın dışlanması ihtimaline vurgu yapan bir değerlendirme ve sonuç bölümü.
Bölüm 1 – Washington ortak bildirisinin tam metni
Biz, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı, 8 Ağustos 2025’te Washington DC’de gerçekleştirdiğimiz görüşmede şu hususları beyan ederiz:
1- ABD Başkanı ile birlikte, iki ülke dışişleri bakanlarının “Barışın Tesisi ve Devletlerarası İlişkiler Anlaşması” metnini parafe etmelerine tanık olduk; imza ve onay sürecinin devam etmesi gereğini ve barışın korunup güçlendirilmesinin önemini vurguladık.
2- Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) Minsk sürecinin ve ilgili yapıların sona erdirilmesi için yapılan ortak başvurunun imzalanmasına tanık olduk; tüm üye ülkelere bu kararı kabul etme çağrısında bulunuyoruz.
3- Ülkelerin egemenliği, toprak bütünlüğü ve yargı yetkisine saygı temelinde, ülke içi, ikili ve uluslararası ulaşım bağlantılarının açılmasının önemini teyit ettik; bu, Ermenistan üzerinden Azerbaycan ana karası ile Nahçıvan arasında engelsiz bağlantı kurulmasını ve Ermenistan’ın karşılıklı yararlarını da içermektedir.
4- Ermenistan, ABD ve üzerinde mutabakata varılan üçüncü taraflarla birlikte, TRIPP bağlantı projesinin Ermenistan topraklarında çerçevesinin hazırlanması için çalışacaktır; bu sürecin hızlı, iyi niyetli ve kararlı bir şekilde takip edileceğini beyan ediyoruz.
5- BM Şartı ve 1991 Almatı Bildirisi ile uyumlu, aydınlık bir gelecek vizyonunun çizilmesi gereğini kabul ediyoruz; sınırların dokunulmazlığı ve toprak kazanımı için güç kullanılmamasını vurguluyor, intikam arayışını şimdi ve gelecekte reddediyoruz.
6- Bu toplantının, karşılıklı saygı ve bölgesel barışın ilerletilmesi için sağlam bir temel oluşturduğuna inanıyoruz.
7- İki ülke ilişkilerinin normalleşmesini ilerletme konusundaki ev sahipliği ve rolü için Başkan Donald Trump’a en derin şükranlarımızı sunuyoruz.
Bu bildiri, 8 Ağustos 2025’te Washington DC’de imzalanmıştır.
Bölüm 2 – Uluslararası ve bölgesel medya yansımaları
2.1. Uluslararası medya
- Reuters (8 Ağustos 2025): ABD arabuluculuğunda yapılan Beyaz Saray anlaşmasının, Güney Kafkasya’dan geçen TRIPP koridorunun geliştirilmesi için münhasır hakların ABD’ye verilmesini içerdiğini ve bunun Rusya’nın geleneksel nüfuzunu zayıflattığını bildirdi.
- Time (8 Ağustos 2025): “Trump Route for International Peace and Prosperity”nin sadece bir ulaşım hattı değil, Rusya ve İran’ın konumunu zayıflatan bir jeopolitik araç olduğunu yazdı.
- Foreign Policy (8 Ağustos 2025): Zengezur koridorunun güvenlik ve kalkınma yönetiminin ABD’ye devredilmesiyle, Moskova’nın nüfuzunun azaldığını ve Washington’un baskın aktöre dönüştüğünü vurguladı.
- El-Cezire English (8 Ağustos 2025): Anlaşmanın fırsat ve zorluklarını sıraladı, Ermenistan’daki iç hassasiyetlere ve Rusya’nın tepkisine dikkat çekti.
- Radio Free Europe (8 Ağustos 2025): Bu anlaşmayı, ihtilafı kalıcı olarak sona erdirme girişimi olarak değerlendirdi ve Trump’ın rolünü öne çıkardı.
- The Guardian (9 Ağustos 2025): Anlaşmanın ihtilafı sona erdirdiğini, “Trump” adını taşıyan yeni bir transit yolu yarattığını, düşmanlıkları ortadan kaldırdığını ve ABD’yi bölgesel lider konumuna taşıdığını belirtti.
- Novaya Gazeta Europe (9 Ağustos 2025): Anlaşmayı tarihi olarak nitelendirdi ve on yıllar süren Güney Kafkasya ihtilafının sonunda çözüldüğünü ifade etti.
2.2. Ermenistan medyası
- Armenpress (8 Ağustos 2025): Bildiriyi “barış, güvenlik ve refahın yeni bir dönemi”nin başlangıcı olarak nitelendirdi; Paşinyan, bunun Ermenistan’ın transit konumunu güçlendirecek bir fırsat olduğunu söyledi.
2.3. Azerbaycan medyası
- AzerNews (8 Ağustos 2025): Anlaşmayı Bakü için “büyük bir diplomatik başarı” olarak tanımladı ve Nahçıvan’a engelsiz bağlantının tarihi bir hedef olduğunu vurguladı.
2.4. Rusya medyası
- TASS: Bildirinin maddelerine değinen sınırlı bir yayın yaptı ve Güney Kafkasya’da Rusya’nın nüfuzunun azalmasına dair analizlere yer verdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın resmi tutumu henüz açıklanmadı.
Bölüm 3 –TRIPP Projesi'nin jeopolitik ve güvenlik boyutlu sonuçlarının analizi
3.1. İran açısından sonuçlar
1. İran–Ermenistan transit hattının öneminin azalması
TRIPP’in devreye girmesi, Norduz–Erivan hattının büyük ölçüde transit önemini kaybetmesine ve daha çok ikili ticaretle sınırlı kalmasına yol açacaktır.
2. İran kamyonlarının geçişine doğrudan gözetim
Bu koridorun Amerikan güvenlik şirketi tarafından yönetilmesi ve korunması halinde, İran’a ait her kamyonun Syunik bölgesinden geçişi otomatik olarak denetim altına alınacaktır. Araç bilgileri, yükün taranması ve verilerin depolanması süreci, ABD ve müttefiklerinin (İsrail dâhil) istihbarat kurumlarına aktarılabilecektir.
3. Siyasi ve ekonomik baskı aracı
İran’ın Ermenistan’a uzanan damarının bir bölümünün ABD tarafından kontrol edilmesi, gerginlik dönemlerinde kısıtlama getirmek veya transit maliyetlerini artırmak için kullanılabilir.
3.2. Rusya açısından sonuçlar
1. Geleneksel arabuluculuk kozunun ortadan kalkması
Minsk sürecinin sona ermesi, Rusya’nın üç on yıldır süren anlaşmazlık yönetimindeki konumunu zayıflatmaktadır.
2- ABD’nin Rusya’nın arka bahçesinde güvenlik nüfuzu
Amerikan güvenlik unsurlarının Syunik’te bulunması, NATO’nun gözetim kapasitesini Rusya sınırlarına kadar genişletecektir.
3- Askerî–istihbarat dengelerinin değişmesi
Güzergâhın gözetim teknolojileriyle donatılması, ABD ve müttefiklerinin istihbarat üstünlüğünü artıracaktır.
3.3. Türkiye açısından sonuçlar
1. Doğu–Batı koridorunun güvenliğinin güçlenmesi
ABD’nin varlığı, tehdit risklerini azaltacak ve hattın istikrarını sağlayacaktır.
2. Yatırımcı güveninin artması
ABD’nin güvenlik desteği, Türkiye–Azerbaycan–Ermenistan ortak altyapı projelerine yatırım yapılmasını kolaylaştıracaktır.
3.4. Güvenlik–stratejik değerlendirme
TRIPP’in tamamen ABD yönetiminde uygulanması, Güney Kafkasya’da ABD’nin (ve potansiyel olarak İsrail’in) kalıcı güvenlik ve istihbarat nüfuz üssü oluşturması anlamına gelir. Bu durum:
- İran’ı kuzeybatı sınırlarında güvenlik tehdidiyle karşı karşıya bırakır;
- Rusya’nın geleneksel nüfuzunu zayıflatır;
- Güvenlik dengesini ABD–Türkiye–Azerbaycan ekseni lehine değiştirir.
Bölüm 4 – Stratejik genel değerlendirme ve sonuç
Washington Bildirisi ve TRIPP Projesi, görünüşte barış ve iş birliği amacıyla tasarlanmış olsa da, fiiliyatta Güney Kafkasya’nın güvenlik ve jeopolitik mimarisini değiştirebilir.
Bu koridorun yönetimi ve korunmasının, stratejik önemdeki Syunik noktasında Amerikan tarafına devredilmesi, ABD’nin (ve İsrail’in) bölgenin kalbinde kalıcı bir güvenlik–istihbarat varlığı oluşturması demektir. Bu varlık:
- İran’ı gözetim tehdidi ve transit baskısıyla karşı karşıya bırakır;
- Rusya’nın çatışma yönetimindeki konumunu zayıflatır;
- İran’ı devre dışı bırakan alternatif Doğu–Batı transit hatlarını devreye sokar;
- Güvenlik dengesini ABD, İsrail, Türkiye ve Azerbaycan lehine değiştirir.
Bu projenin tamamen hayata geçirilmesi halinde, İran ve Rusya aynı anda iki temel kozunu kaybedecektir: İran, transit alanındaki jeopolitik üstünlüğünü; Rusya ise Kafkasya’daki tekel konumundaki arabuluculuk rolünü.
Her ne kadar bu anlaşma kamuoyuna “barış ve refah” sloganıyla sunulsa da, gerçek sonuçları basit bir ulaştırma anlaşmasının çok ötesindedir ve bölgenin stratejik gidişatını önümüzdeki yıllar boyunca belirleyebilir.