BM: Suriye'deki kaostan HTŞ'nin sistematik yetersizliği suçlu

img
BM: Suriye'deki kaostan HTŞ'nin sistematik yetersizliği suçlu YDH

Yağmalama ve köylerin yakılması eşliğinde yürütülen saldırılarda yaklaşık bin kişi öldü. Bunların en az 539’unun Süveyda’dan olduğu ve 39’u kadın, 21’i çocuk olmak üzere sivillerden oluştuğu doğrulandı. Sahada infaz edilen 196 kişi arasında 8 çocuk ve 30 kadın bulunuyor. Toplamda 33’ten fazla köy ateşe verildi.




YDH- BM uzmanları, 13 Temmuz 2025’ten bu yana Suriye’nin Süveyda vilayeti ve çevresinde yoğun silahlı saldırılar yaşandığını, saldırıların kitlesel ölümler, zorla kaybetmeler, kaçırmalar, yağma, mülkiyetin yok edilmesi ve kadınlara yönelik cinsel şiddetle sonuçlandığını açıkladı.

Yayımlanan açıklamada, saldırıların özellikle Dürzi azınlığı hedef aldığına dikkat çeken uzmanlar, dini kimlik gerekçesiyle din adamlarının zorla bıyıklarının kesilmesi, sosyal medyada “hain” ve “kafir” olarak damgalanıp öldürülmeye çağrılmaları, Dürzi kadınların kaçırılıp köleleştirilmesi yönünde tehditlerin dolaşıma sokulmasının nefret iklimini derinleştirdiğini belirtti.

Uzmanlar, yağma ve intikam saldırılarıyla başlayan “şiddetli mezhepsel” çatışmaların kısa sürede büyüyerek yerel milisler, Suriye'de yönetime getirilen Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütü ve onlarla bağlantılı silahlı grupları içine alan geniş çaplı bir savaşa dönüştüğünü bildirdi.

BM uzmanlarının açıklamasına göre Taara, Dura ve ed-Daviya köylerine yönelik saldırılarda ağır topçu ve makineli tüfekler kullanıldı.

Yağmalama ve köylerin yakılması eşliğinde yürütülen saldırılarda yaklaşık bin kişi öldü.

Bunların en az 539’unun Süveyda’dan olduğu ve 39’u kadın, 21’i çocuk olmak üzere sivillerden oluştuğu doğrulandı.

Sahada infaz edilen 196 kişi arasında 8 çocuk ve 30 kadın bulunuyor.

Toplamda 33’ten fazla köy ateşe verildi.

Açıklamada, HTŞ'ye bağlı silahlı grupların en az 105 Dürzi kadın ve kızı kaçırdığı, bunlardan 80’inin hâlâ kayıp olduğu bildirildi.

Serbest bırakılan bazı kadınların ise can güvenliği endişesi nedeniyle evlerine dönemediği ifade edildi.

En az üç vakada, kadınların infaz edilmeden önce tecavüze uğradığı aktarıldı.

Ayrıca 763 kişinin —aralarında çok sayıda kadın— hâlen kayıp olduğu kaydedildi.

BM uzmanları, bu ihlallerin azınlıkları korumada ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemede “sistematik bir başarısızlığı” ortaya koyduğunu vurguladı.

Keyfi infaz, işkence ve zorla kaybetmelere dair bağımsız ve tarafsız soruşturmaların yürütülmediğine dikkat çekildi.

Ayrıca, geçici otoritelere bağlı güçlerin saldırılara karıştığı yönündeki raporların cezasızlık iklimini güçlendirdiği, mağdur aileleri susturduğu ve kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılmasını engellediği belirtildi.

Uzmanlar, şiddet nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan 192 bin kişinin güvencesiz koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini açıkladı.

Yetkililere, azınlıkları koruma, şiddete teşviki durdurma ve yerinden edilenlerin güvenli dönüşünü veya kalıcı çözümlerini sağlama çağrısında bulunuldu.

Raporda, yaşam, özgürlük ve güvenlik haklarının yanı sıra işkence ve yargısız infaza karşı korunma hakkının önemine, kadın ve kız çocuklarının özel olarak korunması gerektiğine dikkat çekildi.

İlgili Haberler