Paris'teki İsrail-HTŞ toplantısının ayrıntıları belli oldu

img
Paris'teki İsrail-HTŞ toplantısının ayrıntıları belli oldu YDH

Paris’te HTŞ rejimi ve İsrail heyeti arasında ABD’nin dolaylı aracılığıyla gerçekleştirilen görüşmede güney Suriye ve Golan Tepeleri’ni kapsayan hassas konuların ele alındığı bildirildi.




YDH- The Media Line’ın aktardığı habere göre, HTŞ rejimi, Dışişleri ve Yurtdışındaki Vatandaşlar Bakanı Esad eş-Şeybani ile İsrailli bir heyetin Paris’te bir araya geldiğini duyurdu. Görüşmenin ABD’nin dolaylı arabuluculuğu altında gerçekleştiği bildirildi. Toplantının, güney Suriye ve Golan Tepeleri’nden çekilme konularını ele aldığı kaydedildi.

Haberde, İsrailli katılımcıların isimlerinin açıklanmadığı, toplantının, bölgesel ve uluslararası dinamiklerin hızla değiştiği bir dönemde HTŞ rejimi ile İsrail ilişkilerinde “yeni bir diplomatik aşamayı” işaret ettiği belirtildi.

The Media Line’a göre, görüşmeler, birkaç hafta önce Paris’te gerçekleştirilen ve somut bir ilerleme sağlayamayan önceki görüşmelerin devamı niteliğinde oldu. İkinci tur toplantının “daha geniş bir öneme” sahip olduğu ve HTŞ rejiminin “özellikle güneyde, son aylarda artan gerilimler yaşayan iç istikrar ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ile ilgili hassas konuları” ele aldığını teyit ettiği aktarıldı.

Habere göre, toplantının ana gündem maddelerinden biri, 1974’te ABD’nin arabuluculuğunda BM gözetiminde sağlanan ateşkes anlaşması kapsamında İsrail’in Golan Tepeleri’nden çekilme olasılığı oldu. Anlaşmanın, askeri çatışmaları sonlandırdığı ve BM Gözlem Gücü tarafından izlenen bir tampon bölge oluşturduğu ifade edildi.

Haberde, son yıllarda iç Suriye gerilimleri ve İsrail’in Suriye topraklarındaki operasyonlarının anlaşmanın etkinliğini azalttığı ve BM’nin uzun vadeli istikrar sağlama kapasitesini düşürdüğü belirtildi.

The Media Line’a konuşan HTŞ rejimi Dışişleri Bakanlığı kaynakları, görüşmelerin “üç ana alana” odaklandığını ifade etti. Bunlar; 1974 ateşkes anlaşmasının yeniden etkinleştirilmesi, özellikle Süveyda vilayetindeki güney Suriye durumu ve insani-güvenlik konuları, mülteci ve sınır ötesi uyuşturucu trafiği dahil olmak üzere meseleler oldu.

Kaynaklar, toplantının kamuoyundan uzak yapıldığını, Fransız diplomatik ekibin lojistik destek sağladığını ve Washington’un “gözlemci ve kolaylaştırıcı” rol üstlendiğini bildirdi.

HTŞ rejimi Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, The Media Line’a verdiği demeçte, Paris’teki görüşmenin Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü koruma taahhüdü kapsamında gerçekleştiğini ifade etti. Bakan, Güney Suriye’de gerginliği azaltma ve çekilme anlaşmasının canlandırılması konularının görüşüldüğünü belirtti.

Amman Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Dr. Hani Nasır, toplantının “dolaylı ABD aracılığı altında gerçekleşmiş olsa da önemli bir diplomatik dönüm noktası” olduğunu iddia etti. Nasır, Şam’ın mesajının, “ülkenin istikrarı için tarihsel rakibi ile diyalog kurabilecek kapasitede olduğunu göstermeyi amaçladığını” öne sürdü.

Beyrut Orta Doğu Çalışmaları Merkezi’nden politik analist Lama Halil ise toplantıları “stratejik adım yerine siyasi manevra” olarak nitelendirdi. Halil, HTŞ rejiminin hem iç hem de dış kamuoyuna siyasi faaliyet göstermesi gerektiğini, İsrail’in ise Washington nezdinde “istikrar” arayan sorumlu taraf imajını güçlendirdiğini belirtti. Ancak sahada resmi bir müzakere süreci olmadan değişiklik beklenemeyeceğini vurguladı.

Haberde, toplantının, özellikle Süveyda’daki durum da dahil olmak üzere “hassas iç meselelere” bağlanmaya çalışıldığı, HTŞ rejiminin güneydeki çatışmayı yalnızca güvenlik önlemleri ile değil siyasi yollarla da yönetebileceğini göstermek istediği kaydedildi. Ayrıca toplantının, Arap Birliği’ne yeniden kabul edilen Şam’ın diplomatik sahaya dönüş çabaları ile eş zamanlı gerçekleştiği belirtildi.

The Media Line’a göre, Paris görüşmeleri sembolik olarak önemli olsa da uygulamada sınırlı etki yaratıyor; ABD Suriye’ye yönelik yaptırımlar ve izolasyon politikasını değiştirmedi, İsrail de Suriye içindeki askeri operasyonlarını durdurma taahhüdünde bulunmadı.

Habere göre, toplantı, HTŞ rejimi ve İsrail arasında diplomatik bir temas imkânı sağlarken, sahada stratejik bir değişim anlamına gelmedi. HTŞ rejimi, siyasi kanalları açabilecek zorunlu bir aktör olduğunu göstermek isterken, İsrail açık güvenlik garantileri olması durumunda tırmanmayı azaltma niyetini gösterdi. Washington ise gözlemci rolünü sürdürdü.

 

İlgili Haberler


Makaleler

Güncel