SAAF-Fransız Le-Figaro gazetesi, el-Kaide’nin Irak kolu lideri Ebu Eyyub el-Mısri’nin Sünni
SAAF-Fransız Le-Figaro gazetesi, el-Kaide’nin Irak kolu lideri Ebu Eyyub el-Mısri’nin Sünni aşiretler tarafından öldürülmesinden sonra Sünni gruplar arasındaki çatışmanın doruğa ulaştığını yazdı.
Irak’taki son gelişmeleri değerlendiren Le-Figaro yazarlarından Georges Malbrunot, “Dissension among anti-american guerrillas worsens” başlıklı yazısında el-Kaide’nin Irak kolu lideri Ebu Eyyub el-Mısri’nin Sünni aşiretler tarafından öldürülmesi üzerine Irak’taki ABD karşıtı milliyetçi ve İslamcı silahlı gruplar arasındaki çatışmanın doruğa çıktığını belirtti.
Georges Malbrunot, makalesinde şu değerlendirmelere yer verdi:
İslami ve milli gruplara yakın Iraklı gazeteci Ömer, “el-Kaide, Şii ve Sünni sivilleri öldürerek haddini aştı. Birçok silahlı grup, el-Kaide’nin Irak direnişinin imajını bozduğunun farkına vardı. Irak’ta bir iç savaş peşinde olan el-Kaide artık Iraklıların çıkarına hizmet etmiyor” diyor.
Eski Enformasyon Bakanı Muhammed el-Hekim de el-Kaide’nin Iraklıları kızlarını kendi militanlarıyla evlenmeye zorlayarak bu şekilde Sünni aşiretlerin desteğini kazanmaya çalıştığını belirtti.
2006’nın Ocak ayında Ramadi’de başlayan iç çatışmalar bazı kabilelerin kentlerinin Talibanlaştırılmasına karşı çıkmasıyla başladı. Şu an bu çatışmalar doruğa ulaşmış bulunuyor. El-Kaide, mart ayında önde gelen Sünni liderlerden Haris Dari’nin 1920 Tugayları adlı grubun komutanlığını yapmakta olan yeğenlerinden birini öldürdü.
Daha sonra da Irak’taki en güçlü silahlı gruplardan biri olan ve ABD ile görüşmelerde bulunmak isteyen İslam Ordusu’nun Samerra’daki yerel liderlerinden biri el-kaide tarafından öldürüldü.
Irak İslam Ordusu, Sünni bölgelerde kurulan ve Liderliğini el-Kaide’nin yaptığı Irak İslam devleti’nin egemenliğine girmek istemiyordu.
Iraklı parlamenterlerden biri “bu, Irak’ın parçalanmasını isteyen Şiilerle Kürtlerin istekleri doğrultusunda atılmış bir adımdır, halbuki Sünnilerin çoğu Irak’ın tek parça halinde kalmasını istiyor” diyor.
El-Kaide kendine bağlı internet sitelerinde “sizin seçme hakkınız bulunmuyor, ya bize katılacaksınız veya silahlarınızı bırakacaksınız, yoksa sizi öldürürüz” diye tekrar ediyor.
Bu baskılar hiç yapıcı değildi. Muhammed el-Hekim “el-Kaide Ramadi’den ve Hadise’den kovuldu, şu an birçok sorunla karşı karşıya bulunan el-Kaide, Tıkrit’e gidip oraya sığınmak istemiyor. Çünkü birçok kabile artık el-Kaide’yi istemiyor. El-Kaide şu anda Kerkük’e toplanmak istiyor. Çünkü bu bölgede Kürtlerle Sünniler arasında ihtilafların çıkacağını ve buranın kendisi açısından faaliyet alanı haline gelebileceğini umuyor” diyor.
Bütün bunlara rağmen bu terörist grubun eli birçok açıdan oldukça güçlü.
Pentagon’a göre her ay onlarca Arap savaşçı Irak’a geliyor. Ömer ise “el-Kaide savaşçılarına bazen ayda 5 bin dolar veriyor. Bu yüzden de İslam Ordusu’nun bazı militanları geçen yılın başlarında el-Kaide’ye katılmıştı” diyor.
Diğer gruplar dört yıl savaştıktan sonra birçok mali sorunla karşılaştılar; ayrıca şu an oluşmakta olan el-Kaide karşıtı cepheyi oluşturan Sünni gruplar arasında bir görüş birliği bulunmuyor. Irak’taki Sünnilerin çoğu el-Kaide’yi, Şii ölüm mangalarına ve İran’a karşı bir siper olarak görüyor.
El-Kaide’nin Irak kolu liderinin öldürülmesi, bölünmelere sebep olabilir. Irak’taki silahlı gruplar el-Kaide’ye bağlı binlerce militanı kendine bağlayabilecek güçte.
Ömer diyor ki, “onların el-Kaide’ye karşı operasyon yapmak için el-Kaide’nin İran’la ilişkide olduğu şeklinde iyi bir gerekçesi bulunuyor. Çünkü Saddam’ın özel muhafız güçlerinin çoğu el-Kaide’ye bağlı çalışıyor.”
Irak’taki isyancı gruplara yakın parlamenterlerden Salih el-Mutlak, milliyetçi hareketlerin birleşmemesi durumunda zayıflayacağını söylüyor. Bu durumda el-Kaide’nin Irak İslam devleti’ni kuracağını belirten Mutlak, bunun da Irak için matem günü anlamına geldiğini ifade ediyor.